Trump, Ağlama Duvarı'nı görevdeyken ziyaret eden ilk ABD başkanı oldu

Trump, Ağlama Duvarı'nı görevdeyken ziyaret eden ilk ABD başkanı oldu

37'nci ABD Başkanı Richard Nixon'dan bu yana Batı Duvarını (Ağlama Duvarı) ziyaret eden 11. ABD Başkanı Donald Trump oldu. Kudüs'te bulunan ve Yahudilerin kutsal mekanı Büyük Tapınağın arka duvarı olarak bilinen ağlama duvarını daha önce Bill Clinton, George H.W. Bush, George W. Bush ve Barack Obama da ziyaret etmişti. ABD Başkanı Trump ise resmi programı kapsamında burayı ziyaret eden görevdeki ilk ABD Başkanı oldu.

Trump, Birleşmiş Milletler tarafından "işgal altında" olarak kabul edilen Doğu Kudüs’teki kutsal mekanları ziyaretinden duyduğu memnuniyeti aktararak, "Ağlama Duvarı’nı ilk ziyaret eden ABD Başkanı olmaktan dolayı şeref duyuyorum" dedi.

Doğu Kudüs'te ilk durağı Mescid-i Aksa'nın da içerisinde bulunduğu eski şehirdeki Kıyamet Kilisesi olan Trump'ın gezisinde eşi Melania Trump, kızı Ivanka Trump ve üst düzey danışmanı damadı Jared Kushner de hazır bulundu.

Kiliseye ulaşmak için eski şehrin sokaklarını yürümek zorunda kalan Trump, Osmanlı Devleti'nin tanzim ettiği protokol çerçevesinde Kıyamet Kilisesi'nin yüzyıllardır anahtarlarını koruyan Müslüman Filistinli Cevdet ailesinin temsilcileri tarafından karşılandı. Trump, beraberindeki heyetle kilise ziyareti sırasında yetkililerden bilgi aldı.

Kıyamet Kilisesi'nin ardından Yahudilerin en kutsal mekan olarak  saydığı Mescid-i Aksa'nın batı duvarı olan Ağlama Duvarı'na geçen Trump, Yahudilerin Kipasını takarak, kendisine eşlik eden hahamlardan bilgi aldı. Ağlama Duvarı'na sağ elini koyarak yaklaşık iki dakika dua eden Trump, Yahudiler gibi içinde dilekler içeren bir notu Ağlama Duvarı'ndaki aralıklara yerleştirdi.

Kutsal alanları ziyaretinde İsrailli yetkililerin kendisine eşlik etmeyen Trump'ın bu ziyareti, İsrail tarihinde ilk defa bir ABD Başkanının ziyareti olarak yorumlandı.

UNESCO Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı oylamış ve tasarı, 6'ya karşılık 24 oyla kabul edilmişti. İsrail’in tepkiyle karşıladığı karar için Fransa çekimser oy kullanırken, ABD, Almanya ve İngiltere "hayır" oyu kullanan ülkeler arasında yer almıştı. UNESCO Yürütme Kurulu da iki gün önce kararı onaylamıştı.