Habertürk yazarı İpek Durkal, Osmanlı döneminde 400 yıl idare merkezi olan Topkapı Sarayı'nın bugün müze olarak idare edilemediğini belirtti. Durkal, sarayın pek çok kısmının kapatılarak gösterilmemesine tepki göstererek, "40 lira verip içeri giriyorsun, ne hazine koğuşunu ne sultan kıyafetlerini, ne tahtları, ne mutfağı görebiliyorsun. Hiçbir şey göremiyorsun" dedi.
İpek Durkal'ın Minik Serçe'den miniklere hikaye" başlığıyla yayımlanan (8 Ağustos 2017) yazısı şöyle:
Sezen Aksu’nun bir çocuk oyunu yazdığını duymuştum ama bir çocuk hikâyesi yazdığını ‘Bulut ile Efe’yi kitapçı rafında görünce öğrendim. Sibel Algan ile Gizem Çiçek’in metinleştirdiği, Serap Deliorman’ın çizimleriyle renklenen hikâye, sadece hayvanlarla yaşanabilecek olan o eşsiz dostluğu ve sadakati işliyor. Kitabın sonunda da Minik Serçe’nin minikler için yazdığı bir mektup var. Hepimizin tanıdığı, her birimizin mahallesinde mutlaka bir tane bulunan sevgisiz/hayvan düşmanı Osman Bey’in mahallenin sevimli köpeği Bulut ve iyi kalpli çocuğu Efe ile yaşadığı macerayı öğrenme ve anlama yaşına gelen her çocuğun okumasını ve hayvan sevgisini öğrenerek büyümesini isterim.
Osmanlı İmparatorluğu’nda 400 yıl boyunca idare, eğitim ve sanat merkezi olarak kullanılan, Fatih Sultan Mehmet başta olmak üzere onlarca padişaha ev sahipliği yapan Topkapı Sarayı bugün bir müze olarak bile doğru düzgün idare edilemiyor! En son önceki yıl gittiğimde ‘Orası kapalı’, ‘Burası kapalı’ demişler, bizi sarayın boş odalarıyla baş başa bırakmışlardı. Ama şanslıymışım ki en azından Hazine Koğuşu’nu görebilmiştim.
Bugün gidenler onu da göremiyor. Teşhir, tanzim ve restorasyon nedeniyle orası da ziyarete kapatılmış! 40 lira verip içeri giriyorsun, ne hazine koğuşunu ne sultan kıyafetlerini, ne tahtları, ne mutfağı görebiliyorsun. Üstelik sarayın internet sayfasında 15 lira olarak görülen hareme ancak 25 liralık ayrı bir biletle geçebiliyorsun. Orada ne görüyorsun? Taş duvar! O zaman almayın o parayı, niye alıyorsunuz? 28 Temmuz günü Topkapı Sarayı müzesini ziyarete bile açmamışlar. Sebep? Temizlik yetişmemiş... Yıllarca müze müdürlüğü yapan dedeciğimin kemikleri sızlıyordur şimdi...
Hani bu sıcakta kalkıp onca yol tepmiş ve 65 lira verip boşluğa bakmışken insan battı balık yan gider deyip sarayın bahçesindeki Konyalı Lokantası’nda bir Türk kahvesi içerek sinirlerini gevşetmek istiyor ama ne mümkün! Self servis aldığın ve bırakın sarayı, çay bahçesinde bile artık kulanılmayan fincanlarda içtiğin kahveye de 18 lira ödüyorsun ve gerçekten tarihi bir ders alarak saraydan arkana bakmadan uzaklaşıyorsun.