TBMM Başkanı Köksal Toptan, DTP’nin Meclis’te olması Türkiye için büyük bir şans olduğunu söyledi. Toptan, tartışılan Mustafa filmiyle ilgili de, “Mustafa’ beni Atatürk’e yakınlaştırdı” dedi. Toptan, TV8’de yayımlanan "Başkentten Programına" katıldı. Program sunucusunun, "Milletin, Atatürk’ün koltuğunda oturuyorsunuz ama milletin arasında bölücülük çıkaranları barındırıyorsunuz, atsanıza DTP’yi oradan" dediğini söylemesi üzerine Toptan, "DTP’li arkadaşlar milletin oyuyla seçilerek gelmiş buraya. Madem atacaktık niye getirdik. Bu meclis, renkli haliyle çok çeşitli fikirleri temsil ediyor. Bu, Türkiye için büyük bir şanstır" diye konuştu. Meclisteki siyasi temsil oranının yüzde 85’e ulaşmış durumda bulunduğunu belirten Toptan, şunları söyledi: "Ben de DTP’li arkadaşların pek çok davranışlarını tasvip etmiyorum. Eleştirileri yüzlerine karşı söylüyorum. Ama millet getirdi, buradan birileri gönderecekse yine millet gönderecek. Buna bizim karar vermemiz mümkün değil. Haklarında açılmış dava var. Hepimiz yargı kararlarına saygı gösteririz. Ama ben Parti kapatılmasına taraftar olan bir insan değilim. Burada DTP’li arkadaşlarımız Parlamento kürsüsünü kullanarak, kendi mensuplarının, tabanlarının sorunlarını gündeme getirebilir. Zaten getiriyorlar da. Onlara kimse engel de çıkarmıyor." 'Birbirimize tahammül etmeliyiz'Tarih önünde ettikleri yemine sadakatten kesinlikle vazgeçilemeyeceğini, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüyle ilgili yemin içerisinde de olan hususa dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Toptan, her konunun her şeyin tartışılabileceğini kaydetti. Toptan, "Teröristlerin başı Mecliste, haberiniz yok mu?" şeklindeki bir soruya, "Hukuk devletinin kuralları işler, dokunulmazlıkla ilgili fezlekeler geliyor, işleme koyuyoruz, şimdilik dokunulmazlığı kaldırılan yok. Partiyle ilgili kapatma davası devam ediyor. Yani bir Hukuk devletinde olduğumuz için yargıya ve hukuk devletine inanmamız, cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olan hukuk devleti kavramına inanmamız lazım. Birbirimize tahammül etmemiz lazım, hoşgörüyle yaklaşmamız lazım, kardeş olduğumuzu unutmamamız lazım. Bu dokuyu, bu hoşgörüyü, bu anlayışı bozacak davranışlardan herkesin kaçınması gerekir. Bu devleti, bu Cumhuriyeti nasıl hep beraber kurduk, bunu böyle yaşatır, güçlü hale getiririz" cevabını verdi. ‘Mustafa’ beni Atatürk’e yaklaştırdı Toptan, Mustafa filmini ile ilgili soruya da filmi izlediğini belirterek, şöyle karşılık verdi: "Mustafa filmi eleştiriliyor, olabilir. Eleştirilen tarafları var. Sayın Can Dündar, Atatürk’ün bazı bilinmeyen yönlerini öne çıkardı. Olabilir. Ama ben şöyle bir ölçü koyuyorum; Ben filmi izledikten sonra, oradan çıkarken benim Atatürk sevgimde ne değişti? Olumsuz hiçbir şey değişmedi. Tam tersi ben, Atatürk’ü daha kendime yakın hissetmeye başladım. ‘Alevi kültürüne çok şey borçluyuz’ Toptan, son gazi Mustafa Şekip Birgöl’ün nereli olduğunu dahi bilmediğini belirterek, bu konudaki duygularını "Topyekün olarak ayaktayız. Alevi olsa ne fark eder ki. Alevi kültürü olmasa Anadolu’da dil birliğini koruyamazdık. O nedenle Alevi kültürüne çok şey borçlu olduğumuzu ifade etmemiz lazım" sözleriyle dile getirdi. 'Anayasanın ilk 3 maddesinde vazgeçemeyiz' Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın Anayasanın değiştirilemez ilk 4 maddesinin tartışmaya açılabileceğine yönelik bir beyanat verdiğinin sorulması üzerine, şöyle dedi: "Sayın Haşim Kılıç, yaklaşık 17-18 yıldır Anayasa Mahkemesinde bulunuyor. Böyle bir şeyi, belki bilimsel olarak ortaya koyabilir. Şahsi düşüncemi soracak olursanız, Anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez 1, 2 ve 3’üncü maddeleriyle ilgili tartışmalara girmemek lazım. Özellikle Cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirecek davranışlardan herkesin özenle kaçınması gerekir. Çünkü onlar bizim devletimizi var eden temel unsurlardır. Cumhuriyetimizi var eden temel niteliklerdir. Onlardan vazgeçmememiz söz konusu olmaz. Çok şükür ki Türkiye, her şeyi tartışan özgür bir ülke. Bu gibi konuları bile tartışıyor. Fikirlere katılmasak bile fikirlere tahammül etmemiz lazım. Kim söylerse söylesin, her düşüncenin karşısında saygıyla eğilmemiz lazım. Katılırız, katılmayız, inanırız inanmayız o başka bir konu. Bizim düşüncemizin tersini söyledi diye karşımızdakini düşman edemeyiz. Mümkün olduğunca sorunları azaltalım."(AA)