Milliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile yaptığı röportajda "Harp okullarından mezun olanlar teğmen olamayacak, 5 yıllık teğmen açığının sivil kaynaktan karşılanacağı" belirtti. Emir komuta zincirinin bozulmayacağını da ifade eden Çevikcan TSK’nın teğmen açığını ise “tezkere bırakma” formülü ile aşılacağını açıkladı.
Serpil Çevikcan'ın Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile bugün (4.8.2016) yaptığı röportaj şöyle:
Büyük bölümü FETÖ yapılanmasıyla bağı olduğu gerekçesiyle harp okullarından mezun olanlar teğmen olamayacak. Bakan Işık 4 yıllık teğmen açığının sivil kaynaktan karşılanacağını açıkladı. Asteğmenlerin tezkere bırakıp orduda kalması formülüyle bu açık giderilecek.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, kanun hükmünde kararnamelerle TSK’nın yapısında gerçekleştirilen değişikliklere yönelik eleştirileri yanıtladı. Emir komuta zincirinin bozulmayacağına vurgu yapan Işık, “Liyakat sisteminin bozulduğu” eleştirilerine de “Liyakat mı kalmış kardeşim” yanıtını verdi. Işık, TSK’nın teğmen açığını ise “tezkere bırakma” formülü ile aşmayı tasarladıklarını anlattı.
En temel endişe darbe: (Komutanlıkların MSB’ye bağlanması sonrası emir komuta zincirinin bozulacağına dair eleştiriler) Dünyada elinde silah bulunduranlarla ilgili en temel endişe kaynağı darbedir. Şu ana kadar 98 ülkede gerçekleşen darbe sayısı 216. Batı, gücün tek merkezde toplanmasının ne kadar büyük sakıncalar doğurduğunu tespit etmiş ve gücün dengelenmesi konseptini getirmiş. Bizim şu andaki mutlak emir komuta anlayışı Prusya modelinin Osmanlı’ya aktarılmasıdır. Bu Almanya’da bile terk edilmiş bir anlayış. Türkiye’de 4 fiili askeri darbe yaşandı. Son olarak 15 Temmuz gecesi yaşadığımız o menfur olay. Bu kadar darbe yaşamış bir ülkenin hala bu konuları tartışıyor olmayıp da yok efendim “emir komuta zincirini bozuyorsunuz” gibi bir tartışmaya girmesi doğru değil. Güneydoğu’daki başarılı operasyonları yapan polis özel harekat da jandarma özel harekat da Genelkurmay’a bağlı değil. Önemli olan koordinasyon kabiliyetinin geliştirilmesi, mutlak itaatin gerçekleşmesi.
Emir komuta bozulmayacak: Askerin en temel görevi harekattır, harbe hazırlık durumunu en üst düzeyde tutmaktır. Buna yönelik emir komuta zincirinin bozulamayacağına dair madde var yaptığımız düzenlemede. Hiçbir şekilde askerin asli görevinde emir komuta zinciri bozulmayacak. Gereksiz yüklerden dolayı Genelkurmay o kadar hantallaşmış ki.
ABD’de bozulmuyor da burada mı bozuluyor?
Cumhurbaşkanı ve Başbakan gerekli gördüğü durumlarda doğrudan kuvvet komutanlarından veya bağlılarından bilgi alabilecek, emir verebilecek. Neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk? Özellikle darbe tecrübesi yaşayan ülkeler bakmışlar ki bütün güç bir yerde toplanırsa o gücü kontrol etmek mümkün değil. ABD, 1945’ten sonra 12 milyon olan mevcudunu 1,5 milyona düşürürken bunu yaşamış, Almanya, İngiltere, Fransa yaşamış. ABD’de Genelkurmay Başkanı danışman konumundadır. Bütün kuvvetler MSB’ye bağlıdır. Fakat ABD Başkanı istediği anda 9 bölge komutanlığından bilgi alır ve doğrudan talimat verir. 9 bölge artı 3 kuvvet komutanı istediği anda başkana ulaşabilir, bilgilendirebilirler. ABD’de emir komuta zinciri bozulmuyor da Türkiye’de mi bozuluyor?
Fiilen başkanlığa geçildi
Eğer mesele sadece başbakanın değil cumhurbaşkanının da orada bulunması ise o ayrı bir tartışma konusu. Bence Türkiye 2007’deki seçimle fiili olarak başkanlığa geçti. Başkomutanlık meselesini TBMM adına üstlenmiş bir kişiye, “sen orduya karışamazsın” dememizin ne kadar tutarlı bir tarafı var? “Efendim siz emir komuta zincirini bozuyorsunuz,” hayır biz bozmuyoruz. Askeri gerekliliklerde kesinlikle emir komuta zinciri bozulamaz diye madde koyuyoruz.
Genelkurmay ile kuvvet komutanlıkları arasındaki ilişki aynen devam edecek askeri işlerde. Genelkurmay’ı zaafa uğratacak hiçbir düzenlemeyi yapmadık. Benim müsteşarım korgeneraldi emekli oldu. Talimat veriyorum, gidiyor Genelkurmay 2. Başkanı’na soruyor, talimat alırsa yapıyor, alamazsa benim talimatımın neden yapılamayacağını bana anlatıyor. Bunlar bilinmiyor muydu, biliniyordu. Askerin de pek çok defa bu sıkıntıları yazılı olarak bildirdiklerini biliyorum.
TSK’nın komutanı: Genelkurmay Başkanı silahlı kuvvetlerin komutanıdır. Bu kaldı. Genelkurmay Başkanı’nın askerliğin temel işlevlerine yönelik hiçbir yetkisi alınmıyor. Emir ve komuta zinciri devam ediyor. Bunları bir günde mi üç günde mi yaptık, hayır. Bu konuda Türkiye’de yapılmış pek çok çalışma var. 15 Temmuz olunca “Allah belasını versin bu FETÖ’cülerin” deyip olaya yönelik refleksin içine giremeyiz.
Bu yıl yıldız takılmayacakl
(Bu yıl harp okullarından teğmen çıkacaklar subay atanacak mı, yıldız takılacak mı sorusu üzerine): Takamıyoruz. Eldeki tüm veriler bunların büyük bölümünün bu yapıdan olduğu yönünde. Sivil hayatta kendilerine bir yol çizmek durumunda olacaklar. Yapının burada mutlak kontrolü var. Suça karışmamış insanlara da “siz yiyemezsiniz, içemezsiniz, bu memleketin havasını alamazsınız” deme hakkımız yok. Kendi durumlarına uygun mesleklere atılmalarına engel olmayacağız. (Bunlar sivilde devlet görevine geçmek isterlerse ne olacak sorusu üzerine) O zaman o işe alanlar bunun değerlendirmesini yaparlar. Güvenlik soruşturması yapılır, bu yapıyla bir iltisakı olan var mı bakılır.
Astsubaylar da yükselecek: Milli Savunma Üniversitesi’nde aslında harp akademilerinden daha geniş imkan veren bir model oluşturduk. Sadece kurmaylık sınavının kazananlar değil, astsubayların da geldiği; o daralmayı genişleteceğiz. ABD Genelkurmay Başkanı orduya er olarak girenlerden. Bizim tarihimizde şimdi astsubay olarak gelen iki kişi general oldu. Burada insanlara mümkün olduğunca fırsat sunmak amacındayız. Bu paralel yapının prensi denilen adamların çok büyük kısmı doğuya hiç gitmiyor. Burada yapısal, kurumsal bir problem var. Bugün Allah’ın belası FETÖ’cüler olur, yarın başkası olur.
Tezkere bırakma formülü: (Teğmen eğitiminde dört senelik boşluk olacak eleştirilerinin anımsatılması üzerine): Asteğmenlikten tezkere bırakma ifadesi vardır. Bu sene çok daha yoğun uygulayabiliriz teğmen ihtiyacını karşılayabilmek için. Sözleşmeli teğmen noktasında sivil kaynaktan temin edeceğiz. Bu yıl yeni öğrenci almayı da planlamıyoruz. En az bir yıla ihtiyacımız var. Sivil kaynaktan karşılayacağız ve hızlı bir hamleyle bu yapıyı da değiştireceğiz. Problem okulların yönetimlerinin bunlar tarafından ele geçirilmiş olması.
Müfredat değişecek: (Harp okullarında okutulan müfredatı değiştirecek misiniz? sorusu üzerine): Müfredatı hazırlarken demokrasiye bağlılık ile askeri gereklilik esas olacak. Bu denge kurulacak. Harp okuluna girecek kişi bilecek ki hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Ben bu milletin evladıyım. Ama askeri gereklilik de olacak. Yönetim sivillerin işidir, yurt savunması da askerin işidir. Sen yurt savunmasına odaklan, milletin idaresi de milletin seçtiği siyasilerin işidir.
Emekliler ve dönmek isteyenler: Çok zaruri durumlarda yetecek sayıda pilotumuz var. Hava kuvvetleri çalışma yaptı, daha önceden emekli olmuş, dönmek isteyenler var. Onlarla ilgili teknik çalışmayı hava kuvvetleri yapacak.
Bir darbe teşebbüsünün ilk defa ihbar edilmiş olması önemli. “İhbar eden binbaşının şu anda kim olduğunu biliyor musunuz” deseniz bilmiyorum. Öğrenme imkanım var ama öğrenmedim. İsminin ifşa edilmesi de doğru değil. Binbaşıyı çağırıyorlar, “Bu akşam çok önemli bir görev var” diyorlar. Önce söylemiyorlar, sonra “Bu akşam 3 helikopterle MİT’i basacağız ve MİT başkanını alacağız” diyorlar. “Dışarıdan geldim, üstümü değişeyim” falan diyor. 14:30 civarı. Hemen MİT’e geliyor. Benim tahminim o da darbe falan bilmiyor, çok önemli bir operasyon olduğunu söylüyorlar. MİT, Genelkurmay’a haber veriyor.
Bende oluşan kanaat bizzat MİT’e çalışan bir eleman değil. Kendi rızasıyla gelip söylüyor. Muhtemelen güvendikleri bir isimdi binbaşı. Şöyle bir ihtiyatla da yaklaşma sorumluluğumuz var. Bu yapının içinde yer alan herkes bunların gerçek yüzünü biliyordu diye düşünemeyiz. Bazıları olanın bitenin farkında bile değil. Hala ne olduğunu anlayamayan bazı insanlar var. Muhtemelen bu binbaşı da bunlardan biridir. Bu kadar net bilgi varken, kurmay subaylar kara havacılığa gidiyor. Chinook helikopterlerin 23’ünde normalde teslim töreni yapılacaktı, hatta Cumhurbaşkanımız o törene katılacaktı. Orada bütün o süreçte yaşanan olaylar bizim için “şu şöyle olmuştur, kesin hüküm olarak kanaatimiz” denilecek olaylar değil.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı’nın sözlerinin ne anlama geldiğini ABD Savunma Bakanı ile görüştüğümüzde soracağım. 15 Temmuz’dan sonraki telefon görüşmemizde, “15 temmuzla bizim ilgimiz yok” demişti. “Ben de ona Fethullah Gülen’in ABD’de yaşaması noktasında çok ciddi öfke var. Siz bunu tuttuğunuz süreci Türk kamuoyunda kuşkular devam edecek” dedim.
(Askeri liselerin kapatılmasına yönelik eleştirilerin sorulması üzerine) Genelkurmay Başkanı yaverinin, “1989’da sorular bana verildi” sözleri, bunun daha önceden başladığını gösteriyor. Birinci gerekçe bu yapının tamamen liseleri kontrol altına alınmış olmasıdır. İkinci gerekçe de şu: 13 yaşında bir genci alıyorsunuz ve “sana bir gün bu ülkenin ihtiyacı olduğu zaman yönetime el koyacaksın” diye eğitiyorsun. Tam sosyalleşme döneminde, izole bir yapıyla yetiştirmiş oluyorsun. Bırakalım liseyi bitirsin, çocuk kendi gelişimini tamamlasın. Toplumun bir parçası olsun, ondan sonra alın askere.
(Kuleli Askeri Lisesi binasının otel yapılması düşünülüyor mu sorusu üzerine) Ne zaman böyle köklü reformlar gündeme gelse illa ucuna bir rant yerleştirirler ve olayı değersizleştirmeye çalışırlar. Şu anda hükümet bir darbe tehdidin bertaraf edilmesi, iki yapısal dönüşümü tamamlamak için uğraşıyor. Kuleli Askeri Lisesi’nin otel olması; ne oteli? Kimin aklına gelmiş Allah aşkına. Hükümetimizin gündeminde şu anda böyle bir şey yok. Belki daha farklı bir amaçla kullanılabilir. Orada çok ciddi sayıda insanımızın hatıraları olduğu, Kuleli, Işıklar, Deniz Lisesi gibi pek çok önemli insanın yetiştiği mekanlar olduğunu biliyoruz.
Herkes çok iyi öğrenci: 2000 ile 2007 arasında askeri liseyi kazanan öğrencilerin 1598’i ortaokul birinci sınıfı dışarıda okumuş. Hiçbiri SBS’ye ve TEOG’a girmemiş, doğrudan askeri lise giriş sınavına girmiş. Böyle bir tuhaflığı yöneticilerin görmemesi kabul edilebilir mi?
2000 ile 2014 arasında çan eğrisi man eğirisi yok. Herkes çok iyi öğrenci. En iyi öğrenci bölümünde ciddi yığılma var. Bir sınavda tam veya tama yakın soruyu doğru cevaplayan öğrenci sayısı 419, birinde 700 küsur. 2014’te 2 kişi. 2016’da 6 kişi. ÖSYM’deki değişiklikten sonra sorular çalınamadı. Sayı şak diye 2’ye düşüyor. Sivil denetim olmayınca ne olduğunu bilemiyorsun. Hiçbir sivil denetime tabi kurumda böyle bir rezalet yok. “Her şey mükemmel gidiyordu, 3 tane FETÖ’cü darbe yaptı diye siz sistemi bozuyorsunuz” anlayışı kesinlikle doğru bir anlayış değil. Ciddi problemler var, çünkü çok kapalı bir sistem.
Davul bizim boynumuzda ama tokmak bizim elimizde değildi. MSB, TSK’nın tedarik başkanlığından öteye gitmiyor ama o tedariği de MSB yapmıyor, TSK’nın atadığı askerler yapıyor. Kötü öğretmen yoktur, kötü sistem vardır. Burada da kötü asker yoktur, kötü sistem vardır.
YAŞ’ın görevi danışmadır: Ben bakan olana kadar atamaların müşterek kararname ile yapıldığını bilmiyordum. YAŞ’ta “şunlar terfi etmiştir, atanacaktır” der geçer. YAŞ’ta iki sivil vardı, diğer üyeler askerdi. Hiçbir şekilde denetlenmesi mümkün değildi. Yunanistan ciddi darbe tecrübesi olan bir ülke. 8 sivil var, 1 Genelkurmay Başkanı var. Onun da oy hakkı yok. YAŞ’ın asli görevi danışmadır. Terfilerde generaller kendi alt rütbesindekilere not veriyor. Bir generalin tüm alt rütbeleri tanımasına imkan var mı? Bu FETÖ mensupları hep belirli isimlere not vermişler, yükselsin diye.
Başbakan ve Cumhurbaşkanının talimat vermesi konusu çok kritik önemde. O gün Eskişehir’de yaşanan olay, böyle bir şeyin gerekliliğini ortaya koyuyor. YAŞ’ta sivilin olması liyakatı arka plana itermiş. Liyakat mı kalmış kardeşim. Paralelciysen şak diye yükseliyorsun. Bunların ikincil düzenlemeleri gelecek. Her şey hiçbir şekilde suiistimal edilmeyecek, kayırmacılığa gidilmeyecek şekilde düzenlemeler yapacağız.
Sivil denetim: Siz denetimi askerlerle yaparsanız o denetim denetim olmaktan çıkar. Sayıştay askeriyeyi denetliyormuş, ne kadar denetliyor? Sayıştay’ın kapasitesi bütün silahlı kuvvetlere yönlendirseniz yetmeyebilir. Bakanlık, askeri birliklerin hepsinin denetimini siviller tarafından ama gerçekten sağlayacağız. Adamın eğitimi ne kadar iyi, o bizim işimiz değil. Ama milletin vergileriyle alınan malzemenin yerinde kullanılıp kullanılmadığını biz denetleriz.
Genelkurmay’ın taşınmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine) Henüz hükümet kararı gerektiren bir çalışma yapılmadı. Sayın Başbakanımızın ifadesi bağlayıcı bir ifadedir. İşlerde aksama olmadan yapılması bizim temel önceliğimiz.