Tolga Karel'e sert uyarı

Tolga Karel'e sert uyarı
Yaprak Dökümü'nde oynayan Tolga Karel, magazin basınıyla yaşadığı sorunlar nedeniyle içini döktü. Yetenekli bir oyuncu olmasına karşın, medyanın gündemine zaman zaman pek de hoş olmayan şekilde gelen Karel'i Beyazıt Öztürk ve Meral Okay, esprili bir dille de olsa biraz sarsarak uyardılar. İşte gecce.com’dan alınan, üçlü arasında geçen o samimi konuşmalar: Okay: Genç ve başarılı bir oyuncusunuz... Etrafınızda, ailenizden ya da çok yakın dostlarından kimse yok mu? Yani 'Tolgacım şunu şöyle yapsak' diyen kimse yok mu? Ateşin altını kısan insanınız var mı yoksa onlar gelip hababam ateşi körüpleyip 'Yürü koçum kim tutar seni' mi diyorlar? Karel: O öyle değil ama bakın şöyle bir durum var. İnsanın adı çıkacağına, canı çıksın diye de bir tabir vardır... Okay: Yani benim yakınım, akrabam olsanız, ben size bunları yaptırtmazdım. Karel: O zaman beni nüfusunuza alır mısınız? Okay: Alamam çok geç, olan olmuş. Bu saatten sonra yapacak bir şey yok. Beyaz: Meral'le oturup konuşmalısın. Okay: Çünkü ileride bu aktörlük mesleğini sürdürmek istiyorsan, başka rollere de talipsen, hayatının bazı yerlerini istemeden de olsa kontrol altında tutman lazım. Özel hayat size ait bir özel hayat değil, gerçekten onu özel koruma halidir de... Beyaz: Yaşadığın bir olay öyle kalmıyor ki.. Bir kayda alınıyor, bir daha hiç istemediğin yerde çıkartılıp gösteriliyor. Karel: Bunları tüm samimiyetinizle... Okay: Çok yetenekli bir oyuncusun ama bu yetenekli oyuncunun bu yeteneğini, o sokak haylazlıkları kapar diye endişe ediyorum ve geriye o senin çok yetenekli oyunculuğun kalmaz algıda. O haylaz çocuk kalır. Karel: Öyle bir durumumuz var. Bu işin yetenek tarafını anladım ama şöhret ve diğer tarafını biraz geç anladım. Okay: Bir de hep mi senin başına geliyor sevgili kardeşim? Kızlar sana saldırıyor seni dövmeye kalkıyor, oğlanlar sana saldırıyor seni dövmeye kalkıyor! Birazcık da şiddeti davet eden bir fütursuzluğun var mıdır acaba? Karel: Yani normalde çocukluktan gelen bir yaşam tarzım yoktur aslında. Bilmiyorum işin bir büyüsü var. Bazı böyle oyunları medya da oynamayı sever, tavır olarak. Renklisinizdir, bir hareket yaparsınız o, on şekilde olur. Gerçekten bir gün gelin benim ev tarzımı, hayat tarzımı yaşayın bir bakın... Okay: Yok ben gelmem, kamera var evde. Başımıza ne geleceğinin garantisi yok. (Gülüşmeler) Karel: Hayır, hayır. Bu şimdi çok arada bir durum oldu tamam ama alkolik diye, alkol tedavisi görüyor diye çıktı mesela... Öyle bir hayatım yok açıkçası. Ben de 30 yaşındayım. 30 yaşındaki bir adam kadar yaşıyorum. Ekstra öyle bir yaşantım yok. Başlarda şımarabiliyorsunuz.. Okay: Ben sizin bir motosikletli görüntülerinizi hatırlıyorum bir eğlence yerinin önünde. Siz benim yakınım olsaydınız, ben sizi evime alır, evire çevire döverdim. Karel: (Gülüyor) Sizde mi? Okay: Ve tazyikli soğuk su üstüne püskürterek üstelik. Beyaz: Senin evde böyle demek ki? Senin eve de gidilmeyecek yani.. Okay: Nasıl fütursuz biliyor musun? Motorsikletin üstünde, kafa 1500 ve hababam öndeki arabaya çarpıyor, dönüyor 'Hadi bakalım ne yapacaksın' diyor. Beyaz: Aslında işin garip tarafı şu. Hayattan bir tokat yersin. Yediğin tokatın değerini bilip bilmemekle ilgili bir durumdur... En azından böyle bir karede canın sıkıldıysa bu bile yeter. Böyle bir şeyin bir daha başına gelmemesi açısından. Yine özgür ve rahat tavrını devam ettir. Ona da ihtiyaç var. Öteki türlü bastıra bastıra da gidemezsin. ... Karel: Sadece şu var, ben bu yola başladığım zaman kimse bana yol göstermedi. Ben de Beyaz gibi bir polis çocuğuyum... Dolayısıyla mücadele ettim ve buraya kadar getirebildim kendimi ama işin şöhret kısmını, tanınma kısmını size konservatuarda öğretmiyorlar. Programın sonunda Tolga Karel, Beyaz ve Meral Okay'a içtenlikle söyledikleri sözlerden feyz alacağını belirtti. Beyaz'ın esprisi ise gecikmedi. 'Feyz almazsan zaten bekliyor yani! (Tokat atar gibi bir hareket yapıp Meral Okay'ı gösteriyor) Suyla beraber bekliyor, tazyikli suyla...