Yaklaşık iki ay önce ABD istihbaratından adı açıklanmayan bir yetkilinin, Başkan Donald Trump'ın 2020 Başkanlık seçimlerindeki olası rakibi Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'ın soruşturulması için Ukrayna'ya baskı yaptığı iddiasıyla yazdığı şikayet dilekçesi kamuoyuna açıklandı.
12 Ağustos 2019 tarihli belge, Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Richard Burr ve Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Adam Schiff'e hitaben yazılmış.
Farklı hükümet yetkililerinden, ABD Başkanı'nın yetkilerini yabancı bir ülkeden 2020'deki seçimlere müdahil olmasını talep etmek için kullandığı bilgisini aldığını belirten istihbarat yetkilisi, bu taleplerin arasında Başkan'ın en büyük rakiplerinden birinin soruşturulmasının da yer aldığını söylüyor.
İddia ettiği olayların ABD'nin ulusal güvenliğine yönelik risk oluşturduğu ve ABD seçimlerine dış ülkelerin müdahalesini engellemeye çalışan hükümetin çabalarına zarar verdiği konusunda endişelendiğini belirten istihbarat yetkilisi, bilgilere nasıl ulaştığını şu sözlerle açıklıyor:
"Son 4 ayda, 5'ten fazla ABD'li yetkili bu teşebbüsle ilgili birden fazla bilgiyi bana ulaştırdı. Burada verilen bilgiler, kurumlar arası resmi çalışmanın bir sonucu olarak elime ulaştı. Burada açıklanan olayların çoğunluğuna doğrudan tanık olmadım. Ancak meslektaşlarımın bu konudaki açıklamalarını güvenilir buluyorum. Neredeyse olayların tümü için birçok yetkili birbiriyle uyumlu bilgileri tekrarladı."
Kimliği hâlâ gizli tutulan istihbarat yetkilisinin yazdığı ve 25 Eylül'de Kongre üyelerinin erişime açılan dilekçede üç temel iddia var.
1-Trump, Ukrayna Cumhurbaşkanı'na Joe Biden ve oğlu Hunter Biden'ı soruşturması için baskı uyguladı
2-Trump, Zelenskiy'den Demokratların bilgisayar sunucularına erişim istedi
3-Trump, özel avukatı Rudy Giuliani ve Adalet Bakanı William Barr'ı bu işlerin takipçisi olması için görevlendirdi
Dilekçeyi yazan yetkili, "kendisini endişelendiren olayları" maddeler halinde sıralıyor:
25 Temmuz sabahı Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Donald Trump'ın bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği, görüşmeyle ilgili doğrudan bilgisi olan iki yetkilinin verdiği bilgiye göre Trump'ın, Ukraynalı mevkidaşını Joe Biden ve oğlu Hunter Biden hakkında soruşturma açmak için teşvik etmeye çalıştığı belirtiliyor.
Trump, 2016'daki seçimlere Rusya'nın siber saldırı yaparak müdahil olduğu yönündeki iddiları araştıran Crowdstrike şirketiyle ilgili bilgileri ve onun araştırdığı Demokrat Parti'nin Ulusal Komitesi'nin bilgisayar sunucularının yerini tespit etmesini de Zelenskiy'den istedi.
Trump, bu konuda kişisel temsilcileri olduğunu söylediği Rudolph Giuliani ve William Barr'ın ismini birkaç kez kullanarak, Zelenskiy'e bu kişilerle görüşebileceğini söylüyor. Aynı zamanda Ukrayna'nın Başsavcısı Yuriy Lutsenko'nun görevde kalmasını da öneriyor.
Lutsenko, Mart 2019 sonrası Biden ve oğlunun Ukrayna'daki faaliyetleriyle ilgili eleştirilerini açıkça dile getirmişti.
Dilekçede, Ukrayna Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan telefon görüşmesi açıklamasındaki "Donald Trump, Ukrayna ve ABD arasındaki işbirliğini engelleyen yolsuzluk soruşturmalarının tamamlanacağına dair inancını ortaya koydu" ifadelerine de dikkat çekiliyor.
Telefon konuşmasını, içinde dışişleri bakanlığı ve istihbarat yetkililerinin de olduğu yaklaşık 10 kişinin dinlediğini, dinlemediği halde görüşmeyle ilgili bilgilerin verildiği tek kişinin de kendisi olmadığını söyleyen istihbarat yetkilisi, telefon konuşmasını dinleyenlerden birinin ismini de veriyor: Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Ulrich Brechbuhl.
Telefon konuşması sonrasında, Beyaz Saray Durum Odası'nın her konuşma sonrası uygulanan konuşmanın dökümünü alma işleminin yapılmadığı iddia edilen dilekçede, bilgisayar sistemlerine giren ve kaydedilen dökümün de silinmesi için Beyaz Saray avukatlarının devreye girdiği söyleniyor. Bu sebeple Beyaz Saray, görüşme detaylarını örtbas etmekle suçlanıyor.
Özel gizlilik içeren dosyaların kaydedildiği farklı bir bilgisayar sistemine kaydedilen bu konuşma dökümün buraya aktarılması, dilekçeyi yazan kişiye bilgi veren bir Beyaz Saray yetkilisine göre, yetkinin kötüye kullanılması anlamına geliyor. Çünkü telefon görüşmesinde özel gizlilik içerecek ve ulusal güvenliği ilgilendiren hassas bir konu yok.
Dilekçeye göre, telefon konuşmasından bir gün sonra, 26 Temmuz'da ABD'nin Ukrayna müzakerelerinden sorumlu özel temsilcisi Kurt Volker Kiev'e giderek Cumhurbaşkanı Zelenskiy ile görüştü. Görüşmelerde ABD'nin Avrupa Birliği Büyükelçisi Gordon Sondland de vardı. İkili, Zelenskiy'ye Trump'ın taleplerini nasıl karşılayacağını konusunda yol gösterdi.
2 Ağustos veya buna yakın bir tarihte, Giuliani Madrid'e giderek Zelenskiy'nin danışmanlarından Andriy Yermak'la görüştü. Ardından da diğer danışmanlar Andriy Bohdan ve Ivan Bakanov'la görüştü. Kamuoyuna açıklanmayan görüşmelerde Trump'ın talepleri masaya yatırıldı.
Mart 2019'an başlayarak, The Hill isimli internet sitesinde yayımlanan makalelere değinilen dilekçede, General Yuriy Lutsenko başta olmak üzere birçok Ukraynalı yetkilinin, diğer Ukraynalı yetkililer ve daha önce görev yapmış ABD'li yetkililer hakkında iddialarda bulunduğu belirtildi.
Ukraynalı yetkililerinin The Hill'de yer alan iddialarının arasında Demokrat Ulusal Komite ve ABD'nin Ukrayna Büyükelçiliği aracılığıyla 2016'daki ABD seçimlerine müdahale edildiği, bunu ortaya çıkarmak için yapılması gereken çalışmaların engellendiği ve eski ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın kendisine yönelik soruşturma başlatmaması için eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko'ya baskı yaptığı yer alıyor.
Bu iddiaların üzerine gitmek için Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Ukraynalı ve ABD'li yetkililer arasında sürdüğü iddia edilen görüşmeler de dilekçede detaylarıyla anlatılıyor.
Bu görüşmelerin arasında Giuliani'nin Zelenskiy ve diğer üst düzey Ukraynalı yetkililerle yaptığı ikili görüşmeler geniş yer tutuyor.
İstihbarat birimleri Teftiş Kurulu Başkanı Michael Atkinson, şikâyetin 12 Ağustos'ta kendisine ulaştığını söylüyor.
Dilekçeyi inceleyen Atkinson, iddiaların incelenmesi gerektiğini düşünerek iki hafta sonra dilekçeyi ulusal istihbarat bürosu direktör vekili Joseph Maguire'a iletiyor.
İddiaların büronun yetki alanı dışında olduğu sonucuna ulaşan Maguire ise 9 Eylül'de konuyla ilgili olarak Kongre'yi bilgilendiriyor. Ancak Kongre'ye dilekçe içeriği gösterilmiyor.
Başmüfettiş Atkinson, bunun prosedürlere uygun olmadığını, Kongre'nin bilgilendirilmesiyle birlikte dilekçe içeriğinin de paylaşılması gerektiğini vurguluyor.
Temsilciler Meclisi'nin Demokrat üyeleri konunun Trump ile ilgili olabileceğinden şüphelenerek dilekçe içeriğinin paylaşılması için baskıyı artırıyor.
Perşembe günü istihbarat birimleri başmüfettişi Atkinson, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu'na ifade verdi. Ancak Trump yönetiminin talimatıyla dilekçenin içeriği hakkında konuşması yasaklanmıştı.
Son olarak azil sürecinin başlamasıyla birlikte 25 Eylül'de dilekçe Kongre'ye iletildi.
26 Eylül'de de kamuoyuna açıklandı.