Avrupa'ya giden ABD Başkanı Trump'ın programında yine Almanya yok. Uzmanlara göre bugüne kadar Merkel'i Berlin'de ziyaret etmeyen Trump'ın bu politikası kapsamlı bir stratejinin parçası.ABD Başkanı Donald Trump yeniden Avrupa'da temaslarda bulunacak. Cuma günü G7 zirvesi için Fransa'ya gidecek olan ABD Başkanı, 31 Ağustos'ta ise İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasının 80'nci yıldönümü vesilesiyle Polonya'da düzenlenecek olan anma törenine katılacak.Ancak komşu ülkeye gidecek olmasına rağmen Almanya'ya da gelerek Başbakan Angela Merkel'le görüşmek için herhangi bir girişimde bulunmayan Trump'ın yakın bir tarihte de Berlin'i ziyaret etmesi beklenmiyor.İki yıldan fazla bir zamandır başkanlık koltuğunda oturan Trump henüz başkent Berlin'e resmi ziyarette bulunmadı.Sorun ne?ABD ile Almanya arasındaki sorunlara dair uzun bir liste bulunuyor. ABD Almanya'nın savunma harcamalarını yetersiz bularak, artırılmasını talep ediyor. Bunun yanı sıra İran'a yönelik tutum konusunda iki ülke arasında görüş ayrılıkları bulunuyor. Berlin'in Rus gazını Almanya'ya taşıyacak Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattına olan desteği ve Merkel'in Çin'i başlıca altyapı projelerinden uzak tutmakta direnmesi gibi konularda da iki ülke farklı görüşte.Siyasi gerilimin yanısıra, yüz yüze geldiklerinde Trump ve Merkel'in kimyalarının tutmadığı biliniyor. Haziran ayındaki Normandiya çıkarmasının yıldönümü nedeniyle düzenlenen törende ABD Başkanı, Merkel'le tokalaşmamıştı.Konuyu DW'ye değerlendiren Alman Dış İlişkiler Konseyi'nden siyaset bilimci Josef Braml, "Almanya'ya had bildirme ve Grönland'ı satmayı kabul etmedikleri için önceden planlanmış olan Eylül ayındaki Danimarka ziyareti iptal etmek gibi davranışların Trump'ın tartışmalı liderlik tarzının tipik örnekleri olduğunu" ifade etti.Braml, "Kendisini patron gibi görüyor. Amaçlarını ve istekleri açıkça söylüyor ve 'astlarını' taleplerinin karşılanmasına göre ya ödüllendiriyor ya da cezalandırıyor" değerlendirmesinde bulundu. Almanya ve Danimarka'nın yok sayılarak cezalandırıldığını belirten Braml, diğer yandan Polanya'nın ABD başkanının gözüne girmeye çalıştığını kaydetti.Polonya'nın Trump üzerindeki etkisi Almanya'dan fazlaBerlin'in Washington'daki etkisi azalırken, Varşova'nın transatlantik imajı Trump göreve geldiğinden bu yana bir hayli parladı. Heritage Foundation isimli düşünce kuruluşundan Nile Gardiner Alman kamu yayın kuruluşu ARD'ye yaptığı değerlendirmede, "Polonya'nın etkisi Almanya'nınkinden daha fazla. Polonya'yı İnglitere'nin ardından ABD'nin ikinci en önemli ortağı olarak görüyorum" dedi.Polonya'nın ve Trump yönetiminde ABD ile diplomatik bağları güçlenen diğer ülkelerin bezebileceği uyarısında bulununan Braml ise "Trump'ın Doğu Avrupa'daki günümüzdeki dostları aldanmasınlar. Er ya geç Amerikalı jeostratejistler, Çin'in geniş alandaki faaliyetlerini frenlemek için Rusya ile ilişkileri düzeltmenin yolunu arayacak" değerlendirmesinde bulundu.AB'yı bölme girişimiAvrupa'nın ekonomi lokomotifine dış kapının mandalı muamelesi yapıp, AB ile çatışmış olan ülkelere özel ilgi göstermek daha büyük bir amaca hizmet ediyor: AB içerisindeki ayrılıkları derinleştirmek.ARD'ye konuşan ABD merkezli düşünce kuruluşu Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Jacob Kirkegaard, Trump'ın Avrupa'daki ziyaret programının AB'yi bariz bölme girişimi olduğunu savundu. Kirkegaard, "Yönetimi bunu açıkça belli etti, bunun doğru olduğuna inanıyorlar. Bu yönetim çok taraflılığa karşı" diye konuştu.Almanya hükümetinin transatlantik ilişkileri koorinatörü Peter Beyer, Südwest Presse gazetesine yaptığı açıklamada, ABD ile iyi ilişkileri koruma öncelikli olsa da, Washington'ın AB'ye karşı duruşunun birliğin kırılganlığını artırdığını söyledi.Trump birçok kez Brexit yanlısı İngiliz siyasetçi ve şuanda İngiltere Başbakanı olan Boris Johnson'ı desteklerken, diğer yandan ABD'nin Almanya Büyükelçisi Richard Grenell, Almanya'daki Amerikan askerini çekerek Polonya'ya konuşlandırabileceklerini söylemişti. Beyer, "[Trump] yönetimi başından beri AB üyelerinin arasını açmaya çalışıyor. Bunu ciddiye almalıyız" diye konuştu.Rebecca Staudenmaier© Deutsche Welle Türkçe