Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın New York Times'ı ziyaret etmesiyle ilgili olarak "Donald Trump’ın seçimleri kazandıktan sonra ilk iş olarak, kendisine en sert muhalefeti yapan New York Times gazetesini ziyaret etmesini, 'Sizi okumasam 20 yıl fazla yaşardım' diye şaka yapmasını, kendisini yerden yere vuran gazeteyi 'Bir dünya mücevheri' diye yüceltmesini gördükten sonra insan 'Keşke bizde de olsa' diyor" ifadesini kullandı.
Cengiz Semercioğlu'nun "Trump'ın hoşgörüsü" başlığıyla yayımlanan (25 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Dışarıda her gördüğümüz şey, her tanık olduğumuz olay sonrası "Keşke bizde de olsa" demeyi pek sevmem ama...
Donald Trump’ın seçimleri kazandıktan sonra ilk iş olarak, kendisine en sert muhalefeti yapan New York Times gazetesini ziyaret etmesini... “Sizi okumasam 20 yıl fazla yaşardım” diye şaka yapmasını... Kendisini yerden yere vuran gazeteyi “Bir dünya mücevheri” diye yüceltmesini gördükten sonra... İnsan “Keşke bizde de olsa” diyor...
Dubai’ye bir tanıtım için giden Burak Özçivit’in 450 bin dolar, Meryem Uzerli’nin 300 bin dolar aldığı söyleniyor... Bir günlük tanıtım için elbette deli para... Ama bizim oyuncuların kaşeleri Arap dünyasında, Dubai’de çok daha yüksekti. Fiyatların düşmesinin iki nedeni olabilir: 1- Dolar kurunun artması... 2- Türk dizilerinin etkisinin azalması... İki durumun da sevimsiz olduğu açık.
Eskiden “Nasılsın?” diye sorulduğunda “İyidir”, “İç güveysinden hallice” falan gibi yanıtlar verilirdi... Son dönemde değişti bu sorunun yanıtı. “Nasılsın?” diye sorulduğunda şu sıralar en çok duyduğum yanıt: “Nasıl olalım, memleket gibiyiz işte...” Ya da... “Memleket ne kadar iyiyse o kadar iyiyiz” oluyor...
Mide küçültme ameliyatı...
Ünlüler dünyasında mide küçültme ameliyatları çok popüler oldu. Fatih Ürek’ten Seren Serengil’e, Işın Karaca’dan Emel Müftüoğlu’na ünlü isimler peş peşe bu ameliyatı yaptırıyor. Bir anda zayıflamaları, bu ameliyatın ne kadar iyi olduğunu ballandıra ballandıra anlatmaları, mide küçültme ameliyatlarının bir anda popüler olmasına yol açtı... Bu operasyonların ne kadar sağlıklı, ne kadar sağlıksız olduğunu bilmiyoruz. Bu ameliyatı olanların yeniden kilo alıp almayacağını bilmiyoruz. Ama ünlülerin zayıfladığını gören insanlar bilinçsizce bu ameliyatı kurtuluş olarak görmeye başladılar. İşin içinde ciddi bir ekonomi döndüğü için uzmanlar, yetkililer, sağlık kuruluşları da konuyla ilgili tek bir açıklama yapmıyor... Son bir yılda bu operasyonu yaptıran kaç kişi var Türkiye’de? Sağlık durumları nedir? Sonradan kilo alanların oranı ne kadardır? Sağlık Bakanlığı’nda hiç bu soruları merak eden bir yetkili yok mu acaba?
İbrahim Tatlıses’in oğlu İdo sahnelere yakışıyor. Görüntüsü, tarzıyla dikkat çekici... Önceki akşam ilk kez canlı orkestrayla sahneye çıkmış ve popüler şarkıları seslendirmiş. Buraya kadar hepsi güzel... Ama bundan sonra; ◊ Sadece babasıyla anılmamak... ◊ Sadece imajı, görüntüsüyle konuşulmamak... ◊ Aşklarıyla bir magazin figürü olarak kalmamak istiyorsa... Mutlaka ve mutlaka bir şarkıyla patlamak zorunda. Hit bir şarkı yakalarsa eğer, pop müzik şarkıcısı seviyesine yükselecek. Yok yakalayamazsa sadece “İbrahim Tatlıses’in oğlu” olarak kalacak... Çünkü bu piyasada en zor şey ünlü bir anne ya da babanın çocuğu olmaktır...