ABD'de yayımlanan New York Times (NYT) gazetesi, Donald Trump döneminde Adalet Bakanlığı'nın gazetenin 4 muhabirinin telefon kayıtlarına gizlice el koyduğunu açıkladı. NYT'ye göre Trump yönetimi 2017 yılında 4 ay boyunca, muhabirlerinin haber kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalıştı.
ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi, geçtiğimiz ay, Trump döneminde Adalet Bakanlığı'nın Washington Post ve CNN gibi köklü medya kuruluşları için çalışan bazı gazetecilerin günlük telefon kayıtları ve bazı e-posta kayıtlarına ulaştığını açıklamıştı.
NYT ise 14 Ocak 2017 ve 30 Nisan 2017 tarihleri arasında gazetenin muhabirleri Matt Apuzzo, Adam Goldman, Eric Lichtblau ve Michael S. Schmidt'in telefon kayıtlarına el konduğu konusunda Adalet Bakanlığı tarafından bilgilendirildiğini yazdı.
NYT Genel Yayın Yönetmeni Dean Baquet, konuyla ilgili açıklamasında, "Gazetecilerin telefon kayıtlarının ele geçirilmesi basın özgürlüğünü derinden sarsmaktadır" dedi.
Dean Baquet, kayıtların ele geçirilmesini de "hükümetin attığı adımlarla ilgili kamuyu bilgilendirmek amacıyla güvendikleri kaynakların susturulması yönünde bir tehdit" olarak niteledi.
ABD Başkanı Biden, "en basit tanımıyla yanlış" olarak nitelediği bu adımların, kendi yönetimi altında da atılmasına izin vermeyeceğini söylemişti.
Biden'ın sözlerini değerlendiren Baquet, "Adalet Bakanlığı'nın bu eylemlerin nasıl gerçekleştirildiğini ve gelecekte bir daha bu adımların atılmaması için hangi önlemleri alacaklarını açıklamasını bekliyoruz" diye konuştu.
ABD Adalet Bakanlığı Sözcülerinden Anthony Coley, emniyet güçlerinin sızdırılan kayıtlara geçen yıl ulaştıklarını, devamındaki süreçte "medya kuruluşlarında çalışanların 2019-2020 döneminde yürütülen kayıtların sızdırılmasına ilişkin soruşturmalarla ilgili her bir gelişme" konusunda bilgilendirildiklerini söyledi.
ABD Adalet Bakanlığı, ele geçirilmek istenen kayıtların gazetenin hangi haberi ile bağlantılı olabileceğini açıklamadı.
NYT'nin haberine göre, telefon kayıtlarının ele geçirildiği zaman zarfında gazetenin dört muhabiri, eski FBI Başkanı James Comey'in Trump'ın zaferiyle sonuçlanan 2016 ABD Başkanlık Seçimleri sırasında Trump'ın Demokrat rakibi Hillary Clinton hakkında başlatılan soruşturmayı "siyasi amaçlarla kullandığına" ilişkin gizli bir belgeyi yayımlamıştı.
Hillary Clinton'ın ABD Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde yazışmalarını bakanlığın elektronik posta adresi yerine kişisel posta adresinden yaptığının ortaya çıkması, Clinton'ın devletin güvenliğini tehlikeye attığı eleştirilerine maruz kalmasına neden olmuştu.
22 Nisan 2017'de yayımlanan bu makalede muhabirler, Temmuz 2016'da FBI'ın Hillary Clinton hakkındaki soruşturmada "suç unsuru olmadığı" yönünde karar vermesinin sıra dışı olduğu belirtmiş, Hollandalı istihbarat yetkilileri için çalışan hackerların Rusya'dan aldıkları bir belgeye ithafta bulunmuştu. Gizli tutulan belgenin Comey'in Clinton soruşturmasına ilişkin kararında büyük rol oynadığına inanılıyordu.
Demokrat Parti'den bir yetkilinin yazdığı söylenen bu e-mail ya da notta, dönemin başsavcısı Loretta Lynch'in Clinton soruşturmasının daha da ileriye götürülmesine izin vermeyeceğine ilişkin ifadeleri yer almıştı.
Comey'in o dönem, Clinton soruşturması ile ilgili kararı duyuranın Lynch olması, bunu takiben de Rusya'dan ele geçirilen belgenin ortaya çıkması durumunda, soruşturma ve kararın bağımsız olmadığı şüphelerinin tetikleneceğinden endişe ettiği söyleniyordu.
NYT, Ocak 2020'de yeni bir makale yayımlayarak, Trump döneminde soruşturmacıların Comey'in 2017'de yayımlanan NYT makalesinin izinsiz olarak sızdırılmasında rolü olup olmadığını araştırdığını öne sürmüştü.