Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'de güvenli bölge fikrini desteklediğini iddia etti. Selvi, "Güvenli bölgeyle ilgili bir de kaygımız var. Yazmam lazım; Trump, güvenli bölge fikrini destekliyor. Ama kritik nokta ABD bunu kimle yapacak? Bizimle yaparsa sorun yok. Ama PYD-YPG ile yapar, Kobani ve Afrin’i güvenli bölge ilan ederlerse, büyük bir kriz demektir. Hem de ne büyük" görüşünü dile getirdi.
Abdulkadir Selvi'nin "DAEŞ’ten El Bab’daki militanlara son talimat" başlığıyla yayımlanan (14 Şubat 2017) yazısı şöyle:
"Hem sahada hem masada olacağız.”
Cumhurbaşkanı’nın bu sözü bir şifre aslında.
Başika Üssü ile Irak’ta, Fırat Kalkanı operasyonuyla Suriye’de uygulamaya koyuldu.
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın El Bab operasyonundan sonra Suriye’den çekilmeyeceğimizi, sırada Menbiç ve Rakka operasyonunun bulunduğunu açıklaması bu stratejinin bir parçası.
Ankara, Trump yönetiminin bölge stratejisinin nisan sonu mayıs başı itibariyle ortaya çıkacağı kanaatinde. Bir sürprizle karşılaşmamak için sahada olmayı tercih ediyor. Zaten El Bab operasyonu bugün tamamlansa dahi oradan çıkmamızın en az 2-3 ay alacağı söyleniyor. Çünkü Türkiye sadece bu şehirleri DAEŞ’ten temizlemiyor, Cerablus’ta olduğu gibi yerli halkın huzur içinde topraklarına dönebileceği, ‘güvenli şehirler’ kuruyor.
El Bab’da hafta sonu itibariyle şehir savaşı yaşanıyor. DAEŞ, El Bab’dan çekilmiyor. İstihbarat birimlerimiz, 10 Şubat Cuma günü DAEŞ’in yeni Rakka valisi tarafından El Bab’daki militanlara gönderdiği mesajı ele geçirdi. Mesajda, “Dayanın, ölün, sonuna kadar çarpışın, orayı vermeyin” deniliyor. El Bab’da 20’si yabancı olmak üzere 80-100 militanı kalan DAEŞ, direniyor.
El Bab, DAEŞ’ten temizlenirken Rusya’nın desteklediği rejim güçleri ile arada fazla bir mesafe kalmadı. Bir çatışma yaşanmaması için Türkiye ile Rusya’nın çabalarıyla tampon hat kuruluyor. Çok geniş olmayan bir hat olacağı söyleniyor. Türkiye destekli ÖSO birlikleri ile rejim güçleri yüz yüze getirilmeyecek, Kıbrıs’taki yeşil hatta benzer bir tampon hat olacak.
TÜRKİYE’NİN İKİ ÖNERİSİ
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez ülkelerini ziyaretinde Suriye’deki güvenli bölge ve DAEŞ’le mücadele adına önemli açıklamalar yapıyor. Erdoğan böylece hem Trump yönetiminin oluşturmaya çalıştığı yeni bölge stratejisini etkilemeye hem de bölge ülkeleriyle bir ağırlık oluşturmaya çalışıyor. Erdoğan, Başkan Trump’la görüşmesinde bunun ilk adımını atmıştı.
Erdoğan, Trump’a iki net öneride bulunuyor:
1 - Rakka operasyonunu birlikte yapalım.
2 - Terörden arındırılmış güvenli bölge kuralım.
Türkiye, ABD’nin yüzde 90’ını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri ile Rakka operasyonunu yapmasına karşı çıkıyor. Amerika’ya, Rakka operasyonunu birlikte yapmak için bir plan sunuldu. Buna göre 8-10 bin kişilik ÖSO birlikleri ile SDG’nin içindeki yerli Arap unsurlardan oluşacak bir güç. Türk ve Amerikan özel birliklerinin koordinasyonunda Rakka operasyonunun yapılması öneriliyor. Rakka operasyonunda şimdiye kadar ibre YPG’den yanaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu eğilimi tersine çevirmeye çalışıyor. ABD’den gelen sinyaller, Başkan Trump’ın Türkiye’nin önerisini üzerinde çalışmaya değer bulduğu yönünde.
Güvenli bölge önerisi 2 yıl önce Obama yönetimine yapılmıştı. Sınırımızda 97 kilometre uzunluk ve 37 kilometre derinlikte, 4-5 bin kilometrekarelik alanın “Terörden arındırılmış güvenli bölge” olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkan Trump’la görüşmesinde kapsamlı bir şekilde anlattı. Planın detayları, CIA Başkanı Pompeo ile paylaşıldı. Buna göre, uçuşa yasak bölge ilan edilerek havadan güvenliği sağlansın. ÖSO birlikleri eğit-donat kapsamında yetiştirilerek yerel güvenlik olarak kullanılsın. Burada inşa edilecek konutlarla Suriyelilerin iskânı sağlansın. Türkiye bu modeli kısmen Cerablus’ta uyguladı ve başarılı oldu. Binlerce Suriyeli Cerablus’a döndü.
Sınırımıza oluşturulacak güvenli bölge aynı zamanda Türkiye’nin güvenliğine de katkı sağlayacak. Böylece sınırımızdan terörist unsurların geçişi engellenmiş olacak.
Güvenli bölgeyle ilgili bir de kaygımız var. Yazmam lazım; Trump, güvenli bölge fikrini destekliyor. Ama kritik nokta ABD bunu kimle yapacak? Bizimle yaparsa sorun yok. Ama PYD-YPG ile yapar, Kobani ve Afrin’i güvenli bölge ilan ederlerse, büyük bir kriz demektir. Hem de ne büyük!