ABD ile Çin arasında başlayan ve kısa sürede küresel bir ekonomik savaş başlatan gümrük vergisi uygulamaları hız kesmeden sürüyor. Habertürk yazarı Gökhan Şen, ABD Başkanı Donald Trump'ın başlattığı ticaret savaşının Türkiye'yi nasıl etkielyeceğini kaleme aldı.
Şen, ticaret savaşının etkilerini Türkiye için, "Türkiye mevcut zayıflıklarından ötürü bu zorlu ortamdan daha aza yara alarak çıkabilir. Güçlü olduğu yönlerini kullanıp aslında tarafı olmadığı bu savaştan uzun vadeli çıkarlar elde etmeyi deneyebilir" sözleriyle değerlendirdi.
"Dünya ticaretinde artık korumacılık ve yüksek gümrükler olacaksa bu işten kimler faydalanır ve kimler zarar görür hesap etmeye çalışalım" diyen Şen, bu kişi ve alanları şöyle maddeledi:
1- ABD ile yüksek hacimli ticaret yapanlar 2- Küresel rekabette önde olanlar 3- Çok fazla dış satımı olanlar 4- Milli gelirlerine nazaran yüksek ticaret fazlası verenler 5- Değer zincirlerinde üst sıralarda olanlar benim reçeteme göre bu işten en yüksek zararı görecekler. a)İthal ikamesini ucuz iş gücü ile içeriye çekebilecek olanlar b) şirketlerine destek verip sübvanse edebilecekler c) ABD ile daha az ticaret yapanlar d) demokratik sıralamalarda çok yükseklerde yer almayanlar ise bu işten fayda sağlayacaklar.
Gökhan Şen, "Ticaret Savaşı Türkiye'yi nasıl etkileyecek?" başlığıyla (17 Temmuz 2018) yayımlanan yazısında şunları kaydetti:
"Küresel ticareti tüm ülkelerin milli hasılalarına bölünce %58'lik oran buluyoruz. Türkiye'nin dış ticaret hacmi %54 ile bu seviyenin altında. Türkiye tacir bir ulus olmadığı için hissedeceği etki görece zayıf kalabilir. İhracatın GSYİH'ye oranında da 164 ülke arasında %22 ile 125. sıraya kurulmuş durumdayız. Kimsenin gözüne batacak durumda değiliz diyelim.
Küresel değer zincirlerine katılımda ise oldukça gerilerdeyiz. Grafiği aşağıda paylaşıyorum.
Yeni soğuk savaş ortamında Çin gibi sermaye kontrolü uygulayan ülkeler ve demokratik olmayan kararları hızla alabilecek ülkeler karlı çıkacaklar. Kendi şirketlerine daha fazla destek verebilecekler. Elbette buradan böyle bir önerme yaptığım çıkmamalı. Sermaye serbestisinin olduğu bizim gibi ülkelerde bu bir seçenek değil.
Geriye, ucuz iş gücü ile yaptığı ihracatı içeriye dönük yapabilecek ya da ithalat kalemlerini içeride üretmek için kısmen yer değiştirme yapabilmek kalıyor. Türkiye burada bir yere kadar başarılı olabilir. Son olarak, ülkelerin bir de finansal hesapları olduğunu unutmamak gerekiyor. Yavaşlayan ticaret düşük faiz ortamı getirecekse bundan da yine en çok Türkiye gibi yüksek betaya sahip ülkeler yararlanacaklardır.
Bu durumda ne yapmalı? Makro ve mikro senaryolar çalışılmak zorunda. İngiltere gibi yönsüz ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları imza edilmeli. Gümrük Birliği için AB'ye baskı yapılmalı ve ihracatımızın %55'inin gittiği bu bölge ile hem siyaseten daha iyi bir zemin geçilmeli hem de bölgenin kendini savunurken vereceği hamlelerden zarar görmeyeceğimiz garanti altına alınmalı.
Türkiye mevcut zayıflıklarından ötürü bu zorlu ortamdan daha aza yara alarak çıkabilir. Güçlü olduğu yönlerini kullanıp aslında tarafı olmadığı bu savaştan uzun vadeli çıkarlar elde etmeyi deneyebilir."