TBMM Genel Kurulu’nda ‘Bazı Vergi Kanunları İle Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının’ Torba Düzenleme mesaisi sürüyor. 125 asıl, 2 geçici maddeden oluşan ve 63 ayrı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik öngören tasarının dün kabul edilen ikinci bölümde Türkiye Taş Kömürü (TTK) maddesiyle kurumun rödavanslı sahalarında özelleştirmenin yolu açıldı.
Görüşmeler sırasında CHP, MHP ve HDP tasarının mera, maden sahaları ve sulama alanlarıyla ilgili maddelerinde sanayiye açılma gibi bazı olumsuz tahsislere yol açtığı gerekçesiyle çok sayıda önerge verdi, bazı maddelerin de tasarı metninden çıkarılmasını talep etti. Ancak, AKP oylarıyla muhalefetin önergeleri kabul edilmedi.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, hükümetin bir yandan ovaları sit alanı ilan ederek topraklara sahip çıkmak istediğini diğer yandan da otlak, mera ve sulak alanları sanayiye açtığını söyledi. Durmaz, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14'üncü maddesinde yapılan değişikliğe dikkat çekti ve “Mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilere organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi ve serbest bölgeler kurulabilmesine ve kurulmuş bulunanların da genişlemesine olanak tanıyor” dedi.
Türkiye Taş Kömürü (TTK) maddesinde AKP önerge vererek düzenlemeye gitti. Düzenlemeyle, Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK), sınırları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen Ereğli Kömür Havzası'ndaki taşkömürlerini işletmeye ve hukuku uhdesinde kalmak şartıyla işlettirmeye olan yetkisinde değişikliğe gidiliyor.
TTK ile Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmek, işlettirmek, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmek ve bu ruhsatları ihale etmekle yetkili olacak. Ancak TTK'nın kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşturulacak ruhsatlar bu düzenleme kapsamında ihale edilmeyecek.
CHP, Torba Yasanın 51’inci maddesi ile getirilen düzenlemenin tamamen geri çekilmesi için önerge verdi. Önerge üzerinde konuşan CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, özelleştirmenin ölüm getirdiğine dikkat çekti ve madde ile ilgili şunları söyledi:
“Zonguldak madenleri yandaşlara peşkeş çekilecek! Bu madde ile; “…Türkiye Taşkömürleri Kurumu'nun(TTK) ruhsatını bölüp parçalayarak, müessese müessese özelleştirip, kurumun kapatılması…” amaçlanmaktadır. Özelleştirildikten sonra, TTK belki kağıt üzerinde kalacaktır. Ancak içi boşaltılarak, fiilen kapatılacaktır. TTK’nın özelleştirilmesini cazip kılmak için, bir müesseseyi alana, bir de termik santral lisansı verecekler. Yani, bir alana, bir bedava. Yani, bir taşla iki kuş vurulacak. Hem TTK'yı kapatıp kurtulacaklar, hem de yandaş şirketlere termik santral kurma izni verecekler. Zonguldak madenlerini, Zonguldak’ı yandaş şirketlere, peşkeş çekecekler.
Bu değişiklik ile Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun ruhsatları tamamen değil kısmen kurtarılmış oldu. Şu anda TTK’nin rödovanslı sahalarında özelleştirmenin önü açıldı. Örneğin Hattat Holdingin elindeki rödevanslı sahaları özelleştirilebilecek. Bunun elbetteki Zonguldak’a zararı var. TTK bu şekilde hızla kapanmaya doğru gidiyor. Eren holding ve HATTAT holdingin isteği doğrultusunda bu düzenleme yapılmış oldu. Şimdi hükümet ve Enerji Bakanlığı’nın samimiyetini göreceğiz. Eğer gerçekten TTK’nın özelleştirilmesi istenmiyorsa, işçi açıkları derhal giderilmeli ve TTK’ya işçi alımı yapılmalıdır.
Tasarının, 47 maddesinde düzenlenen tarım dışı arazi kullanımına ilişkin maddenin tasarı metininden çıkarılması önergeleri verildi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, CHP’li Mehmet Bekaroğlu karşı çıktı. Maddeyle ilgili konuşmalar şöyle:
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - 47'nci madde esas itibarıyla ne getiriyor? Tarım dışı arazi kullanımının -aslında bir cümleyle özetlemek gerekirse- önü açılmaktadır. Peki, nasıl yapılıyor? Şimdi, burada, tarım arazilerinin amaç dışı kullanıma tahsis edilmesi demek, ülkede tarımın tümüyle dibe vurması demektir, buna seyirci kalmak anlamına geliyor. Bu madde aslında buna elverişli hâle getiriyor. Siz de üretimin ve ekonominin en önemli kaynaklarından birisi olan tarım arazilerini amaç dışı kullanıma açarak tarım üreticilerine, tarım emekçilerine açlığı ve yoksulluğu dayatmaktasınız.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu torba yasanın bu maddesiyle 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu değişiyor ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması kolaylaşıyor. Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de 2002 yılında 26,5 milyon hektar tarım arazisi varken bu alan on yılda 3 milyon hektar kadar azalmıştır, bunlardan 1 milyon hektara yakını amaç dışı yapılan tahsisler dolayısıyla olmuştur. Aynı şekilde, meraların da tarım dışı mera amacıyla amaç dışı kullanılması sonucunda hayvancılıkta ciddi problem ortaya çıkmış ve canlı hayvan ile karkas et ithal ediyoruz; işte, son günlerde Sırbistan'dan et geliyor filan diye konuştuğumuz durum.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Şu anda uygulamada cari olan iki yasa var; birincisi, 1984 yılında çıkarılmış olan 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Yasası, diğeri de 2005 yılında çıkarılmış olan 5043 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu. 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Kanun'un 19'uncu maddesi sulu alanlarla alakalı, yetki de Tarım Bakanlığında. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 13'üncü maddesi doğrudan amaç dışı kullanımla alakalı. Burada hangi durumlarda amaç dışı kullanım ya da tarım amacının dışına çıkarılabileceği sayılmış. Yetki, toprak korumu kurullarında. Bu, illerde valilerin başkanlığında kurulan bir kurulun önerisi üzerine yine Bakanlık izniyle oluyor ama Bakanlık bu yetkisini valiliklere de devredebiliyor. Mera vasfındaki yerlerin tahsis amacında Valilikler yetkili Tasarı ile, mera vasfındaki yerlerin tahsis amacının valilikler tarafından değiştirilebilmesine ve tahsis amacı değiştirilen yerlerden ot bedeli alınmamasına ilişkin düzenleme yapıldı. Tasarıyla, teknoloji geliştirme bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler ve yerleşim alanları içerisinde bulunan sanayi sitelerinin ve münferit sanayi işletmelerinin, yerleşim yeri dışına çıkarılması için kuruluş ve genişleme aşamalarında ihtiyaç duyulan mera vasıflı yerlerin tahsis amacı değişikliklerinde 20 yıllık ot bedelinden muafiyet sağlanıyor. Maddeye ilişkin konuşmalar şöyle:
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 54'üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. 54'üncü madde mera alanlarının talanıdır, sermayenin doğayı katletmesinin fermanıdır. İktidarın her hazırladığı torba yasa bir öncekine rahmet okutacak duruma gelmiştir.
Daha önce, ikinci yasama yılının sonuna doğru görüşülen sanayi torba tasarısının görüşmeleri sırasında gündeme gelen fakat kamuoyu baskısıyla geri çekilen mera alanlarının organize sanayi bölgelerinin kullanımına açılmasına neden olacak konu tekrar bu torba yasayla gündeme gelmiştir. Meralar ıslah edilip bölgenin hayvancılık alanında gelişmesini sağlamak yerine, meraların bu şekilde sanayiye açılması ileride bölgede hayvancılığın bitmesi gibi telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Çok gariptir, iktidar bir yandan kendi meralarımızı, tarım arazilerimizi inşaat alanına açarken, diğer yandan yurt dışında mera kiralamaya başladı. Yani, kendi meralarımızı asıl amaçlarından çıkarırken, yurt dışında hayvancılığımızı ve tarımımızı devam ettireceğiz diye mera kiralamaktadır. Meralar değil, aynı zamanda insanların geçim kaynakları ellerinden alınıyor. Ağaca bakıp odun görenler, meraya bakıp sanayi bölgesi görüyor.
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Tasarının 54'üncü maddesi bu maddede, sanayi ve teknoloji bölgeleri kapsamında yer alacak olan mera alanlarının tahsis amacının valiliklerce değiştirilmesi öngörülmekte, tasarının ana maddesi böyle ancak biz de parti olarak bu konunun ilgili komisyonda yani Sanayi Komisyonunda görüşülmesini, orada karara bağlanmasını isteyerek bu önergeyi verip tasarı metninden bu maddenin çıkarılmasını istemiştik.
Değerli milletvekilleri, aslında bu konu 7033 sayılı Yasa çalışmaları sırasında, biraz önce de belirttim, Sanayi Komisyonunda gündeme gelmişti. Daha sonra Genel Kurula indiğinde, o yasa esnasında çok ciddi gayretlerimiz sonucunda meralarla ilgili olan düzenlemeler kamuoyunun da çok büyük tepkileri sonucunda o yasa metninden çıkarılmıştı ancak görüyoruz ki bugün getirilen madde maalesef o çıkarılan maddeden de daha geride ve daha kötü şekilde bir düzenlemeye sahip olmuş çünkü bunda ot bedeli de yok sayın milletvekilleri.
Şimdi, meralar konusunda, aslında bakanlıklar arasında da bir görüş birliğinin olmadığını görüyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının biri, birisine görüş verirken ciddi farklılıklarla bu görüşleri tezat bir şekilde kamuoyuna açıklıyorlar. Hatta enteresan bir konu, geçtiğimiz hafta içerisinde iktidar partisinin grubunda, kapalı grup toplantısında sayın milletvekilleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanına bu meralarla ilgili olarak ciddi eleştiriler getirmişti.
KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 502 sıra sayılı torba kanunun 54'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge ülkemizin toprağı, taşı, arazisi ya da elinize sahip çıkma noktasında herkesi şöyle bir vicdanına götürüyor. Bir ülkeye sahip çıkmak sizden sonra yaşayacak insanlara ekilip biçilebilir, o insanın, o ülkenin varlıklarını paylaşabilir ve sürdürebilir kılmakla geçer. Ama bakın 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14'üncü maddesinde yapılan değişiklik, mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilere organize sanayi bölgesi, endüstri bölgesi, teknoloji geliştirme bölgesi ve serbest bölgeler kurulabilmesine ve kurulmuş bulunanların da genişlemesine olanak tanıyor. Arkadaşlar, bu noktada geçmişte yine bir madde gelmiş, bütün siyasi partilerin komisyonda ortak bir anlayışıyla kaldırılmıştı. Biz de sevinmiştik ne kadar güzel bir ortak anlayış, bu ülkenin toprağına, taşına, ovasına, ağacına, kuşuna ortak sahip çıkabiliyoruz hiç değilse diye ama daha tehlikeli bir boyutta bugün gördüğümüz gibi yeniden geldi.