TSK'nın 'namaz eylem planı': Personel cenaze ve vakit namazlarına katılmalı

TSK'nın 'namaz eylem planı': Personel cenaze ve vakit namazlarına katılmalı

Genelkurmay Başkanlığı’nın Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği belgelerde, TSK’nın din düşmanı olmadığı yönünde propaganda planları yapıldığı bilgisi yer aldı. Belgede, üst düzey bazı yetkililerin camiye, hacca gitmeleri ve kurban kesmeleri gibi planlar yapmaları gerektiği anlatılırken, bu uygulamanın çok kritik olduğu ve TSK’ya zarar verebilecek niteliğe ulaşabileceği belirtildi.

Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “İnternet Andıcı” ile ilgili soruşturmasındaki talebi üzerine, Genelkurmay Başkanlığı’nın Bilgi Destek Dairesi’ne ait harddisklere ilişkin bir rapor hazırlandı.

Raporda yer alan “Dikey, Kopyası ANA KONULAR- AÇIKLAMALI KISA, yatay a4” isimli belgede, TSK’nın din düşmanı olmadığı yönünde propaganda yapılması gerektiği anlatılıyor. “Psikolojik hedef: TSK din düşmanı değildir” sözleriyle başlayan belgede, TSK’ya yönelik “din düşmanı” olduğu yönünde propagandalar ve bunu aşmak için yapılacak karşı propagandanın hedef kitlesi gibi çok sayıda çalışma bulunuyor.

 

Cenaze namazına katılın

 

Aysun Yazıcı’nın Taraf’taki haberine göre, 27 Nisan e-muhtarısının ardından hazırlandığı anlaşılan belgede, “İcra edilecek faaliyetler” başlığı altında, yapılması planlanan çalışmalar şöyle sıralanıyor:

“TSK personelinin, kalabalık bir kitle olarak cenaze namazına iştirak etmesi, bir kısmının vakit namazlarına da katılması”, “Üst düzey emekli personelin camiye gittiğine dair haber yapılması”, “Mezuniyet töreninde bir teğmenin başörtülü annesinin görüntülerinin TV’de verilmesi”, “Televizyonda yayınlanmak üzere, ‘Erlere kışlada din dersi veriliyor’ konulu bir film hazırlanması”, “Uğurlama töreninde kurban kesilmesi ve bu uygulamanın TSK’da her fırsatta icra edildiğine dair medyada haber yapılması”, “Seçilmiş emekli personelin hacca gittiğine dair haber yapılması.”

Belgede bu çalışmaların yapılmasının yanı sıra, dikkat edilecek hususlar da belirtiliyor:

“Uygulamanın domino etkisi yaratabilecek niteliklere haiz olması nedeniyle, üst düzey yöneticiler bu uygulamanın içerisinde olmamalıdır. Uygulamada, gri ve kara tarzlar da kullanılabilmelidir.”  

‘Dinci medya’ çarpıtabilir

Belgede özellikle, üst düzey bir komutanın camiye gitmesi konusundaki uygulamaya dikkat çekiliyor. Uygulamanın mahsurları başlığı altında şunlar anlatılıyor:

“Çok dikkatli yapılması gereken bir faaliyettir. Seçilmiş personelin konuyla ilgili yetkinliği kritik öneme haizir. Beraberinde çıkacak farklı tartışmalar TSK’ya zarar verebilecek niteliğe bürünebilir. Bu uygulama, özellikle dinci medyada, olumsuz olarak yer alabilir.”

Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yapılan soruşturma aşamasında, Genelkurmay Başkanlığı’nca işletilen internet siteleriyle ilgili bilgisayarların imajlarının alındığı yönündeki beyanlar üzerine, Genelkurmay Askeri Savcılığı’na müzekkere yazılarak yapılan soruşturma kapsamında alınmış tüm imajların 13. Ağır Ceza’ya gönderilmesine karar verilmişti.

 

İcra edilecek faaliyetler

 

» 15 Mayıs’ta Kosova’ya intikal edecek 28’inci Mknz.P. Tug. uğurlama töreninde kurban kesilmesi ve bu uygulamanın TSK’da her fırsatta icra edildiğine dair medyada haber yapılması. » Anneler gününde başörtülü şehit ailelerinin katılacağı etkinlikler düzenlenmesi. » “TSK dine nasıl bakıyor ve uyguluyor” konulu gazetede araştırma yazı dizisi hazırlattırılması. » Mezuniyet töreninde bir teğmenin başörtülü annesinin görüntülerinin TV’de verilmesi. » Kanaat önderi niteliğindeki aydın bir din adamının, televizyonda “TSK ve din” konulu bir konuşma yapması. » TSK personelinin, kalabalık bir kitle olarak cenaze namazına iştirak etmesi, bir kısmının vakit namazlarına da katılması. » Rütbeli personelin sivil olarak camiye gittiğine dair medyada haber yapılması.

 

Cenaze namazı uygun, öğle namazı taviz

 

Belgede, “rütbeli” TSK personelinin camiye gitmesi ve cenaze namazı kılmasının uygun olduğu, ancak vakit namazlarına katılmalarının çelişkili bulunduğu ise şu notla ortaya çıktı:

“Rütbeli personelin bir kısmının öğle namazına katılması uygun olmayabilir. Bu durum, ‘dincilere taviz veriliyor’ gibi algılanabilir.”