Toptan: Uzlaşmayla Anayasa değiştirilmeli

ANKARA - TBMM Başkanı Köksal Toptan, "Yeni bir Anayasa için uygun bir konjonktürün olduğunu söyleyemem. O nedenle olabildiği kadar Türkiye'nin daha demokratikleşmesini sağlayacak, üzerinde geniş uzlaşma sağlanması mümkün olabilecek Anayasa değişikliği olabilir" dedi. Toptan, 23. Dönem 2. Yasama Yılı değerlendirme toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişin sorularını yanıtladı. "Anayasa Mahkemesinin Anayasa değişiklikleriyle ilgili verdiği karar nedeniyle üzerinde bir baskı unsuru hissedip hissetmediği" sorusuna, "Hayır" diyen Toptan, Türkiye'de Anayasa değişiklikleriyle ilgili tartışmaların yıllardan beri yapıldığını hatırlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamasından sonra değil, öncesinde Anayasa değişikliklerinin daha çok tartışıldığını ancak bir türlü hayata geçirilemediğini anlatan Toptan, "Yapılacak Anayasa değişiklikleri çalışmalarını, Anayasa Mahkemesi kararları ve Başkanın açıklamalarıyla ilişkilendirmemek lazım" dedi. UZLAŞMA GEREKİRToplumun hemen hemen tüm kesimlerinin yeni Anayasa yapımı konusunda görüş birliği içinde olduğunu belirten Toptan, "Yapılacak iş, bu görüş birliğini, uzlaşılan bir metin haline getirmeye çalışmaktır. Biz de önümüzdeki yasama yılında bunu yapmaya çalışacağız" diye konuştu. Bir gazetecinin "Gerginliklerden kaçınılması yönünde bir çağrı yaptınız. TBMM Başkanı olarak yeni yasama yılı başında, iktidar ve muhalefet liderlerini bir araya getirme gibi bir programınız var mı? Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, partilerin kapatılmasını zorlaştıracak Anayasa ve yasal düzenlemelerin yapılması çağrısı yaptı. Bu da gündeminizde olacak mı?" sorusu üzerine Toptan, şöyle konuştu: "Gerektiğinde... Tabii siyasi parti liderlerimiz birbirleriyle diyalog içerisinde olan, zaman zaman konuşan değerli ve saygın kişiler, toplumun önderleri... Gerektiğinde elbette bir araya da gelirler. 'Anayasa değişikliği mutlaka gündeme gelmelidir' sözüm, Anayasa Mahkemesi Başkanının sözleriyle çok bağlantılı değil. Öteden beri yeni bir Anayasa yapılması gerektiğini tartışıyor, konuşuyoruz, daha demokratik bir anayasa yapılmasından söz ediyoruz. O nedenle yapılacak Anayasa değişikliğini, salt siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırıcı önlemleri düzenler noktasıyla örtüştürmeye çalışırsak yanlış bir değerlendirme yaparız ve amacımızdan da saparız. Yapılacak görüşmelerde, öyle bir düzenleme ihtiyacı ortaya çıkarsa onu Parlamento değerlendirir ve gereğini yapar ama başlangıç noktamız o değil." -"YORUM GETİRMEMİZ DOĞRU OLMAZ"- Bir gazetecinin rektör atamalarına ilişkin olarak "Oy ve katılım noktasında çok söylemi olan bir Cumhurbaşkanımız var, siyasetten geliyor. Önceki Cumhurbaşkanımız ile kıyasladığımızda, aslında bu seferki seçmen iradesinin önümüzdeki dönemlerde bu kadar olmamıştı, yüzde 50'ye yakın bir oynama var. Üniversitelerden istifalar var. Cumhurbaşkanı'nın herkesi kucaklayıp kucaklamayacağı konusunda uzun süredir devam eden tartışma vardı. Bu çerçevede daha orta yolcu bilinen bir Köksal Toptan, 'oya daha çok önem verilseydi' diye düşündü mü? sorusuna Toptan, gülerek, "Sayın Cumhurbaşkanının takdirine bizim müdahale etmemiz zaten söz konusu olamaz da çok da yorum getirmemiz doğru olmaz diye düşünüyorum" dedi. -"ANAYASA YAPIMCISI MECLİS FİKRİM, ÇOK FAZLA İLGİ GÖRMEDİ"- Anayasa değişiklikleriyle ilgili çağrısını hatırlatan gazetecinin, "köklü bir anayasa değişikliğinin Kurucu Meclis tarafından yapılmasını vurguladınız. Şimdi de aynı görüşte misiniz?" sorusunu Toptan, şu karşılığı verdi: "Türkiye, Anayasa değişikliği yapacaksa, mevcut anayasanın değiştirilmesine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde bunu gerçekleştirecektir. Türkiye, yeni bir Anayasa yapacaksa, o benim önerdiğim ama üzülerek ifade edeyim, benden başka da çok fazla kişinin pek itibar etmediği ve inanmadığı yolu deneyecektir. O yol ne? Mevcut parlamentonun yanında, bir Anayasa yapımcısı meclis... Kurucu değil, bir Anayasa yapımcısı meclis... Onunla ilgili bir kanun çıkarılır, burada bu meclisin nasıl teşkil edilebileceği düzenlenir. Ben örnek olarak demiştim ki 150 kişilik bir meclis düşünülebilir. Bunun 100'ü seçim yoluyla, 50'si çeşitli sivil toplum örgütlerinin, kamu kurumları ve üniversitelerin temsilcisi olarak gelir. Belli bir süre verilir, örneğin 2 yıl denir. Yeni bir Anayasa yapımı sağlanır, oradan çıkan metin halkoyuna sunulur, kabul edilirse yürürlüğe girer. '1982 Anayasası' yerine, '2009 veya 2008 Anayasası' ortaya çıkmış olabilir. Ama benim bu fikrim çok fazla ilgi yahut itibar görmedi." -DOKUNULMAZLIK DOSYALARI- Toptan, "Bu yasama yılında da milletvekili dokunulmalık dosyalarıyla ilgili dokunulmazlıkların kaldırılması kararı verilmedi. 22. Dönem'den beri bu devam ediyor. Siz 45 yıllık siyasetçi olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, hiç rahatsız olmuyor musunuz?" sorusuna karşılık, şöyle konuştu: "Dünyanın bütün demokratik parlamentolarında, yasama organı üyeleri, dokunulmazlık zırhıyla korunmaktadır. Dokunulmazlık; ya yumuşak dokunulmazlık ya da çok sert katı dokunulmazlık dediğimiz iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Batı demokrasileri genelde yumuşak dokunulmazlık dediğimiz, parlamenterin yasama faaliyetleriyle ilgili söz ve davranışlarını koruma altına alan bir içerik taşırken, katı dokunulmazlık trafik suçuna kadar bir korumayı kanatlar altına alıyor. Zannediyorum şikayetlerin önemli bölümü de ondan kaynaklanıyor. O bakımdan yeni Anayasa yapımında bu dokunulmazlık hükmünün de üzerinde durulması lazım gelen bir önemde olduğunu düşünmekteyim. Bunun dışında geçmiş uygulamalara baktığımızda genelde yasama dokunulmazlığıyla ilgili gelen dokunulmazlık tezkerelerinin çok büyük bölümünün yasama dönemi sonuna bırakıldığını görmekteyiz. Bu dönemde de Komisyon ve Genel Kurulumuz aynı uygulamayı sürdürmektedir. Ama bu mutlak bir hüküm değil, istediği takdirde istediği kişinin dokunulmazlığını da kaldırabilir. Özünde bizim dokunulmazlık kavramı üzerinde tartışma yapıp, bu katı dokunulmazlıktan daha dar kapsamlı daha yumuşak bir dokunulmazlığa geçmemiz lazım. O doğru olur diye düşünmekteyim." Toptan, "Türkiye'de baştan sona yeni bir Anayasa yapılmasını gerçekçi buluyor musunuz, bu siyasi atmosferde mümkün mü?" sorusuna, "Yepyeni bir anayasa için uygun bir konjonktürün olduğunu söyleyemem, o nedenle olabildiği kadar Türkiye'nin daha demokratikleşmesini sağlayacak ve üzerinde geniş uzlaşma sağlanması mümkün olabilecek bir anayasa değişikliği olabilir" karşılığını verdi.