TKP’de neler oluyor?

TKP’de neler oluyor?

Türkiye Komünist Partisi'nde (TKP) Merkez Komite (MK) üyesi iki grubun birbirlerini sert bir dille eleştirdikleri iki farklı açıklaması 'TKP'de neler oluyor' sorusunu akıllara getirdi. Aralarında Kemal Okuyan ve Aydemir Güler gibi TKP’nin önemli isimlerinin yer aldığı 12 Merkez Komite üyesi bir açıklama yaparak, "Türkiye Komünist Partisi’nin, gelenek ve değerleriyle, siyasi hat ve üslubuyla taban tabana zıt bir kesimin saldırısı altında olduğunu" söyledi. Ardından yine TKP'nin önemli isimlerinden Erkan Baş ve Metin Çulhaoğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 kişilik diğer grup Parti'de yaşanan krizle ilgili ilk kez konuştuklarını belirterek, "Partiye ve geleneklerine dönük bir saldırı suçlamasıyla ortaya çıkan ithamı ciddiye almıyoruz. Partimizin gerçek sorunları vardır. Bu sorunları masaya yatırmadan ve partinin kolektif bilincine çıkarmadan ileriye dönük yol almak mümkün değildir" dedi.

 

‘Hazian direnişi tartışmanın merkezinde’

 

Aydınlık gazetesinde yer alan habere göre, Kemal Okuyan ve Aydemir Güler’in de bulunduğu 12 Merkez Komite üyesi bu saldırının, komployla, manipülatif tezlerle, yalanla, dezenformasyonla yürütüldüğünün savunulduğu açıklamada, “Bir grup MK üyesinin istifa ettiği haberi, parti üyelerinin kendilerini çaresiz hissetmelerini ve boyun eğmelerini sağlamak için uydurulmuş bir yalandan ibarettir” denildi.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Bu yolu seçmemizin nedeni kimi parti kademelerinin söz konusu gayrımeşru faaliyete aktif olarak katılmalarıdır. Sorun politik ve örgütseldir. Nasıl bir değer verdiğimizi parti yayınlarında, Eylül tezlerinde, Gelenek dergimizde ayrıntılarıyla irdelediğimiz Haziran direnişi manipülatif bir biçimde tartışmanın merkezine oturtulmaktadır. Buna göre, Türkiye’nin içine girdiği yeni dönemde partinin devrimcileşmesi gereği ortaya atılmakta, ‘yeterince devrimci olmadığımız’ iddia edilmekte ve bu demagoji partimizin geleneklerine, temel perspektifine ve kolektif liderlik anlayışına karşı tasfiye harekatının gerekçesi olarak sunulmaktadır.”

“TKP’nin ülke siyasetinde biricik olan sosyalist devrimci konumlanışını sorgulamaktan sadece tasfiyecilik çıkar” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle devam etti:

“Bizim bu sistemsiz ve düzeysiz tezlere, bunun parçası olan kariyerist müdahalelere pabuç bırakmamız ise kesinlikle düşünülemez. Partimizdeki kilitlenme Merkez Komitesi (MK)’ni kapsamaktadır. 18 Mayıs ÖK toplantısında kürsüye yansıyan taraflaşma 19 Mayıs’ta MK’da tekrarlanmıştır. MK’nın yeniden toplanma olanağını yitirdiği ortaya çıkmış, bunun üzerine partiyi kongreye en yakın zamanda taşıyabilmek için arayışlar başlamış, MK yetkilerini de devralacak bir Kongre Hazırlık Komitesi oluşturulmuştur. Ancak partiyi bölmeye faaliyetlerin hızlandırılması bu komiteyi faaliyete geçmekten alıkoymuştur. TKP bu krizi aşacaktır.”

 

Diğer gruptan yanıt

 

Bu açıklamadan sonra aralarında Erkan Baş ve Metin Çulhaoğlu’nun bulunduğu Merkez Komite üyesi 11 kişilik diğer grup da bir açıklama yaptı. Açıklamanın satır başları şöyle:

"Partimizde yaşanan krize karşı ilk kez sözümüzü söylüyoruz. Partiye ve geleneklerine dönük bir saldırı suçlamasıyla ortaya çıkan ithamı ciddiye almıyoruz. Partimizin gerçek sorunları vardır. Bu sorunları masaya yatırmadan ve partinin kolektif bilincine çıkarmadan ileriye dönük yol almak mümkün değildir.

Yaşanan bu krizin adını koymamız lazım. Bu kriz Merkez Komitesi’nde somutlanan önderlik sorunudur. Ne yazık ki her türlü ilerletici ve partiyi örgütleyici önerilerimiz ve parti birliği için girişimlerimiz bir duvarla karşılaşmıştır. Partimizin bu sorunu aşacağını biliyoruz. Türkiye Komünist Partisi üyelerini, soğukkanlı ve sağduyulu olmaya çağırıyoruz.

Partimizin resmi iletişim kanallarının parti hukukuyla bağdaşmayan yollardan kullanılmasıyla yapılan açıklamalara ve çağrılara itibar edilmemelidir. Bu tartışmanın bütün üyelerimiz tarafından sağlıklı olarak yapılabileceğine inanıyoruz.

Şu andan itibaren bütün alanlarda yaşanan gerilimi azaltmaya çağırıyoruz.

Siyasi mücadelede bunu da normal karşılamak lazım. Türkiye Komünist Partisi’nin atılım yapabileceği bir dönemde partinin birliği ve geleceği için üzerimize düşen görevin bilincindeyiz! Bugüne kadar aldığı tüm görev ve sorumlulukları yerine getirmeye çalışan yoldaşlarınız olarak bu krizi sizinle birlikte aşacağımızı biliyoruz"