TOKALAŞMA ŞEKLİ SEÇMENİ ETKİLİYOR BURSA (A.A)

-TOKALAŞMA ŞEKLİ SEÇMENİ ETKİLİYOR BURSA (A.A) - 16.05.2011 - Seçim öncesi meydanlara inen milletvekili adaylarına önerilerde bulunan uzmanlar, tokalaşmadan giyime, konuşmadan davranışlara kadar önemli ayrıntıları içeren ''10 altın kural''a dikkat edilmesi gerektiğini bildirildi. Yaşam koçluğu yapan ve bu alanda kitapları bulunan Kişisel Gelişim Uzmanı Ömer Çam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçmenden oy isteyen milletvekili adaylarına önerilerde bulundu.  ''10 altın kural'' olarak adlandırdığı önerilerinden ilkinin ''denge'' olduğunu ifade eden Çam, şunları söyledi: ''Yaşamın olmazsa olması dengedir ve her şey bunun üzerine kuruludur. Adına hastalık denen dengelerin bozulması, mutlaka adı tedavi olan denge sağlama uygulamalarıyla yeniden sağlıklı hale getirilebilir. Siyasiler de sık sık değişen gündemlerde, zihinsel, ruhsal ve bedensel dengelerini korumayı öğrenmelidir. Farklı düşünce ve ruh haliyle farklı davranışlar sergileyen siyasetçi dengesizliğin olumsuz sonuçlarını yaşamak zorunda kalır.'' Diğer bir önemli hususun ''güven'' olduğunu vurgulayan Çam, ''Siyasetçi, her davranışı ve sözüyle halka, seçmene güven vermek zorundadır'' dedi. Çam, üçüncü kural olarak siyasetçilerin pozitif tavır sergilemesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Siyasetçide, olması gereken başka önemli bir husus, pozitif düşünce, davranış ve enerjidir. Bazı insanlar sözleriyle, beden diliyle başka kişilere olumsuz enerji aktarıp kendilerini kötü hissetmesine sebep olur. Kullandıkları kelimeler, duruş, bakış, yaklaşımlar gibi ilişkiyi etkileyen unsurlar, olumsuz içerikle doludur. Olumsuz unsurlar insanı mutlu etmez. Siyasetin temel amacı da insanları mutlu edecek şeyleri onlara verme vaadini içerir. Siyasetçi, insanları mutlu edecek araçları, onların yaşamına katacağına dair olumlu mesajları vermelidir. İnsanlar, siyasetçinin yanında olduğunda, onu dinlediğinde her haliyle kendisini iyi hissetmelidir.'' -ZARFIN DIŞIYLA İÇİNİN AYNI OLDUĞUNU GÖSTERİN-  Milletvekili adaylarına ''samimi'' olunmasını öneren Ömer Çam, şöyle devam etti: ''Koltuklar ve unvanlarla gelen güç, bir çok insanın kişiliğinin değişmesine ve kendisinden üstte olan mevkilere saygı aşağıda olana ise önem vermeme şeklinde davranışlara yol açabilir. Bu tavırda davranışlara yansıyabilir. Siyasetçi, amacının hizmet olduğunu ve geleceği makam ne olursa olsun bunu unutmadan samimiyetle insanlara hizmet edeceğini göstermelidir. İnsanlarla konuşurken yapmacık tavırlar direkt olarak bilinç altında algılanacağından ters ve olumsuz etki yaratır. İnsanlara, zarfın dışıyla içinin aynı olduğunu gösteren siyasetçi, başarı merdiveninin basamaklarını emin adımlarla tırmanacaktır.'' Çam, beşinci altın kuralın ''farkındalığın artırılması'' olduğunu belirterek, ''Farkındalık, siyasetçinin yaşamındaki en önemli başarı unsurlarından birisidir. Neyi nasıl yaptığını ve hangi tepkiyi aldığını fark eden siyasetçi, sonuçlar üzerinde istediği gibi hakimiyet kuracaktır. Hitap ettiği insanların, inançlarının, değerlerinin, yaşam koşullarının, beklentilerinin, ihtiyaçlarının farkında olmak siyasetçiyi güçlü yapar'' diye konuştu. -İLK 10-20 SANİYE ÖNEMLİ- İlk izlenimde olumlu etki bırakmanın da önemli olduğunu vurgulayan Çam, şu önerilerde bulundu: ''İlk kez karşılaşılan insanlar üzerinde etki bırakmak son derece önemlidir. Bunun için ilk 10-20 saniye içinde yapılacak olanlar, etkinin şeklini ortaya koyacaktır. Bunun için siyasetçi ilk izlenimin gücünü lehine kullanmalıdır. İnsanlarla konuşurken gözlerinin içine bakılmalıdır. Göz teması kurulmayan konuşma ve diyaloglarda karşıdaki kişi kendisini değersiz hisseder. Tokalaşmada karşı tarafa olumlu enerji aktarılmalıdır. Karşıdakinin eli, ne çok ne de az sıkılmalıdır. Kemik kıran el sıkışı tehdit mesajı verirken, ölü balık el sıkışı güvensiz izlenimi yaratır. Güçlü kelimeler kullanılmalıdır. 'Teşekkür ederim, lütfen, rica ederim, affedersiniz, özür dilerim' gibi nezaket içeren kelimeler konuşma içinde yer almalıdır. Kıyafetlerin ve renklerin dili bilinerek giyinilmelidir. Örneğin gömlekte beyaz ve maviyi tercih edilmelidir.'' Yedinci kuralın ''etkili iletişim'' olduğunu dile getiren Çam, ''Ağzınızdan ses çıkarmanız karşı tarafla iletişim kurduğunuz anlamına gelmez. Siyasetçi etkili iletişim kurma becerisini kazanmalıdır. Etkili iletişimde kelimelerle birlikte, onların söyleniş şekli ve sesin niteliği de önemlidir. Konuşma becerilerini geliştirmek siyasetçiyi güçlendirir'' dedi. Çam, iletişimde mesajı vermede en etkili olan araçlardan birinin beden dili olduğunu belirterek, ''Verilen mesajın yaklaşık yüzde 60'ı, karşıdaki kişiye beden diliyle iletilir. Siyasetçi bu kadar etkili olan kanalı bilerek kullanmalı ve olumsuz beden dili hareketlerini kullanmayıp, olumlu mesaj içeren beden dili davranışlarını göstermelidir'' diye konuştu. -NEŞELİ VE ESPRİLİ OLUN- Kişisel Gelişim Uzmanı Ömer Çam, siyasetçilere, tutarlı olmaları ve sözlerini tutmalarını önererek, ''Seçim heyecanıyla sonrasında nasılsa unutulur diyerek herkese mavi boncuk dağıtmak yerine, yerine getireceği sözleri vermek siyasetçiyi etkili kılar. 'Hayır dersem kaybederim' düşüncesinde olan siyasetçi, her şeye 'evet' diyerek asıl hatayı yapar. Tutarlı olma adına yapamayacağı sözleri vermemesi ve gerektiği zaman hayır demeyi öğrenmesi gerekir'' dedi. Dokuzuncu kuralın ''çözüm üretme'' olduğunu vurgulayan Çam, şunları kaydetti: ''Siyaset, problemi görüp çözüm üretmenin etkili yoludur. Bu sebeple siyasetçi, seçmenleri daha mutlu ve refah içinde yaşatacak gerçekçi çözümleri ortaya koymalı ve bunu nasıl uygulayacağını anlatmalıdır. Bir başka deyişle problemi sürekli konuşmak ve ne yapmayacağını söylemek yerine, çözümü ortaya koyup ne yapacağını söylemek gerekir.''  Çam, son altın kuralı da ''neşeli ve esprili olun'' önerisiyle dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı: ''Siyaset ciddi iştir. Fakat ciddiyet siyasetçinin asık suratlı olması anlamına gelmez. Siyasetçinin amaçlarından birisi de halkın yüzünü güldürmektir. Bunun için siyasetçi önce kendisi gülmeli, neşe dolu tavırlarla insanlara da olumlu enerji aktararak onlarında yüzünü güldürüp neşelendireceği mesajını vermelidir. Gülebilen ve espri yapabilen neşe dolu siyasetçinin etki bırakması daha kolay ve ikna gücü de yüksektir.''