Hz. İsa çarmıhtan indirildikten sonra üzerine sarıldığına inanılan Torino kefeninin sahte olup olmadığı tartışmaları yeniden alevlendi. Kefen hakkında yazılan yeni bir kitapta, kefenin sahte olmadığı ve Hz. İsa’nın doğumundan önceki tarihlere ait olduğu öne sürüldü.
İtalya’nın Padua Üniversitesi araştırmacıları, gerçekleştirdikleri deneylerde kefenin, Hz. İsa’nın doğumundan yüzyıllar öncesiyle, ölümünden yüzyıllar sonrasına uzanan bir döneme ait olduğunu belirlediklerini açıkladı.
Bazıları tarafından en az iki bin yıllık, bazılarının da Orta Çağ sahtekarlığı olduğuna inandığı 4.2x3.9 metre ölçülerindeki kefen, Hz. İsa olduğuna inanılan sakallı bir adamın silüetini taşıyor.
Kefen hakkında tartışmaları alevlendiren "Il Mistero della Sindone" (Kefenin Gizemi) adlı kitap, Padua Üniversitesi’nde makine mühendisi Giulio Fanti ve gazeteci Saverio Gaeta tarafından yazıldı.
Hıristiyan dünyasının en değer verilen dini eşyalarından biri olan kefenin kökenleri hakkında gerçekleri ortaya çıkarmak isteyen Fanti, meslektaşlarıyla kızılötesi ışın ve spektroskopi kullanarak, kefenin ipliğini analiz etti. Dalga boyları aracılığıyla radyasyon ölçümü yapılan ölçümlerde, kefenin M.Ö 300 ile M.S 400 yılları arasındaki döneme ait olduğu tespit edildi.
Deneyde kullanılan iplikler, 1988 yılında karbon tarih saptama yöneminde de kullanılmıştı. Geçmiş tarihlerde İngiltere, İsviçre ve ABD’de yapılan deneyler, kefenin Orta Çağ sahtekarlığının bir ürünü olduğunu öne sürmüş ve ait olduğu tarih aralığını 1260 ile 1390 arasında göstermişti.
Her ne kadar sahte olduğu iddiaları güçlense de, son yıllarda gerçekleştirilen deneyler kefenin gerçekten Hz. İsa’nın bedenini sarmak için kullanılmış olabileceğini savundu.
İtalya’nın Ulusal Yeni Teknolojiler, Enerji ve Sürdürülebilir Ekonomi Kurumu tarafından Aralık 2011’de yapılan açıklamada, kefenin sahte olamayacağını öne sürüldü. Açıklamada, kefen üzerindeki silüetin mor ötesi radyasyonla oluşmuş olabileceği ifade edildi ve erkek yüzüne benzeyen şeklin ‘büyük bir enerji patlamasıyla ortaya çıktığı’ belirtildi.
Bilim insanları buradan yola çıkarak, ‘Hz. İsa’nın dirilişinde yaşanan büyük enerji patlamasının bu tür bir mucizeye sebep olabileceğini’ savundu.
Katolik olan Fanti de, elde ettiği sonuçların 15 yıllık bir çalışmanın birikimi olduğunu belirtti.
Fanti, 1988’de gerçekleştirilen karbon tarih saptama yöneminde elde edilen sonucun, ‘deneyin yapıldığı laboratuvarın kirli olmasından dolayı yanlış sonuç verdiğini’ söyledi.
Fanti, Torino Katedtrali’nde özel bir bölümde tutulan ve her yıl binlerce turisti çeken kefenin üzerindeki acı çektiği belli olan, birçok yara taşıdığına dair izler taşıyan ve çarmıhtan indirilmiş İsa’yı tasvir ettiği düşünülen kefenin bir mucize olduğunu düşünüyor.
İtalyan bilim insanı, silüetin ‘istisnai ölçüce yüksek radyasyon patlamasından kaynaklamış olabileceğini’ belirtti ancak ‘mucize’ ifadesi kullanmadı. Fanti ayıca, geçmişte yaptığı araştırmaların, kefen üzerinde kutsal topraklardan gelen toz ve polen de bulduğunu belirtti.
Vatikan’ın gazetesi L’Osservatore Romano için çalışan ve Katolik olan Gaeta da Fanti’nin görüşlerini savundu.
Torino kefeni, 14’üncü yüzyılda haçlı bir şovalye tarafından Fransa’ya getirildi ve uzun yıllar bir manastırda tutuldu. Manastırda çıkan yangında hasar gören kefen, rahibeler tarafından onarıldı.
Kefen, Torino Başipiskoposu tarafından 1578 yılında korunma altına alındı ve aynı yıl Torino Katedrali’ne kondu.
Papa Birinci Francis, görüntüleri televizyonda ilk defa yarın gösterilecek olan kefen hakkında bir açıklama yaptı.
Papa, “Çok yoğun ruhsal bir mesaj olacak. İnsanlara hiçbir zaman kaybetmemeleri gereken ümidi anımsatacak” dedi.