'Tobin vergisinin zamanı mı?'

'Tobin vergisinin zamanı mı?'
T24- Mahfi Eğilmez Radikal gazetesindeki köşe yazısında 'Tobin vergisi' uygulamasınınTürkiye için yerinde bir karar olup olmadığını değerlendirdi.Eğilmez, 'Tobin vergisi'nin tek başına uygulanmasının yeterli olmayacağını ve tek başına uygulanması halinde sıcak para girişinde azalmayla beraber ithalatın gerileyeceğini vurguladı.Mahfi Eğilmez'in 22 Temmuz 2010 tarihli 'Tobin vergisinin zamanı mı?' başlıklı yazısı şöyle:1981 yılında yatırım davranışlarının anlaşılmasına ve bunun sonucunda mali piyasalara ilişkin bilgilerimizin gelişmesine yaptığı katkılar nedeniyle Nobel ekonomi ödülüne layık görülen ABD’li iktisatçı James Tobin’in ekonomi literatürüne yaptığı en popüler katkı Tobin vergisi olarak anılan önerisidir. Bugünkü tartışma ortamında gelişme yolundaki ekonomiler için önerilen bir yöntem olmasına karşılık Tobin vergisi aslında gelişmiş ülkeler için düşünülmüştür. Tobin, gelişmiş ülkelerin hepsinin yabancı para işlemlerinden binde 5 gibi düşük oranlı bir vergi almalarını önermiştir. Vergi oranının düşük tutulmasının gerekçesi ise uzun dönemli yatırımları özendirmektir. Çünkü binde 5’lik oran kısa dönemli yatırımlar için belirli bir maliyet yaratsa da uzun dönemli yatırımlar için ihmal edilebilir bir maliyet oluşturmaktadır.  Tobin vergisinden beklenen küresel yararların başında kurlarda ortaya çıkacak dalgalanmaların azaltılması geliyor. Gerçekten de küresel yaygınlıkta uygulanacak bir Tobin vergisi, dalgalı kur rejiminin egemen olduğu bir dünyada bu tür dalgalanmaları azaltmak, hatta regüle etmek yeteneğine sahip görünüyor. Bu tür bir verginin ikinci yararı finansal piyasaların ulusal devletlere para ve maliye politikası empoze etme gücünü düşürmek olarak ortaya çıkıyor. Küresel sermaye hareketlerinin yarattığı spekülatif ortamın rüzgârına kapılan hükümetler istedikleri ya da inandıkları para ve maliye politikasını uygulamak yerine bu akımları kaybetmemeye yönelik politikalara yoğunlaşıyor ve sonuçta yönetim iktidarlarını yitiriyorlar. Tobin vergisinden beklenen üçüncü yarar ise kamu maliyesine gelir sağlamak olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin büyüme modeli ihracata dayalı bir büyüme modeli olarak kabul edilebilir.  İhracatının ise önemli bir bölümü ithalata bağlı bulunuyor. Çünkü Türkiye, ağırlıklı olarak hammadde, ara malı ve sermaye malı ithal ediyor, bunları yatırım ve üretimde kullanıyor, elde ettiği ürünlerin bir bölümünü yurt dışına ihraç ediyor. Eğer ihracatımız ithalatımızdan fazla olsaydı dış finansman sıkıntımız olmazdı. Oysa ithalatımız ihracatımızdan yüksek düzeyde seyrediyor. Ve bunun sonucu olarak cari açık veriyoruz. Onun da sonucu olarak dış finansman ihtiyacı çekiyoruz. Dış finansmanın iki kaynağı var: (1) Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, (2) Sıcak para. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları olarak çektiğimiz kaynak önemli bir artış göstermiş olmasına karşılık finansman ihtiyacımızı karşılamıyor. Bu durumda sıcak paraya ihtiyacımız oluyor. Türkiye, tek başına Tobin vergisi uygularsa ne olur? Türkiye’ye sıcak para girişi azalır, yani dış finansman sıkıntısı ortaya çıkar, o zaman yeterince ithalat yapamaz olur ve büyüme oranı gerilmeye başlar. Hiç kuşkusuz bunların böyle bire bir olması gerekmiyor ama mantık, üç aşağı beş yukarı, bu kurgulamanın gerçekleşeceğini anlatıyor bize. O halde tek başımıza Tobin vergisi uygulamak bir çözüm değil. Ya da daha doğru bir ifadeyle bizim istediğimiz gibi bir çözüm değil. Çünkü biz bir yandan da hızlı büyümek istiyoruz.Tobin vergisi, Türkiye açısından, mevcut modeli veri olarak alıp iki yanlıştan bir doğru çıkarmaya yönelik bir yaklaşım gibi görünmektedir. Tek başına Türkiye’nin uygulaması bir anlam taşımıyor. Eğer küresel sisteme yaygın bir uygulama olacaksa Türkiye bunun içinde yer alabilir. Ama bu uygulamadan mucizeler beklemek bence doğru bir yaklaşım olmaz. Türkiye açısından yapılması gereken şey; cari açık ve dış finansman üzerine kurgulanmış yanlış büyüme modeline payanda bulmak yerine büyüme modelini yeniden ele almaktır. Zor ama sürdürülebilir olanı seçip, iç dinamiklerimize dayanan, içeride daha fazla katma değer yaratmaya yönelen bir ekonomik model üzerinde düşünce üretmemiz gerekiyor.