Trablus'ta temel sorun susuzluk ve çöp TRABLUS (A.A)

-Trablus'ta temel sorun susuzluk ve çöp TRABLUS (A.A) - 02.09.2011 - Caddelerinde Libyalılar'ın yeniden dolaşmaya başladığı Trablus'un en büyük sorunu susuzluk ve çöp. Dükkanların hala kapalı olduğu kentte, halk şehir şebekesinde yaşanan sorunlar nedeniyle günlerdir su bulmakta güçlük çekiyor.  Yaklaşık 1,5 milyon kişinin yaşadığı Trablus'ta, insanlar tankerlerin getirdiği suyla gereksinimlerini karşılamaya çalışıyor. Alıveriş yapılan yerlerin kapalı olması nedeniyle ekmek ve diğer gıda maddelerini bulmak da oldukça zor. Ekmek alabilmek için mahalle aralarındaki fırınların önünde uzun kuyruklar oluşuyor ve bu kuyruklarda saatlerce sıra bekleniyor. Belli başlı ihtiyaçlar ancak bakkallardan karşılanabiliyor.  Ayrıca, akaryakıt yokluğu da kentin en büyük sıkıntıları arasında. Kentte, belediyeler faaliyetlerini gerçekleştiremediğinden mahalleler çöpten geçilmiyor. Günlerdir toplanamayan çöpler nedeniyle Trablus'tan kötü kokular yükseliyor. Kamu görevlilerinin işten el çektiği kentte, zaman zaman polislere rastlanıyor. Kentin güvenliği ise silahlı muhalifler tarafından sağlanıyor. Muhalifler, bayram öncesine göre daha azalmakla birlikte, yollara kurdukları barikatlarla güvenlik kontrollerini sürdürüyor.  Doktor, hemşire ve sağlık personeli sıkıntısı duyulmasına rağmen hastanelerin açık olduğu kentte, okullarda hala eğitim verilmiyor. Kent meydanında gün boyu süren Kaddafi karşıtı protesto gösterileri ile devrim coşkusu akşam da hızını kesmiyor. Meydanda toplanan kadını, erkeği, yaşlısı, genci ve çocuğuyla binlerce Libyalı, ellerindeki bayraklar, dillerindeki devrim marşıyla sevinçlerini dile getiriyor. Muhaliflerin, silahlı kutlamaları da sona ermiş değil. Rastgele havaya açılan ateş nedeniyle gazetecilerin kaldığı otellerin teraslarına mermi çekirdekleri düşüyor. Serseri kurşunlar nedeniyle otellerde kalan yabancılardan yaralananlar olduğu belirtiliyor. Resmi otorite yokluğu ise şehir yaşamını tedirgin ediyor. Yağmanın olağan hale geldiği Trablus'ta, resmi kurumlara ait eşyalara da el konuluyor. Bunlar arasında polise ait çok sayıda lüks motosiklet, atlar, lüks otomobiller, fotokopi makinesi, faks, televizyon gibi ofis malzemeleri de bulunuyor. Hapishanelerdeki mahkumların serbest kalması, çocuk yaştaki sivillerin ellerinde her tür otomatik silahın bulunması kaygıları artırıyor.  Sokaklarda gece dolaşmanın güvenli olmadığı liman kentinde, sabaha kadar sık aralıklarla duyulan otomatik tüfek ve patlama sesleri kaygıları pekiştiriyor.