Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye’deki aşılama sürecini değerlendirirken, “Toplumsal bağışıklığı sağlamadan açmanın bir mantığı yok. 1 Mart erken bir tarih çünkü o tarihe kadar elimizdeki verilere göre 5 milyon aşılama bile bitirememiş olacağız” dedi.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye’deki aşılama sürecini RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi. Türkiye’ye gelen 13 milyon doz aşının sadece 2.5 milyon dozunun uygulanmış olduğuna dikkat çeken TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, bu durumun bir organizasyon bozukluğuna işaret ettiğini ve hızla düzeltilmesi gerektiğini ifade etti:
Prof. Bulut şöyle konuştu:
“Şu anda Türkiye’ye 13 milyon doz aşı girmiş durumdadır. 3 milyonu geleli 4 haftayı bulmak üzere fakat şu anda 2.5 milyon toplam aşılanan kişi sayısı. Birinci üç milyonluk grubu bile henüz aşılayamamışız demektir. Aşılar 11 Aralık’ta gelmedi, bir ay kadar program sarkmış durumda. Pek çok kişiye şu an aşı ulaşmış değil. Sağlık çalışanlarının da tamamına aşı gelmiş değil. 70-80 yaş grubunu da randevuyla çağırmaya başladılar. Giden bazı vatandaşlarımız aile sağlık merkezlerinde aşının olmadığını öğrenerek kaide sağlıyor. Organizasyon bozukluğunu gösteriyor. Hızla düzeltmek gerekir. Sağlık Bakanlığı’nın aşı takip sisteminde kaydedilmiş aşı sayısı 2 milyon 500 bin.”
Çeşitlilik sağlayabilecek aşıları ele alan Prof. Dr. Bulut, Türkiye’nin aşı çeşitliliği ile 120-150 milyon doz aşı temin ederek toplum bağışıklığı sağlaması gerektiğini söyledi:
“Aşı çeşitliliğiyle ilgili Sağlık Bakanlığı henüz bir açıklama yapmadı. Tek bir aşı üzerinden gidecek gibi görünüyor. Sputnik V aşısı son Faz 3 çalışmalarını yayınladı. Yüzde 91.25’lik koruyuculuk oranı belirtti. Yayınlarını biz inceledik. O aşı grubu da Çin aşısıyla aynı tekniğe sahip, inaktif aşı grubu. Türkiye’nin aşı çeşitliliğiyle hızlı bir şekilde 120-150 milyon doz aşıyı temin edip hızlı bir kampanyayla Türkiye’de toplum bağışıklığını sağlamazsa ekonomik sorunlar ve sağlık sorunları giderek artacak gibi görünüyor bizim açımızdan.”
Prof. Dr. Bulut, Sağlık Bakanlığı’nın topluma karşı veriler ve kararlar konusunda şeffaf olmadığını savunurken “Sağlık bakanlığı halen verileri açıklarken ve aşı ile ilgili konuları kamuoyu ile paylaşırken şeffaf değil. Bunu söylemem gerekiyor. Pandeminin başında maskeden başlayan belirsizlik aşıya gelmişiz halen daha toplumdan uzakta toplumla paylaşılmayan verilerle aşılama çalışmaları götürülüyor. Hızla düzelmesi ve şeffaflaşması gereklidir. Örneğin kaç liraya aldık dozunu toplum olarak bunu bilmemiz gerekiyor. Ticari sır diyorlar. Milletvekilleri de soruyor ve ticari sır diyorlar” dedi.
Yüz yüze eğitimin olmamasının toplumsal eşitsizliği derinleştirdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bulut, okullar açılırken toplumsal bağışıklığın göz önünde bulundurularak öğretmen ve okul çalışanlarının aşılanması gerektiğini anlattı:
“Gerekli önlemler alındıktan ve toplumsal bağışıklık sağlandıktan sonra elbette okullar açılmalıdır. Eğitimin açılmaması, bu sürecin uzun sürmesi bir eşitsizlik doğuruyor. Varsın aileler çocuklarına bir şekilde eğitim sağlayabiliyorlar. Türkiye’de her üç çocuktan birisi bu elektronik imkanlara sahip değil ve eğitime ulaşamıyor. Bu nedenle okullar hızla açılmalı ama bunu yaparken de toplumsal bağışıklık sağlanmalı.
Unutulan bir konu var, öğretmenler ve okul çalışanlarının da aşılanması lazım. Toplumun geniş kesimi ile temas eden bir çalışan grubudur. Onlara karşı herhangi bir öncelik sağlanmadı aşılarda, 3 milyondan bahsediyoruz. 13 milyon dozda 10 milyon dozun zaten henüz testleri sonuçlanmadı. Hızla 100-150 milyon aşı gelse bunları tartışmıyor olacağız. 3-4 ay içinde bir aşı kampanyasıyla toplumsal bağışıklığı sağlamadan açmanın bir mantığı yok. 1 Mart erken bir tarih çünkü o tarihe kadar elimizdeki verilere göre 5 milyon aşılama bile bitirememiş olacağız.”