Türk Tabipleri Birliği (TTB), Covid-19 virüsüne karşı zorunlu aşı uygulamasına ilişkin Etik Kurul görüşünü açıkladı. TTB Etik Kurul görüşünde, "Toplum sağlığının korunması ortak ilkesinin gereği olarak aşının zorunlu kılınması olanaklıdır. Bu düzenleme açık, anlaşılabilir ve belli ölçütlere uygun bir yasal çerçeve ile yapılmalıdır. Aşı olmayanların Anayasada tanımlanan temel hak ve özgürlüklerini ölçüsüz sınırlandırmayacak şekilde hak sınırlamalarına gidilmesi söz konusu olabilmektedir" denildi.
TTB, Covid-19 pandemisinde zorunlu aşı uygulaması hakkında Etik Kurul görüşünü açıkladı.
TTB'nin açıklaması şöyle:
"Değerlendirmeler kapsamında toplum sağlığının korunması ortak ilkesinin gereği olarak aşının zorunlu kılınması olanaklıdır. Öncelikle bu düzenleme açık, anlaşılabilir ve belli ölçütlere uygun bir yasal çerçeve ile yapılmalıdır. Burada aşı olmayanların Anayasada tanımlanan temel hak ve özgürlüklerini ölçüsüz sınırlandırmayacak, hakkın özüne dokunmayacak şekilde hak sınırlamalarına gidilmesi söz konusu olabilmektedir. Böylece bireysel serbestlik kapsamında, beden bütünlüğü ve bireysel özerklik de korunarak kişi ortak alana katılmamayı seçerek aşı olmama istemini de gerçekleştirebilecektir.
Aşı olmayanların yaratacağı Covid-19 hastalık yükü, sağlık sisteminin ve sağlık çalışanlarının üzerindeki taşınamaz hale gelen ağırlığı daha da artıracak ve sağlık hakkına erişimi güçleştirecektir. Tüm bilimsel bilgiye ve toplumu etkileyen olumsuz sonuçlara karşın başkalarına zarar vereceğini bilerek aşı olmaktan kaçınmak ahlaki özne olma özelliğinin yitimidir.
Bir arada yaşamanın yaptıklarımızın başkaları için ne anlama geldiğini düşünmeyi de gerektirdiği açıktır. Kişi serbestlik içinde aşı olmayarak başkalarının da zarar görmesine neden oluyorsa, bu özgürlük kavramı kapsamında olmayacaktır. Sağlık hakkının sadece bireysel olarak kendimizin değil, herkesin sağlığıyla ilintili olduğu unutulmamalıdır."
TTB, sağlıklı yaşam hakkını sağlamanın devletin sorumluluğunda olduğunu kaydetti. TTB, devletin aşı konusunda yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
"-Bilimin aşıların güvenli, etkili ve gerekli olduğunu belirttiği ve yetkililerin de bu hakikati reddetmediği açık olduğuna göre, herhangi bir zorunlu uygulamaya gereksinim duyulmaması için, devletin öncelikle toplumun kültürel değerlerini de göz önüne alarak halkı şeffaf ve doğru bilgilerle aydınlatması, insanların onam vereceği ve aşılama çalışmalarına gönüllü olarak katılacağı bir ortamı oluşturması beklenir.
-Bunun gerçekleştirilemediği durumda ise devlet, toplumsal bağışıklığın sağlanması amacıyla gerekli normatif düzenlemeleri yürürlüğe koymalıdır.
-Devlet, aşıya herkesin ulaşımını sağlayacak düzenlemeleri yapmalıdır.
-Devlet aşıya ulaşma konusunda sıkıntı çeken dezavantajlı gruplar için ek önlemler alarak özen ödevini yerine getirmelidir.
-Devlet, sürecin özerk ve bilimsel bir yapı tarafından sürekli ve düzenli olarak denetlenmesini, izlenmesini sağlamalı ve elde edilen bilimsel bilgilere göre oluşturulan öneriler doğrultusunda tutum almalıdır.
-Devlet aşılama çalışmalarının sonuçlarını düzenli ve sürekli bir biçimde değerlendirmeli, şeffaf bir biçimde paylaşmalıdır.
-Devlet kitlesel aşı uygulamalarında ortaya çıkabilecek aşı sonrası istenmeyen etkileri dikkatle izlemeli, zararların tamamını ivedilikle karşılamalıdır."