TÖB-DER'in anma töreninde eski başkandan Gezi mesajı geldi

TÖB-DER'in anma töreninde eski başkandan Gezi mesajı geldi

Türkiye'de toplumsal ve siyasal hayata vurulmuş en ağır darbe olan 12 Eylül sürecinde öldürülen, Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesi öğretmenler için arkadaşları bir anma töreni hazırladı.

Radikal.com.tr'de yer alan habere göre, TÖB-DER’li öğretmenler için Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlenen etkinlikte konuşan TÖB-DER eski yöneticilerinden Seyfettin Bican, sadece 1979 yılı başında sıkıyönetim ilan edildiği tarihe kadar olan dönemde yaklaşık 125 öğretmen arkadaşlarının katledildiğini, 12 Eylül sürecinde de 200 civarında arkadaşlarını ‘bağımsızlık, demokrasi, barış ve özgürlük’ mücadelesi içinde yitirdiklerini aktardı. TÖB-DER’in öğretmenlerle sınırlı bir mücadele vermediğini, emekçilerin haklarının savunulduğu tüm etkinliklerde tüm gücüyle yer aldığına işaret eden Bican, kapatılmasının ardından TÖB-DER’in el konulan mal varlığının geri alınması yönündeki çalışmalara değinerek, bu çalışmalara demokratik tüm sivil toplum kuruluşlarının destek vermesinin Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesinin de bir parçası olduğunu söyledi.

 

Başkan Bozkurt’dan Gezi mesajı

 

Anma etkinliğine rahatsızlığı nedeniyle katılamayan TÖB-DER ve Eğit-Der eski Genel Başkanı Ali Bozkurt da yaşadığı Antalya’dan gönderdiği mektubunda, yaşlılık, hastalık ya da kaza nedeniyle yaşanan kayıpların acısının bir nebze de olsa kabullenildiğini ancak işkence ve benzeri yöntemler sonucu ölümlerin kabullenilemediğini vurguladı. Bozkurt, Gezi eylemlerini de kapsayan mektubunda şöyle dedi:

“Biz devrimciler bir yoldaşımızın, bir dost ya da arkadaşımızın işkencehanelerde katledilmesini, faşistlerin kurşunlarına hedef olmasını, panzerlerle ezilmesini, cayır cayır yakılmasını kabul edemiyoruz. Son aylarda Haziran 2013 direniş günlerinden bugüne halkımıza uygulanan polis şiddeti, devrimci gençlerin gaz kapsülleriyle, kurşunlarla vurulması yüreğimizi dağlıyor. Tüm baskı ve zulme karşın yılmıyoruz yeniden ayağa kalkıyoruz. İşte bizi ayakta tutan da bu onurlu duruştur.”