Prof. Dr. Aysel Çelikel, “Muhafazakârlaşma, önce kadın haklarının kısılmasında ortaya çıkar” dedi. İstanbul Valisi Muammer Güler, Türkiye'nin, kadının insan hakları konusunda geldiği noktanın küçümsenecek bir nokta olmadığını ancak yeterli de bulunmadığını söyledi. Vali Güler, Titanic City Otel'de düzenlenen "Kadının İnsan Hakları İhlallerini Önlemeye Yönelik Kurumsallaşma Arayışları Çalıştayı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Valilik olarak kalıp yargıların ve tutumların değişmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda çalışmalar yaptıklarını anlattı. Türkiye'de son 10 yılda kadının statüsünün yükseltilmesine yönelik politikalar oluşturulduğunu, ulusal mekanizmalar kurulduğunu, kadın kuruluşlarıyla iş birliği yapılarak etkili bir baskı gurubu oluşturulduğunu ifade eden Güler, "Kadınların insan hakları konusunda ülkemizde gelinen nokta pek de küçümsenecek bir nokta değildir ancak yeterli olmadığını da biliyoruz" dedi. Yasalardaki olumlu değişikliklerin, kadınların örgütlü çalışmasının sonucunda ortaya çıktığına işaret eden Güler, kadına yönelik şiddetin engellenmesinin sadece hukuk alanıyla sınırlı olmadığına, konunun geniş bir perspektifle ele alınmasına ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekti. Vali Güler, şöyle konuştu: "İstanbul'da da kadının insan hakları ihlallerini önlemek için uygulamaya ve kurumsallaşmaya yönelik hangi yöntemlerle neler yapabiliriz? Sizlerin ortaya koyacağı görüş ve veriler bundan sonra hem yeni kurduğumuz kurul çalışmalarına, hem de valilik olarak yürüteceğimiz çalışmalara ışık tutacaktır. Yani bu çalıştay, bizim için uygulamaya dönük çok önemli sonuçlar getireceğini umduğumuz bir çalışma olacaktır. Sevginin egemen olduğu, bütün ödev, sorumluluk ve ödevlerin paylaşıldığı bir toplumu, bir devleti, kadın sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaratmak ümidiyle çalıştaya başarılar diliyorum." Prof. Dr. Aysel Çelikel Eski Adalet bakanlarından Prof. Dr. Aysel Çelikel de konunun, yasal düzenlemelerin ötesinde bir boyut taşıdığını bildirdi. "Kadının insan hakları" kavramına karşı çıkanlar olduğuna değinen Çelikel, bilinen medeni ve siyasi hakların yanında, kadınların biyolojik konumları nedeniyle sahip oldukları birtakım başka haklar olduğunu söyledi. Çelikel, bilinen siyasi ve medeni hakların yanında, kadınların biyolojik konumlarından doğan hakların da korunmasının "kadının insan hakları" denilen büyük bir paketi oluşturduğunu anlattı. BM Beyannamesi'nin ifadesine göre, bütün insanların doğuştan eşit onur ve haklara sahip olduğunu vurgulayan Çelikel, bir cinsin diğerine nazaran geri kalmış olmasının giderilmesi gerektiğini, geri kalan cinsin onurunun, dolayısıyla insan hakkının ihlal edildiğini söyledi. Bu geri kalmışlığın giderilmesinde en önemli faktörün pozitif ayrımcılık olduğuna işaret eden Çelikel, bu ayrımcılığın iki cins eşit olana kadar sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Son yıllarda yapılan değişikliklerle yasal açıdan kadınlarla ilgili çok ciddi bir sorun kalmadığını belirten Çelikel, Medeni Kanun'un da değiştirildiğini ancak değişikliğin 2002'den önceki evlilikleri kapsamaması nedeniyle kadınların ekonomik açıdan güç kazanmasına olanak sağlamadığını öne sürdü. Eğitim konusunda yapılacak çok şey olduğunu belirten Çelikel, kadına karşı uygulanan şiddetin yasal düzenlemelere rağmen devam ettiğini savundu. Konunun kültürel olduğunu, toplumun kadına bakış açısıyla ilgisi bulunduğunu belirten Çelikel, "Eğer toplumun yüzde 50'si 5 yıl ve altında eğitim görmüşse, o zaman biraz üzerinde düşünmemiz gerekiyor" dedi. İnsanların kültür düzeylerinin yükseltilmesinin konunun çözümünde önemli rol oynadığına dikkati çeken Çelikel, "Toplum muhafazakârlaşıyor. Muhafazakârlaşma önce kadınların insan haklarının kısılmasında ortaya çıkar. Kadınların yaşam biçimi, giyimi, kuşamı, örtünmesi, medeni ve siyasi haklarını kullanabilmesindeki sınırlar hep muhafazakârlaşmayla birlikte kadının karşısına dikiliyor. Onun için bizim toplumu aydınlatmamız gerekiyor. Mekanizmaların kurulduğu yerlerde, çalışmayı halkla bütünleşerek, tıpkı siyasi partilerin oy almak için yaptığı çalışma gibi biz de kadınlar için, insanlar için yapmalıyız" dedi. İstanbul Valiliği İnsan Hakları Masası Başkanı avukat Vildan Yirmibeşoğlu da kurul olarak yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verdi. (AA)