Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Virgül değil nokta mesabesinde olacak” dediği, ABD Başkanı Donald Trump’la ilk kez görüştü.
Erdoğan, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada "Özellikle YPG-PYD terör örgütünün hangi ülke tarafından olursa olsun muhattap alınması uygun değildir" ifadelerini kullandı. Erdoğan, Fethullah Gülen'in iadesi için de "Sayın Başkan'a 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETO terör örgütü konusundaki beklentilerimizi de açıkça ifade edeceğim" diye konuştu.
Ortak basın toplantısında konuşan Trump, şunları söyledi:
"Erdoğan’ı konuk etmekten şeref duyuyorum. Türkiye komünizmle savaşta önemli bir ülkeydi. Sovyetlere karşı efsanevi bir varlık gösterdiler. Onların muhteşem cesareti Kore’deki bizim unutmadıklarımızdandır. Şu anda terörle mücadelede ortak bir düşmanımız var ve beraber çalışmak istiyoruz. Türk halkına desteğimizi sunuyoruz. Türkiye’yi terörle mücadelede PKK, DAEŞ gibi terör örgütlerine karşı destekliyoruz. Tüm bu yaşananlar insanlık vicdanını yaralıyor Suriye’deki şiddet. Barışçıl bir sonuç için gerçekleşen çabaları takdir ediyoruz. Diyalog ve dayanışmamızı devam ettireceğiz. Bu ziyaretimiz tarihi bir dönüm noktası teşkil edecek."
Trump ile ortak basın açıklamasında Erdoğan şunları ifade etti:
Sayın Başkan, değerli dostum, değerli basın mensupları sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Öncelikle ABD Başkanı Trump’a ve ekibine şükranlarımı ifade ediyorum. Bir kez daha huzurlarınızda Trump'ı seçimlerde elde ettiği tarihi zaferi için kutluyorum.Sayın Başkan ile az önce ikili bir görüşme gerçekleştirdik.
Stratejik ortalık düzeyine erişmiş olan Türkiye-ABD ilişkilerinin durumunu ele aldık. Türkiye ile ABD arasındaki bağlar demokratik değerler çerçevesinde gelişmiştir. Aramızdaki ilişkileri güçlü tutmamız karşılıklı çıkarlarımız yanında küresel barış için de önemlidir. Bölgemizin bu çalkantılı dönemde özellikle iki ülkenin göstereceği işbirliği büyük önem kazanmıştır. Esasen ABD ile BM, NATO ve G20 gibi kuruluşlarla yakın işbirliği içindeyiz. Önümüzdeki süreçte bu platformlar başta olmak üzere diyalog ve dayanışmamızı artırma arayışındayız. Doğrusu ben bu ziyaretin tarihi bir dönüm noktası olacağına inanıyorum.
Gerek ikili görüşmemiz, gerek heyetler arası görüşmesi geleceğe dair fırsat tanıyacağına inanıyorum. Ekonomi, yatırım, enerji ve savunma sanayi alanlarında işbirliğimizi artırma konusunda hemfikiriz. Bölgemizdeki tüm terör örgütlerine karşı müşterek bir dayanışma ortaya koymamız büyük önem ifade etmektedir.
Ortak geleceğimizi tehdit eden terör örgütlerine karşı ayrım yapmadan mücadele etmekte kararlıyız. Bölgemizin geleceğinde terör örgütlerine yer yoktur. Özellikle YPG-PYD terör örgütünün hangi ülke tarafından olursa olsun muhattap alınması uygun değildir. Aynı şekilde terör örgütlerinin faaliyetlerini bahane ederek bölgenin inançlarını değiştirmeye yönelik çalışanlara da izin vermemeliyiz.
Sayın Başkan'a 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETO terör örgütü konusundaki beklentilerimizi de açıkça ifade edeceğim.
Suriye ve Irak'ta atabileceğimiz ortak adımları değerlendirdik. Trump'ın seçim zaferi yeni beklentilere , umutların filizlenmesine yol açmıştır. Bugün temelleri atılan yeni dönemin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sayın Başkan'a nazik daveti ve konukseverliği için teşekkür ediyorum. Kendisini de ailesi ile birlikte Türkiye'ye davet ediyorum.
Erdoğan ve Trump'ın 19.45'te başlayan görüşmesi, 20.07'de bitti. İki lider, ortak basın açıklamasından sonra heyetleriyle beraber yemek yemeye geçti. Heyetler arası yapılan görüşme de 2 saat sürdü.
Erdoğan’ın heyetinde şu isimler var:
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın.
Oval Ofis’te gerçekleşen buluşmada gündem YPG’ye yapılan silah yardımı, Fethullah Gülen'in iadesi, Suriye’de IŞİD'e karşı operasyon ve Reza Zarrab’ın durumu üzerinde yoğulaşacağı belirtilmişti.
Görüşmenin ardından iki lider Twitter'dan görüşmeye ilişkin mesaj verdi.
Trump "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Beyaz Saray'da ağırlamak büyük onurdu." şeklinde twet attı.
Erdoğan ise "Konukseverliğinzi için teşeşkürler" yanıtı verdi.
Erdoğan'ın Trump ile görüşmesi ABD basınında geniş yer görmüştü.
Gazetelerde öne çıkan meselelerin başında Trump'ın Suriye'de YPG'yi silahlandırma planına Ankara'nın tepkisi ve Türkiye'nin Fethullah Gülen'in ABD'den sınır dışı edilmesi talebi öne çıkmıştı.
Washington Post gazetesi başyazısında Erdoğan'ın Washington'a 'kabul edilmesi zor bir talep listesiyle geldiğini' belirtip "Trump bu taleplere doğrudan hayır demeli, aynı zamanda Türk lideri rotasını değiştirmesi konusunda uyarmalı" denilmişti.
Suriye'de Rakka'nın IŞİD'den geri alınması için planlanan operasyonda ABD Savunma Bakanlığı YPG'yi silahlandırmaya hazırlanırken, Türkiye ise ABD'nin bundan vazgeçmesi çağrısında bulunup alternatif olarak Türkiye'nin desteklediği grupların operasyona dâhil edilmesini önerilmişti.
Washington Post bu uzlaşmazlığa ilişkin şu yorumu yapıyor:
"ABD'nin Rakka planı mükemmellikten çok uzak. Sonunda şehrin Beşar Esad rejiminin kontrolüne geçmesiyle sonuçlanabilir. Ama yine de Türkiye'nin sunduğu alternatiften daha iyi."
"Erdoğan'ın birliklerinin, şehri yeniden ele geçirecek kadar güçlü olup olmadığı net değil. Başarılı olursa da, bunun sonucu El Kaide bağlantılı grupların güç kazanması olur. Erdoğan'ın stratejik amaçları yanlış yola sapmış. Sonunda küçük bir devlet olmasa da Suriyeli Kürtlerin kaçınılmaz özerkliğini kabul etmek zorunda kalacak."
Gazete, Erdoğan'ın Trump'tan Fethullah Gülen'i iade etmesini de isteyebileceğini ifade ediyor ama Ankara'nın, Gülen'in darbe teşebbüsünün arkasında olduğuna dair ikna edici kanıtlar sunamadığını yazmıştı.
Amerikan internet gazetesi Politico, Trump'ın insan hakları ihlalleriyle eleştirilen Çin ile kurduğu yakın ilişkilerden yola çıkarak Erdoğan'la ilişkilere referans yapıyor.
Haberde, "Muhalifler, Trump'ın dünya genelinde baskıcı liderlere cephanelik verdiğini söylüyor" yorumu var.
Politico, 'otoriter' dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da siyasi baskı uyguladığını, muhalifleri hapse attığını, medya kuruluşlarını kapattığını ve Türkiye'de yargı bağımsızlığına zarar verdiğini yazıyor.
Foreign Policy dergisi de YPG'nin silahlandırılması ve Fethullah Gülen'in sınır dışı edilmesi talebini irdeliyor.
Derginin "YPG'yi silahlandırmak ABD-Türkiye ilişkilerinde tabuta son çiviyi çakar mı?" sorusuna yanıtı şöyle:
"Muhtemelen hayır (…) ABD yönetimi, Kürtleri silahlandırmaya durduk yerde karar vermedi. Askeri yetkililer, Rakka'nın geri alınmasının gerekli olduğunu uzun zamandır söylüyordu. Freedom House'dan Nate Schenkkan, Foreign Policy'ye bu adımın iki yıllık bir çalışma sonucu çıkmış olabileceğini söylüyor."
Dergi, "Türkiye, Kuzey Irak'ta PKK'nın kalelerinden Şengal'e saldırı düzenleme karşılığında Rakka'yı ABD ve Suriyeli Kürt müttefikleriyle takas edebilir" diyor.
Foreign Policy, ABD'nin Fethullah Gülen'in ülkedeki ağına baskı uygulaması talebinin de 'takasın parçası olabileceğini', ABD'de tutuklu bulunan Reza Zarrab'a ilişkin de tavizler verilebileceğini ifade ediyor. Dergi, "Gülen veya Zarrab'la ilgili büyük gelişmeler veya tavizlerin Trump ekibi açısından ülke içinde de sonuçları olur" yorumunu yapıyor.
The Boston Globe gazetesinde de Colombia Üniversitesi İnsan Hakları Enstitüsü'nden David L. Phillips imzalı bir makale var.
"Erdoğan'ın 'ABD'nin YPG'yi silahlandırmaktan vazgeçmesi ve Fethullah Gülen'in iadesi talepleri savunulamaz" denilen makalede, Zarrab davasının da öncelikli konular arasında olduğu belirtiliyor:
"Erdoğan ile Zarrab'ın arası çok iyi. Zarrab ve Erdoğan'ın diğer yakınları 2013'te yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandığında, davanın düşmesi için Erdoğan polisi, savcıları ve hâkimleri ayarladı."
Phillips, Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve damadı Berat Albayrak'ın adının karıştığı yolsuzluk suçlamalarında Zarrab'ın da parmağının olduğunu yazıyor.
Makalenin sonunda şu satırlar var: "Trump, Zarrab davasına engel olmak istese bile bu çok güç olur. Zira dava Ağustos'ta. Trump yaptırımları delen bir İranlı için adaleti göz ardı ediyor konumunda görülmek istemez."
"Trump ve Erdoğan, medyayı küçümseme, milliyetçi bakış açısı ve siyasi popülizm konularında ortak zeminde buluşabilir. Ama mesele işin özüne geldiğinde Trump Erdoğan'ın taleplerini kabul etmeyecek. El pençe divan durmak, zayıflık işareti ve ABD'nin Suriye ile Türkiye'deki çıkarlarının göz ardı edilmesi olur."
Diğer yandan, Washington Post gazetesi Fethullah Gülen'in de bir yorum makalesini yayınlamıştı.
Fethullah Gülen, 'demokrasinin yeniden inşası için Türk halkının Avrupalı müttefikleri ile ABD'nin desteğine ihtiyacı olduğunu' yazıyor ve NATO'nun Türkiye'den demokratik normlara uyması çağrısı yapması gerektiğini ifade ediyor.
Fethullah Gülen, "Batı Türkiye'nin demokrasi yoluna dönmesi için yardım etmeli. Salı günkü görüşme ve gelecek hafta yapılacak NATO zirvesi bu çabaların geliştirilmesi için bir fırsat olarak kullanılabilir" yorumunu yapıyor.
p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 11.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #000000} span.s1 {font-kerning: none} p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 11.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #000000} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 11.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #000000; min-height: 13.0px} span.s1 {font-kerning: none} p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 11.0px Helvetica; -webkit-text-stroke: #000000} span.s1 {font-kerning: none}