TKP Genel Sekreteri Okuyan partisinin 102. kuruluş yıl dönümünde konuştu: Zengin düşmanlığını meşrulaştıracağız, yayacağız

TKP Genel Sekreteri Okuyan partisinin 102. kuruluş yıl dönümünde konuştu: Zengin düşmanlığını meşrulaştıracağız, yayacağız

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, partisinin 102. kuruluş yıl dönümünde, “Sermaye düşmanlığı yapacağız. Çünkü bu ülkede artık sermayenin, patronun anlamını bilenlerin sayısı artıyor. Artık AKP’nin tabanı da uyanmaya başladı. Zengin düşmanlığını meşrulaştıracağız, yayacağız” dedi.

TKP, kuruluşunun 102. yıl dönümü dolayısıyla bugün Ankara’da ‘2023 Yeniden’ isimli bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte konuşan TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, şunları söyledi:

“Sermaye düşmanlığı yapacağız. Çünkü bu ülkede artık sermayenin, patronun anlamını bilenlerin sayısı artıyor. Artık AKP’nin tabanı da uyanmaya başladı. Zengin düşmanlığını meşrulaştıracağız, yayacağız. ‘Efendim ürkütüyorsunuz’… Ya şaka mı bu? Laikliği güçlendirmek zorundayız, yaymak zorundayız. Türkiye’de laik duyarlılığı olanların sayısı artıyor, sesleri kısılıyor.

Tunç Soyer çıktı, aslında Mustafa Kemal’in söylediği bir sözü tekrar etti, linç edildi. Osmanlı’nın son kalıntılarına işaret ederek, ‘Ülkeyi yönetenler, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde olabilirler’. ‘AKP tabanını ürkütmeyelim’ demenin maliyeti budur. AKP tabanını ürkütmemek nasıl olur biliyor musunuz? AKP tabanını uyararak. O taban şu anda öfkeli, çünkü aç, işsiz; hayat pahalılığı onları da eziyor.

"Meselenin özüne gideceğiz. AKP’ye niye karşıyız?"

Farklılıklarımızı şimdilik bir kenara koyacakmışız. Sonra ne olacak? Biz, bu halkın, emekçilerin karşısında hangi yüzle çıkacağız? Bu ülkenin bütün yükü halkın sırtına binecek, biz susacağız, karşılıklı şirinlik yapacağız. Niye? Erdoğan gitsin diye. O zaman biz Erdoğan gitsin diye niye istiyorduk? Nedeni var, o nedenleri konuşmayacaksak niye varız biz burada?

Mesele bizim muhalefeti eleştirmemiz değil aslında. TKP ‘laiklik’ dediği zaman muhalefet diyor ki ‘Durun, oradan eleştirmeyin iktidarı’. Muhalefet dediğimiz de Millet İttifakı. ‘Sermaye egemenliği’ diyoruz, ‘aman oralara girmeyin, ürkütüyorsunuz’ diyorlar. ‘ABD ve NATO’ diyoruz, ‘sırası değil, gelecek, biz de ABD karşıtıyız’ diyorlar. Peki biz AKP’yi nasıl eleştireceğiz? ‘Beşli Çete, sarayın israfı’ falan diyecek parti değiliz. Meselenin özüne gideceğiz. AKP’ye niye karşıyız? AKP, piyasacı, Amerikancı, NATO’cu; bunları söylemeyeceğiz. Ne yapacağız. Şunu istiyorlar; ‘TKP konuşsun ama Babacan’la el sıkışsın, TKP konuşsun ama Davutoğlu’nun o soğuk şakalarına gülsün’.

Farklılar hep bizim sol tarafımızdan gidiyor, törpüleniyor. Niye hiç Türkiye sağı tek bir farklılığı problem etmiyor? Niye Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, artık kim varsa niye hiç kendilerinde törpülenecek bir şey görmüyorlar?”