15 Temmuz darbe girişiminin ardından Genelkurmay Karargâhı’nda yapılan aramalarda bulunan ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı tarafından hazırlanan bilgi notunda, TSK içindeki 'FETÖ' üyesi olmakla suçlanan istihbaratçıların “paralel yapı” soruşturmalarını yakından takip ettiği anlaşıldı. Belgede, TSK içindeki paralel yapı soruşturmalarını yürüten Ankara Savcısı Serdar Coşkun ve İzmir Başsavcıvekili Okan Bato ile yüz yüze görüşüldüğü, bilgi istendiği, ancak “soruşturmalar gizli” denerek kendilerine yanıt verilmediği anlatıldı. Bato, TSK'daki 'pararlel yapılanma'ya yönelik ilk operasyonunu 7 Temmuz’da yapmıştı. Çok daha geniş kapsamlı ikinci operasyonunu 16 Temmuz’da yapacaktı. İddiaya göre 600 subay bu dosyada şüpheliydi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı tarafından hazırlandığı belirtilen bilgi notunun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a sunulduğu tahmin ediliyor.
Bilgi notundan ifadeler:
* TSK personeli ile ilgili iddialar kapsamında Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve Genelkurmay İKK Daire Başkanlığı ile koordineli çalışılmış, isimler ve iddialarla ilgili olarak bu kurumlar nezdinde bilgi sorgulaması yapılmıştır.
* Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, Başsavcıvekili Okan Bato ile konuyla ilgili yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerde bilgi ve belge paylaşımı yapılarak yapılacak adli mücadelede işbirliği yapmanın önemi vurgulanmış ve karşılıklı fikir alışverişi yapılmıştır. Ancak FETÖ ile yürütülen soruşturmalar kapsamında TSK personeli ile ilgili elde edilen bilgi ve belgelerin Askeri Savcılığımız ile paylaşılması hususunda Cumhuriyet Başsacılıklarına resmi yazı ile de yapılan ısrarlı taleplere ya soruşturmalarının gizli olduğu gerekçesiyle olumsuz yanıt verilmiş ya da hiç cevap verilmemiştir.
* Gerek adli soruşturma gerekse disiplin soruşturması neticesinde suç ve disiplin işlemi gerektiren eylemleri tespit edilen ve ilgili mevzuat uyarınca cezalandırılan personel Ahmet Zeki Üçok, Yasin Aslan gibi adeta TSK’ye düşman kesilmiş ve konjonktürel gelişmeleri dikkate alarak kurum ve kurum personeli hakkında somut bilgi ve belgeye dayanmayan ve açıkça iftira içeren beyanlarını sivil savcılıklara ileterek ya da ‘Çamur at izi kalsın’ düşüncesinden hareketle basına röportaj vererek adeta bir öç alma kampanyası yürütmektedir. Bu doğrultuda bir kişinin yalan ve mesnetsiz ithamları nedeniyle kamuoyunda TSK aleyhinde suni gündem oluşturulmakta, TSK personelinin moral ve motivasyonu kırılarak terörle mücadele ve diğer görevlerini yapmaları engellenmekte, ayrıca sivil adli makamlar da bu kişilerin beyanlarına itibar ederek doğrudan Genelkurmay Başkanlığı ya da Askeri Savcılığını haksız ve yetkisiz şekilde sorgulamaya çalışmaktadır.
* Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’ndan belli periyotlarla genel olarak ve kişi/olay kapsamında münferit olarak bilgi ve belge talebinde bulunulmuş ise de adı geçen kurum ve birimlerce kayıtlarına intikal etmiş herhangi bir bilgi olmadığı yönünde cevap verilmiştir.
Ankara Savcısı Serdar Coşkun, TSK içinde ve askeri yargı içinde “paralel yapı” soruşturmasını yürütüyordu. Bu konuda birçok tanık dinleyen, Askeri Yargıtay üyelerinin de gizli tanık olarak ifadesini alan Coşkun, soruşturmayı önemli bir aşamaya getirmişti. İzmir Savcısı Okan Bato da TSK içindeki cemaatçi askerlere yönelik ilk operasyonunu 7 Temmuz’da yapmıştı. 2’si amiral 6 muvazzaf askerin bulunduğu 24 kişi hakkında gözaltı kararı vermişti. Bato, çok daha geniş kapsamlı ikinci operasyonunu 16 Temmuz’da yapacaktı. İddiaya göre 600 subay bu dosyada şüpheliydi. Bu operasyonun yapılması halinde TSK içindeki cemaatçilerin YAŞ toplantısında tasfiye edileceği basına yansımıştı. İstihbarat Başkanlığı’nın bilgi notundan, darbecilerin bu soruşturmaların içeriğini öğrenip bilgi almaya çalışması dikkat çekti.