T24 - Türkiye tecavüz, taciz ve vahşice katledilen çocuklarına yanıp, ortaya serilen iğrenç, akıl almaz olayları ibretle izliyor. Olayların yaşandığı kentlerin isimleri önemli değil. Çünkü, doğuda olan batıda da aynen yaşanıyor. En taze örnekler Siirt ve Manisa'dan geldi. İşte bu yaşananlarla ilgili belki de en çarpıcı değerlendirme işin uzmanından, Türkiye Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe'den geldi.Siirt'ten gelen toplu tecavüz ve üstü örtülen cinayet haberleri Türkiye'yi derinden sarsmaya devam ediyor. 14 yaşından 70 yaşına kadar olan zanlıların minicik kızlarla yıllarca ilişki kurması, bir başka haberde küçük erkek çocuklarının akıl almaz vahşilikleri tartışılırken, dün Manisa patladı. Konu neredeyse Siirt'in aynısıydı: Yine küçük kız ve erkek çocuklara yönelik toplu tecavüz. Bu kez olay çabuk ortaya çıkarılmış ve 31 kişi gözaltına alınmıştı.
Ne oluyor bize?
Bu soru gündemimize bomba gibi düşerken, olaylardan daha çarpıcı bir değerlendirme geldi: Bunlar toplumsal cinnetin işaretleri...
Değerlendirme sıradan birine ait ya da okuyup, duyduklarından sonra kan beynine sıçramış bir okur yorumu değil. Sözler, Türkiye Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Birsen Gökçe'nin.
Prof. Dr. Gökçe, ortalığa müthiş bir kokuyla yayılan çocuk tecavüzleri ve cinsel istismar olayları hakkında değerlendirme yaparken, "Toplumsal cinnet getiriyoruz. Şiddet olgusu, cinsel şiddete dönüştü" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Türkiye genelinde tacavüz vakalarında büyük bir artış yaşanıyor. Tecavüz vakalarının artık toplu ve sürekli bir biçime dönüştü. Bireysel bozukluklar artıyor, bütün bunlar toplumsal cinnetin işareti. 4-5 ay önce şiddet olgusundaki tırmanışa işaret ediyorduk. Şimdi bu şiddet olgusu cinsel şiddete döndü."
Nedenler çok çeşitli
Toplumsal sorunların kökeninde ekonomik nedenler, eğitimsizlik ve feodal yapının olduğunu belirten Sosyoloji Derneği Başkanı, işsizlik, eğitim dışı kalmışlığın yanı sıra toplumda yayın organlarının yaptığı yayınların da cinsel şiddete neden olduğunu ifade etti. Yayın organları aracılığıyla yapılan yayınların sorunlu kesimlerde imrenme etkisine yol açtığını ileri sürerek, "Böylesi bireysel bozuklukları olan kişilerin yaşadığı bir ülkede, yayın yasağı konusu en öncelikli tedbir olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
100 çocuktan 33'ü istismar ediliyor
Bu arada Türkiye'de 16 bin çocuk üzerinde yapılan çalışmaya göre, istismarla karşılaşan çocuk oranı yüzde 33'ü buluyor.
Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Yard. Doç. Dr. Ayşe Devrim Başterzi ve Adli Tıp Uzmanları Derneği'nden Doç. Dr. Halis Doksöz tarafından Türkiye'deki çocuk istismarına yönelik yapılan açıklamada, "Çocukların cinsel istismarının genellikle 8-12 yaş arasında yoğunluk gösteriyor" dediler.
Açıklamada, cinsel istismara en çok kız çocuklarının karşı karşıya kaldıkları vurgulanarak dünyada ihmali, şiddete uğrayan, ticari ve cinsel sömürünün nesnesi haline getirilen çocukların sayısının arttığı, 1 milyar çocuğun sağlıklı ev ortamından uzakta büyüdüğü kaydedildi. Son 5 yılda çocuklara yönelik her türlü istismarın attığı belirtilen açıklamada şu değerlendirmeler yapıldı:
"Çocukların cinsel istismarı genellikle 8-12 yaş arasında yoğunluk göstermektedir. Cinsel istismara uğrayanların yüzde 60-70'i kız çocuklarıdır. 2000-2001 yıllarında Adli Tıp Kurumu İstanbul Merkez tarafından yapılan çalışmada 1455 cinsel saldırıya uğramış çocuk olduğu, bunların 1236'sının kız olduğu ve sıklıkla 7-11 yaş grubunda oldukları belirlenmiştir."