ABD medyası Başkan Donald Trump'ın İran'la yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilebileceğini bildirdi. Trump anlaşmaya onay vermezse, Kongre de İran'a yönelik ekonomik ambargoların yeniden uygulanıp uygulanmayacağına karar verecek. Trump'ın 15 Ekim'e dek bu konudaki kararını vermesi gerekiyor.
İran'la nükleer anlaşmaya muhalefet, Trump'ın seçim kampanyasının en önemli parçalarından biriydi.
Trump perşembe günü Beyaz Saray'da eşi Melanie ve generallerle fotoğraf çektirirken etrafındakileri gösterip, basın mensuplarına "bunun neyi temsil ettiğini" sordu ve "belki de fırtınadan önceki sessizliktir" dedi.
Başkan Trump gazetecilerin ısrarlı sorularına karşın ayrıntı vermedi ve "göreceksiniz" demekle yetindi.
Trump'ın bu sözlerinin Kuzey Kore'yle artan gerilimle ilgili olduğu yönünde spekülasyonlar yapılırken, New York Times "konuya yakın tarafların Trump'ın İran'dan bahsettiğini söylediğini" aktardı.
ABD medyası, Trump'ın gelecek Perşembe günü ülkenin güvenlik çıkarlarına hizmet etmediği gerekçesiyle anlaşmaya onay vermeyeceğini açıklayacağını duyurdu.
Ancak Savunma Bakanı James Mattis gibi bazı üst düzey isimler nükleer anlaşmayı destekleyen açıklamalar yapmıştı.
Başkanın anlaşmaya her 90 günde bir onay vermesi gerekiyor. Trump yönetimi şimdiye kez anlaşmaya iki kez onay verdi.
Trump 15 Ekim'de anlaşmayı onaylamamaya karar verirse, Kongre'nin İran'a yönelik ambargoları uygulama konusunda karar vermek için 60 günü kalıyor.
İran'la yapılan nükleer anlaşmaya Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve İngiltere de taraf. Anlaşmayla İran'ın uluslararası piyasalara erişimi ve petrol satışı önündeki bazı engeller kaldırılmıştı.
Ambargoların kalkması İran'ın nükleer programını kısıtlamasına bağlı. Tahran'ın uranyum stoklarını kısıtlaması, yeni ağır su reaktörleri inşa etmemesi ve denetçilerin ülkeye girişine izin vermesi gerekiyor.
Trump daha önce İran'ın "anlaşmanın ruhunu" iptal ettiğini söylemişti.
ABD Başkanı Donald Trump, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada selefi Barack Obama döneminde yapılan anlaşmanın "ABD için bir utanç" olduğunu söylemişti.