T24 Haber Merkezi
Hükümetin, iş dünyasının görüşüne sunduğu yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin önlemler içeren yeni torba yasadan, sosyal medya şirketlerine ek yükümlülükler getiren ve 'sosyal medyanın kontrol altına alınacağı' yorumlarına sebep olan düzenleme çıkarıldı. HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, "Yasa teklifiyle, Erdoğan'ın sosyal medyayı kapatma niyetini görmüş olduk. İlk fırsatta yine deneyecektir" dedi.
Henüz TBMM'ye sunulmayan yasa taslağında en tartışmalı konulardan birisi "sosyal ağ sağlayıcıları"na, yani YouTube, Twitter, Facebook gibi ağ sağlayıcılarına, Türkiye'de temsilci bulundurma, kişisel verileri Türkiye'de depolamanın da aralarında bulunduğu bir dizi yükümlülük getiren maddelerdi.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, söz konusu düzenlemelerin torba yasa teklifinden çıkarıldığını açıklarken, "Whatsapp düzenlemesi yasa teklifinden çıkarıldı. Twitter, Facebook, Instagram'ın kapatılması yetkileri de yasa teklifinden çıkarıldı. Yasa teklifiyle, Erdoğan'ın sosyal medyayı kapatma niyetini görmüş olduk. İlk fırsatta yine deneyecektir" dedi.
TIKLAYIN - WhatsApp, Twitter, Facebook, Instagram ve tüm sosyal medya uygulamaları kontrol altına mı alınıyor?
CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, teklife ilişkin dün yaptığı açıklamada "İktidar, infaz yasasıyla boşaltıp yer açmaya çalıştığı cezaevlerini, sosyal medya, Whatsapp kullanıcılarıyla doldurmayı amaçlıyor" derken, konuya ilişkin şu bilgileri vermişti:
"Hazırlanan teklifte, 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki' 5651 sayılı yasada yapılmak istenen değişiklikler, sosyal medya ve internetin tamamıyla tek parti devletinin denetim ve sansüründe olduğu İran, Kuzey Kore ve Çin'den örnek alınan uygulamalarla aynıdır.
"İktidar getirmek istediği değişikliklerle, sosyal medya ağlarını, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) kolluk kuvvetleri ve yargı eliyle kontrolüne almayı, bu ağları kullanan, mesaj ve görüş paylaşan vatandaşların kimlik vb. bilgilerinin kaydedilmesi mecburiyeti getirmektedir. Torba Yasa Teklifi'nin 53, 56, 57 ve 58. Maddelerinde sosyal ağ ve şebekeler üstü iletişim hizmeti sunan, Türkiye'de 1 milyon ve üzeri kullanıcısı olan kuruluşlara, resmi temsilci atama, yasal muhatap mecburiyeti getirilmesi makul karşılanabilirse de bu kuruluşlara Türkiye'deki kullanıcılarının kimliklerinin tutulması ve BTK'ya rapor edilmesi zorunluluğu getirilmesi apaçık fişlemedir.
"İktidar, Kanun Hükmünde Kararname ile lağvettiği Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) misyonunu, torba yasada paralel şekilde olağanüstü yetkilerle donattığı BTK'ya vermektedir. Değişiklik yürürlüğe girdikten sonra temsilci atamayan sosyal medya ağlarının bant genişliğinin yüzde 50, 30 gün içinde buna uymayan ağların bant genişliğinin ise yüzde 95 daraltılacağı hükmü, Twitter, Facebook, Youtube ve Instagram'ın tamamıyla durdurulması, bir anlamda yasaklanmasıdır. Whatsapp ve benzeri mesajlaşma, görüşme platformlarının BTK, yargı ve polis kontrolüne alınarak bitirilmesi demektir."
"BTK'ya bu kuruluşların temsilciliklerine baskın yapma, denetimlerde polis ve diğer kolluk güçlerinden destek alma yetkilerinin verilmesi, paylaşımların kaldırılmaması halinde 100 bin - 1 milyon TL gibi ağır para cezalarının öngörülmesi, tamamıyla kapalı baskıcı dikta yönetimlerine, polis devleti ve antidemokratik rejimlere özgü düzenlemelerdir.
"Ayrıca, yasada sınırı net şekilde çizilmeyen, ucu açık düzenlemelerin yönetmeliklerle yapılması yetkisinin BTK'ya verilmesi, Meclis'i yok sayan, vahim ve antidemokratik bir adımdır. Bu kuruluşların çıkış ve kuruluş ülkesi ABD'de bile zaman zaman sosyal medyadaki bilgi kirliliğinden yönetimler şikâyet etmektedir. AB bu yönde ortak bazı ilkeler, kurallar oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak hiçbirisinde demokratik hak ve özgürlükleri, iletişim özgürlüğünü, kişisel bilgilerin gizliliğini ortadan kaldıracak düzenlemeler söz konusu değildir.
"Türkiye, sosyal medya paylaşımlarından ötürü açılan davalar, tutuklama ve mahkûmiyetlerde ilk sıralardadır. Bu düzenleme yasalaştığında, iktidarın bir yandan infaz yasasıyla boşaltıp yer açmaya çalıştığı cezaevlerini, sosyal medya, WhatsApp kullanıcılarıyla doldurmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Medyanın yüzde 90'ını kontrolüne alan iktidarın en küçük muhalif sese tahammülünün kalmadığını biliyoruz. İktidar atmak istediği bu adımla herkesin nefes alışını izleyip, ülkemizi bilişim ve bilgi çağının gerisine getirmek istiyor. Salgın bahanesiyle maskelenen bu art niyetler, halkımızın ve Meclis'teki temsilcilerinin demokrasi ve demokratik hak mücadelesi karşısında hüsrana uğrayacaktır."