Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman “DSÖ, Covid-19’da üçüncü, dördüncü, beşinci dalgaların olabileceğini, bazı ciddi bilim insanları salgının 2022’ye dek süreceğini söylüyor. Biz birinci dalgaya hazır değildik ki ikinci dalgaya hazır olalım. Hazır olmak epidemiyolojik verilere göre davranmaktan geçiyor” dedi.
Türkiye’nin yeni tip Koronavirüs'le (Covid-19) mücadele kapsamında aldığı önlemleri gevşetmeye başladığı bir döneme girildi.
Sputnik’ten Elif Sudagezer'in sorularını yanıtlayan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, salgının getirdiği sınırlayıcı ortamın bir an önce bitmesinin önemli olduğu ancak kısıtlamaların kaldırılmasında da salgınla mücadele sürecinde de adımların bilimsel verilere uygun atılması gerektiğini söyledi.
Adıyaman'ın ifadeleri şöyle:
“Bir yandan insanların geçim derdi var, bir yandan onkoloji başta olmak üzere çok sayıda hastanın tedavi veya tanısı salgın sebebiyle gecikiyor. Bir takım ruhsal sıkıntılar da baş gösterdi. Bu yüzden, herkes gibi, Türk Tabipler Birliği olarak bizler de salgının ve onun getirdiği kısıtlamaların bir an önce sona ermesini biz de arzu ediyoruz. Ama bunun için de, salgının her aşamasında olduğu gibi bilimsel verilere göre hareket edilmeli.”
Alışveriş merkezlerinin yeniden açılması gibi adımların piyasa baskısından uzak epidemiyolojik verilere dayanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Adıyaman “Ancak bunu değerlendirmek için gerekli pek çok bilgi elimizde yok. Günlük hastalığa yakalanan insan sayısının illere göre dağılımını bilmiyoruz, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın hangi illerden olduğunu bilmiyoruz, test sayısını biliyoruz ama bu testlerin uygulandığı kişi sayısını bilmiyoruz. Tedavi görenlerin sayısı ne kadar, bu tedavi görenlerden kaçının vefat ettiği ya da iyileşti denen hasta sayısı içerisinde test sonucu negatif olanların dahil olup olmadığını bilmiyoruz” dedi.
"Dünya Sağlık Örgütü üçüncü, dördüncü, beşinci dalgaların da olabileceğini, bazı ciddi bilim insanları bu salgının yükselmelerle, inişlerle, sönümlerle, alevlenmelerle 2022’ye kadar devam edeceğini söylüyor. Biz birinci dalgaya hazır değildik ki ikinci dalgaya hazır olalım. İkinci dalgaya hazır olmak için epidemiyolojik verilere göre davranmak gerekiyor.
Şu anda hükümetin öyle bir davranış paterni yok. Hatta şu anda Türkiye’de tarama testleri dediğimiz antikor testlerinin sonuçları çok kötü olduğu için, doğruluk payı, duyarlılığı yüzde 20, 30’larda olduğu için yapılmıyordu. Şimdi galiba Almanya’da bir firma yüzde 100’e yakın doğruluğu, duyarlılığı olan test yapmış. Bunların bir an önce getirilip Türkiye’de taramaların yapılması ve Türkiye’deki virüs yükünün, ağırlığının saptanması gerekiyor. Toplumun ne kadarı bu virüsü aldı, bunun bilinmesi gerekiyor. Çünkü nüfusun yüzde 50, 60’ı bu virüsü almadan toplumsal bağışıklıktan bahsetmek söz konusu olamaz. Bunun için de viral tarama testlerinin mutlaka yapılması gerekiyor ve ezbere değil, hangi risk faktörlerine yapılacak, toplumun hangi kesimine yapılacak, bunların bilimsel olarak tespiti gerekiyor ve buna göre davranılması gerekiyor."
“Dolayısıyla ikinci dalgaya hazır olmak için bu verilerin toplumla paylaşılması, bağımsız bilimsel araştırmaların yapılıp ona göre bir öngörüde bulunulup hazırlıkların yapılması gerekiyor. Ama bu alışveriş merkezlerinin açılması değil ilk olarak. Birinci sırada değil. Futbol maçlarının oynanması da birinci sırada değil. Futbol maçlarının oynanması bir tek kumar ve bahis oynatanlara yarar.”