Yazar ve yönetmen Dilruba Saatçi'nin sahneye hazırladığı “Üç Kuruşluk Mahalle Dersleri” adlı oyununun kadrosu, daha önce profesyonel oyunculuk deneyimi olmayan dört transseksüelden oluşuyor.Tiyatro sanatçısı Dilruba Saatçi kendine bürünebileceği yeni bir rol ararken yolu transseksüel aktivist Belgin Çelik ile kesişir. Onun sayesinde eşcinsel ve transseksüel hakları için savaşan Lambda’daki toplantılara katılmaya başlar. Ardından transseksüel oyunculardan Grup Opal’i kurar.Gruptaki dört transseksüel yeni sezonda Saatçi’nin yeni oyunuyla sahneye çıkıyor: “Üç Kuruşluk Mahalle Dersleri”. Oyunda dördü de alışılmışın aksine transseksüelleri değil, kadınları canlandırıyor. Milliyet, bir terziyi canlandıran moda tasarımcısı Barbaros Şansal ile oyunun provası sırasında konuştu.
“Üç Kuruşluk Mahalle Dersleri”nde dört transseksüel oyuncu var. Transseksüeller genelde dizilerde, filmlerde ya da tiyatro oyunlarında transseksüeli oynarlar. Ama bu oyunda başka rollerde oynadılar.Transseksüellerin 1,5 yıl boyunca tiyatro eğitimi alıp bir bir oyunda rol almaları Türkiye’de bir ilk. Kendilerini oynamalarını istemedim. Bir oyuncu gibi başka karakterlere bürünmelerini istedim. İzleyici de oyunun sonunda “Aa transseksüeller ne güzel oynamış” yerine “Bilmem ne rolündeki kişiler bu işi becermiş” diyecek. Dördünün de performansları çok kuvvetli. “Onları erkek olarak hayal ettim ama olmadı”
Nasıl bir araya geldiniz? “Rejisör olsaydım kendime hangi rolü verirdim?” sorusuna cevap aradım. Bir transseksüeli hiç oynamamıştım. Transseksüeller hakkında bilgi toplarken Lambda’nın kurucularından Belgin Çelik’le tanıştım. Onun davetiyle Lambda toplantılarına gittim. Orada notlar aldım, bir film senaryosu yazdım. Ancak hâlâ oradakilerle bir türlü iletişime geçemiyordum. Beni görmezden geliyorlardı sanki.
Neden? Sizi bir yabancı gibi mi görüyorlardı?Daha önce de başka projelerle ilgili oraya gelenler, transseksüellerin dünyasını merak edenler olmuş ama hiçbiri söylediği projeyi gerçekleştirmemiş. Onlar da “Bu da bir-iki kere gelir. Sonra çeker gider” diye düşünüyorlarmış. Bir tiyatro kursu duyurusu yaptım. Grup Opal böyle kuruldu.
Dört transseksüel oyuncunun da daha önceki cinsiyetlerinde yaşadığı farklı hayatları vardı. Ve transseksüel olduktan sonra yeni bir cinsiyetle yeni bir hayata başladılar. Erkek olarak doğmuş ama kendini kadın olarak hisseden oyuncuları yönetmek nasıl bir deneyimdi sizin için?Ben onları hep bir kadın olarak gördüm. Sadece bir kez, en başlarda “Dur bir bakayım şunlara, erkek olarak hayal edeyim” dedim. Ama olmadı. Benim kızlarım cinsiyetlerini çok benimsemişler. Ben duyguları vurucu bir şekilde seyirciye vermeleri konusunda eğittim onları. Yoksa onlara kadınlık dersi falan vermedim.
Oyunun konusu nedir?Yeraltı dünyasında geçiyor hikaye. Dilenciler kralının karısının, kızının, terzisinin, bir fahişenin, emniyet müdürünün kızının hikayesi bu. Oyunun içinde ne isterseniz var: Aşk, ihtiras, ihanet, ahlak, ahlaksızlık, erdem... Oyunu John Gay’in “Dilenciler Operası”ndan esinlenerek Yılmaz Onay ile birlikte yazdık. “Yıllarca tutuştum, nihayet sahnedeyim”
Gül Tekcan Dilenci çetesinin işletmecisinin karısı Nemfia’yı oynuyorum. Acımasız, diktatör, insanları ezmekten zevk alan, kızını bile kıskanan bir karakter. Çocukluktan beri tiyatroya hevesim vardı. 1968’de Şehir Tiyatroları’nın bir çocuk oyununda yer almak istemiştim. Babam “Soytarı mı olacaksın başıma?” diyerek izin vermedi. Yıllarca yanıp tutuştum. 41 sene sonra sahneye çıkıyorum. Makyajları da o yapıyor
Sevgi YılmazNemfia’nın kızı Lili’yim oyunda. Profesyonel olarak makyözlük yapıyorum. Oyunun da makyözüyüm. Lambda’nın bir üyesiyken arkadaşlarım sayesinde haberim oldu kurulan tiyatro topluluğundan. Katılmayı çok istedim. Emniyet müdürünün kızını oynuyor
Didem SoyluCanlandırdığım karakter olan Selin, emniyet müdürünün kızı. Sahneye çıkmak beni çok heyecanlandırıyor. Rolüm aslında daha azdı ama Dilruba hocaya daha çok oynamak istediğimi söyledim, kabul etti. Turizm-otelcilik okudum ama sanata hep ilgim vardı. Güzel sanatlara girmek istiyordum. Akademi sınavlarının birinci aşamasını kazandım. Ama nedense (!) mülakatta takılıp kaldım.“Yine transseksüel rolü verecekler sandım”
Gülden Ünlüİris adında bir orospuyu canlandırıyorum. Daha önce bir-iki dizide figüranlık yaptım. Travesti ve transseksüeli oynadım. Bu projeyi duyduğumda bana yine transseksüel rolü verileceğini sandım. Oysa beni kimliğimden ötürü değil, insanım diye bir birey olarak çağırmışlar. Bu çok hoşuma gitti. Gerçek hayatta şarkıcıyım. Oyunda en iyi yaptığım şeyi yapıyorum, şarkı da söylüyorum.