Hamileliğin dördüncü ayında anneleri önemli bir karar bekliyor: Bebeğin anomali riskini gösteren amniyosentez yaptırmalı mı yaptırmamalı mı? Dr. Suat Süphan Erşahin, "Bu testteki düşük riski 200'de birdir. Oysa trafik daha riskli!" diyor. Anne karnındaki bebeğin özürlü olabileceğine dair bir şüphe doğduğunda, doktorlar genellikle anne adaylarına amniyosentez yaptırmalarını öneriyor. 'Anne karnından su alma işlemi' olarak bilinen ve bebekteki anomali riskini gösteren amniyosentez, taşıdığı risk yüzünden anne adaylarını ikilemde bırakıyor. Anomali şüphesi söz konusu olduğunda soru işaretlerini ortadan kaldırmak için amniyosentez yapılması gerektiğini vurgulayan Medical Park Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Suat Süphan Erşahin, Sabah gazetesine verdiği röportajda amniyosentezle ilgili bilinmeyenleri anlatıyor. Amniyosentezi hangi durumlarda öneriyorsunuz? Kadının daha önceden genetik anomalili çocuklar doğurmuş olması, yaşının 35 ve üzeri olması, anne-babanın akraba olması, ikili ya da üçlü testin riskli çıkması gibi durumlarda amniyosentez yapılmasını öneriyoruz. Amniyosentez yapılmasındaki amaç nedir? Amniyonsentezin birkaç amacı var. Bebekte genetik bir sorun, akciğer yetersizliği ya da metabolik bir hastalık var mı diye bu test yapılıyor. Bir de, anne ile baba adayında kan uyuşmazlığı varsa, bebeğin bu durumdan etkilenip etkilenmediğini öğrenmek için de yapılır. Sonuç iki hafta sonra Test ne zaman yapılır ve sonuçların alınması ne kadar sürer? Normalde amniyosentez için hamileliğin 16-18'inci haftaları arası idealdir. Sonuçlar genellikle iki-üç hafta içinde, bazen daha geç çıktığından bu haftalarda yapılması daha uygun. Ama gebeliğin 24'üncü haftasına kadar da yapılabilir. Alınan sıvı laboratuvarda ayrıştırıldıktan sonra, hücreler kültür ortamında çoğaltılır ve elde edilen hücrelerde genetik inceleme yapılır. Kesin sonuç için hücre kültürlerinin beklenmesi gerekir. Bu da genelde üç-dört hafta sürer. Risk sadece binde beş Anne adayı bu işlem istendiğinde nasıl tepki gösteriyor? Bebeğinin zarar görmesinden korktuğu için önce tepki gösteriyor. Bebek onun en değerli varlığı ve karnına bir iğne sokulacak. Çok fazla internete girerek, sağdan soldan duyduklarından etkilenerek de reaksiyon gösteriyor. Başka bir teşhis yöntemi istiyor. Ama bu işlem 'gold standart', yani en iyi yöntem. Şu ana kadar geliştirilen daha iyi bir yöntem yok. En iyi ultrason bile amniyosentez kadar güvenilir bir sonuç veremiyor. Daha doğrusu; genlere bakmaktan daha iyi bir yöntem yok. Düşük riskinin olması karar verilmesinde sıkıntı yaratıyor mu? Amniyosentezdeki düşük riski 200'de birdir, yani binde beş risk var. Amniyosentezdeki risk, çok küçük bir risktir. Aileler, sırf bu riskten korkarak amniyosentez yaptırmaktan vazgeçmemeli. Eğer doktor amniyosentez öneriyorsa, yapılacak en doğru şey bu işlemi yaptırmak. Dışarıda kaza yapmak, trafikte dolaşmak çok daha büyük bir risk. E5'te trafiğe çıkmak, amniyosentezde yaşanabilecek komplikasyonlara oranla daha büyük bir risk taşıyor. Düşük riski var Bu test, bebeğin içinde bulunduğu sıvıdan örnek alınarak yapılıyor. Bu nedenle test yapılırken, düşük dışında amniyo zarının ayrılması, bebek veya gebenin enfeksiyon kapması, bebeğin zarar görmesi, annenin ölümüyle sonuçlanabilen amniyon sıvı embolisi ya da erken doğum gibi riskler olabilir. Ancak bu risklerin hepsi de çok küçük, son derece nadir rastlanan risklerdir. Bu teste duyulan tepkinin nedeni; sonuçların geç çıkmasından mı, yoksa beş aylık bir canlının hayatının sonlandırılması ihtimalinden mi kaynaklanıyor? Sonuçlar iki-üç hafta içinde alınıyor. Bu sürenin uzun gelmesi; ailenin sıkıntılı ruh halinden kaynaklanıyor. Amniyosentezin sonucunu bekleme süreci; yoğun bakımdaki hastasını bekleyen bir ailenin ruh hali gibidir. İçeride ne oluyor, sonuç ne çıkacak bilinmez. Hastanın reaksiyonu ise; bebeğin büyüklüğünden çok, kaybıyla ilgili oluyor.