Trabzon'da Akil İnsanlar'a olağanüstü koruma

Trabzon'da Akil İnsanlar'a olağanüstü koruma

Akil İnsanlar'ın, kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle biraraya geldiği toplatının yapıldığı otelin çevresinde 500 jandarma görev yaptı, çevrede adeta kuş uçurulmadı.

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, grup üyeleri Oral Çalışlar, Fatma Benli, Yıldıray Oğur ve Vedat Bilgin,Trabzon temaslarına Vali Recep Kızılcık'ı ziyaret ederek başladı. Yoğun koruma altında Valilik binasına gelen heyet üyeleri, Valilik makam katına çıktı. Görevlilerin Vali Recep Kızılcık'a haber verdiği süre içinde makam odası kapısında bekleyen grup üyeleri, daha sonra Kızılcık'la yaklaşık yarım saat görüştü.

 

Otel çevresinde yüzlerce jandarma

 

Ömür Avcı ve Osman Şişko'nun Doğan Haber Ajansı'nda yer alan haberine göre Heyet üyeleri, Valilik ziyaretinin ardından sivil toplum örgütü üyeleriyle toplantının yapılacağı Novotel'e geçti. Trabzon'un Yomra İlçesi'nde bulunan otel çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan jandarma, çevrede adeta kuş uçurtmadı. Otele yaklaşık 250 metre uzaklıkta kontrol noktası oluşturan jandarma, listede bulunan katılımcıların araçları dışında araç geçişine izin vermedi. Otele giden yolun iki yanına dizilen ve güvenlik koridoru oluşturan jandarma robocopları kimseyi otele yaklaştırmadı.

 

50 kişi protesto etti

 

Türkiye Gençlik Birliği'ne mensup yaklaşık 50 kişilik topluluk otel önünde Akil İnsanlar Heyeti'ne yönelik protesto gösterisi düzenledi. Jandarma tarafından barikatla çevrilen ve etraflarına robocoplar yerleştirilen grup üyeleri akil insanlar aleyhine slogan attı.

 

'Bize diyalog grubu denmesi daha uygun olur'

 

Novotel'de yaklaşık 300 davetlinin katıldığı toplantının açılışında konuşan Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Türkiye'nin 30 yılı aşkın süre boyunca mesaisini terör sorunuyla yoğun biçimde meşgul ettiğini belirttikten sonra şunları söyledi:

"Bugün gelinen noktada görüldüğü üzere şehitlerimiz var, can kayıpları var, ekonomik açıdan çok yüksek miktardaki kaynaklarımızın bu alanda kullanılması gibi durum söz konusu. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Bu noktada siyasi iktidarların söz sahibi olması lazım. Şimdiye kadar çeşitli yöntemler kullanıldı, güvenlik politikalarıyla bu sorunu çözmeye çalıştık. Hükümet silahların susması için çözüm olarak nitelediğimiz süreci devreye sokuyor. Çözüm süreci Türkiye'de aslında yeni bir durum olduğu için yeni heyecan karşımıza çıkmış durumda. Türkiye fevkalade hassas. Hassas çünkü binlerce şehit verdik. Ekonomik bedeller ödedik. Bölünmez bütünlük noktasında yoğun mücadeleler verdik. O nedenle fevkalade hassa bir konu olduğunu söylemek mümkün. Hükümet kendine göre adımlar atıyor. Aynı zamanda bu süreci destekleyen kişilerin bunu halka anlatması, halkın içine girerek, halkın bu sürece ilişkin beklentilerinin nasıl olduğunu öğrenmesi yönünde düşünce var. Halkın endişelerini göz önünde bulundurmazsanız yol haritası devam ederken başka sıkıntılar ortaya çıkabilir."

Yusuf Şevki Hakyemez, 'akil insanlar' ifadesinin çok rahat kullanılabilecek bir ifade olmadığını da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

 

Tek seslilik yanlış

 

"Biz aslında Anadolu'nun çok değişik yerlerinde bunu gördük. Anadolu'nun hepsi akil. Kendimize diyalog grubu denmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Yaptığımız iş iki noktada odaklanıyor. Biz niçin bu süreci destekliyoruz, sizlerin bu sürece ilişkin görüşleri, endişeleri nelerdir, onları not almak istiyoruz. Süreci önemsiyoruz çünkü iktidar ilk defa sorunun çözümü noktasında inisiyatifi eline almış durumda. Demokratik ülkelerde olması lazım gelen de budur. 63 kişilik listede yer alan insanların her birinin destekleme yönünde farklı görüşleri olabilir ama ortak nokta akan kanın durmasıdır. 'Niye farklı konuşuyorsunuz?' diyorlar bize. Zaten böyle olması gerekir. Aksi tek seslilik olur. Sorunların çözümü noktasında tek seslilik kadar yanlış bir şey yoktur. 30 yıldır devam eden terör sorunu var. Verdiğimiz şehitler bizim için çok önemli. Milyar dolarları ifade etmeye bile gerek yok. Ama cumhuriyeti birlikte kurduğumuz insanlar olarak bir ayrışmaya gidiliyor olabilir. Güvenlik politikası ötesinde başka unsurlar da var sorunların çözümü için. İnsan haklarının yükseltilmesi ve demokratikleşme gibi. Hiçbir şekilde hükümetin direktifiyle hareket etmiyoruz. Nerede ve nasıl çalışma yapacağımıza 9 kişilik heyet karar veriyoruz. Yol haritamızı biz belirledik. Ama sürecin sonunda rapor yazacağız ve bununla birlikte görevimizi yerine getirmiş olacağız. Bu süreci siyasi inisiyatif yönetiyor olduğu için heyecan verici buluyorum. Bu süreci iktidar değil başka parti başlatsa dahi vatan borcu olarak görür ve yine girerdik. Kanayan yarayla ilgili olarak çok küçük katkımız olacaksa bunu sağlamaktan onur duyarız. Eleştirileri saygıyla karşılıyoruz. Biz kendimizi biliyoruz."

 

'Türk milleti bölünmesin diye buradayız'

 

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu üyesi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Bayraktar ise "Türk milleti bölünmesin diye burada olduğumuzu söyleyebilirim. Türk bayrağı ülkenin her yerinde dalgalansın diye buradayız. Bu topraklarda yaşayanların tek millet olarak, ayrımcılık yapan fitne ve fesadı yok ederek huzur içinde yaşaması için burada olduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye'nin ortak vatan olduğunu söylemek için buradayız. Birlikte ortak ve eşit yaşam kurmanın yolu birbirimizi tanımaktan geçiyor" dedi.

Grup üyelerinden gazeteci Oral Çalışlar da "Yüzde 50 oy alan bir partinin Türkiye'yi böleceği akıl kârı değil. Bundan sonraki sürece biz halk olarak karar vereceğiz. Seçim yoluyla, anayasa yoluyla karar vereceğiz. Endişeye mahal yok. Artık burası seçimlerle idare edilen bir ülke. Askerlerin siyasete müdahale tehlikesi yok. 101 gündür çocuklarımız ölmüyor sonuçta" diye konuştu.

Akil İnsanlar Heyeti üyesi Memur- Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da "Teröristle mücadeleyle terörle mücadele karıştırılıyor. PKK ve Ergenekon türü yapılanmaların bir daha olmaması için devletin, milletin yapması gereken nelerdir sorularına cevap aramaktır bizim yaptığımız. Bu kuşakta sorunu çözmezsek gelecek kuşakların diyalog şansı bile olmayacak. Sesin yükselmesinden çok sözün yükseldiği toplantılar olmasını diliyorum. Önerim Kürt kardeşlerimin, Ergenekon terör örgütünün katliamlarının faturasını Türk ırkına ve Türk kardeşlerine çıkarmamaları. Türk kardeşlerim de PKK'nın katliamlarının faturasını Kürt ırkına ve Türk kardeşlerimize çıkarmamalı. Çanakkale ruhunu yeniden tesis edelim" dedi.

Heyet üyesi Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Vedat Bilgin de "Türkiye demokratik devlet ve özgür toplum oluşturmanın şartlarını yaratmaya çalışıyor, hızla bölge gücü haline geliyor. Herkes bu bölgede herkes Türkiye'ye muhtaç olacaktır" ifadesini kullandı.

Heyet üyesi gazeteci Yıldıray Oğur ise "Son iki yıldır Trabzonspor'u tutan bir Fenerbahçe taraftarıyım. Adaletten yana olan birisi olarak Trabzonspor'un şampiyon olmasını istedim" dedi.

Akil İnsanlar Heyeti üyesi avukat Fatma Benli de "30 yıllık çatışma bize çok fazla şey kaybettirdi. O kaybedilen mallar geri gelir. Ama kaybedilen canları geri getirmeye imkan yok. Net olan tek gerçek var; silah bırakılacak. Akiller ücret almıyor. İnternette dönen çok saçma sapan ifade olduğu için bunu söylemek zorundayım. Siyasi partileri de davet etmiyoruz ayrım yapmaksızın" ifadesini kullandı.

Toplantı daha sonra katılımcıların görüşlerini açıklamasıyla devam etti. Gazeteci Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, toplantıya katılan kesimlerin Trabzon'un bütününü yansıtmadığını ileri sürerek, "Toplantıya daha farklı kesimlerin davet edilmesini beklerdik. Bu yapıyla tüm Trabzon'un görüşlerini alamazsınız. Zaten Başbakan Erdoğan'ın kendi görüşünden olmayan herkese 'Terörist' dediği bir ortamda insanlar korkmadan nasıl görüşlerini açıklayacak? Burada insanların görüşlerini açıklamasından korkarsanız süreci sağlıklı işletemezsiniz, ileride daha büyük çatışmalar çıkar. Hükümet her bölgeye özel heyetler göndermiş. Burada 'terör örgütü' diyorsunuz ama Diyarbakır'da aynı söylemi dile getiremiyorsunuz. Bu söylem farklılığı bir hatadır" dedi.

İşadamı Edip Sevinç de "Biz bu coğrafyada yaşayan milleti cami avlusunda bulduk zannediyoruz. En büyük korkumuz PKK sorununun bir Kürt sorununa dönüşmesiydi. Tüm çabalar bunu engellemek içindir. Siz bütün Kürt vatandaşlarımız PKK yandaşı olsaydı sürecin devam edebileceğini düşünüyor muydunuz? Bu süreç başarıya ulaşamayabilir. Ama ok yaydan çıkmıştır. Serbest piyasa ekonomisi olan bir ülkede etnik kimliğe dayalı çatışmanın uzun süre devam ettirilmesi mümkün değildir" diye konuştu.

 

Katılımcılara tepki gösterdiler

 

Toplantının sonunda Akil İnsanlar Heyeti üyeleri ve katılımcılar otelden ayrılırken dışarıda toplanan MHP ve Türkiye Gençlik Birliği üyeleri tarafından protesto edildi. Bazı katılımcılar protestoculara yanıt verince çıkan gerginliğe araya jandarma girdi. Kısa süreli arbedenin ardından heyet üyeleri ve katılımcılar otelden gruplar halinde ayrıldı.