Türkiye Barolar Birliği (TBB), türbanla oy kulanmayı suç saydı. TTB, Baro Genel Kurulu’nda türbanla oy kullandığı için disiplin cezası verilen avukatın yaptığı itirazı reddetti. TBB, cezaya onay kararını laiklik ilkesine ve avukatlık kanununa dayandırırken, türban yasağının adliye dışını da kapsadığı görüşünü kesinleştirdi. 17 türbanlı avukata tutanak TBB’nin kararına konu dosya, Ankara Barosu’nun 2004 yılında tamamen sivil alanda Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu’nda yaptığı Genel Kurul seçimlerinde türbanla oy kullanan 17 avukat hakkında Divan Başkanlığı tarafından tutanak tutulması ve haklarında soruşturma açılması için baro yönetimine başvurmasıyla oluştu. Ancak Ankara Barosu Yönetim Kurulu, oy verme işlemi sırasında bu avukatların görev başında gibi kabul edilemeyeceğini, ayrıca “avukatların kökten dinci olup olmadıklarının sorgulanmalarının faşizan bir yaklaşım olacağı” gerekçesiyle türbanlı oy kullanan avukatların Disiplin Kurulu’na sevkine gerek görmedi. Baronun bu kararı baroların en üst organı olan TBB’ye takıldı. TBB’nin ısrarı üzerine Ankara Barosu, “avukatlık kanunu ve meslek ilkelerine göre avukatların kılık kıyafet düzenlemelerine uygun davranmalarının zorunlu olduğunu” savunarak avukatları Disiplin Kurulu’na sevketti. Hakkında soruşturma açılan avukatlardan biri, Disiplin Kurulu’nda “Duruşmalarda giyilmesi gereken resmi kılık ile ilgili hükümlerin yorumla zorlanarak diğer alanlara uygulanması doğru değildir. Baro organının siyasi ve dini görüş farkı sebebiyle meslektaşlarına eziyet etme hakkı yoktur, bu uygulama ile Anayasal hakkıma engel olunmaktadır” şeklinde savunma yaptı. Savunmayı yeterli görmedi Baro Disiplin Kurulu, bu savunmayı yeterli görmedi ve “Oy verme işlemi de mesleki faaliyetin bir devamıdır. Avukatların genel kurullara mesleğe yaraşır bir kılıkta ve başları açık olarak katılmaları gerekir” gerekçesiyle avukata ‘uyarı’ cezası verdi. Avukat, bunun üzerine baro kararına karşı TBB’ye şu gerekçeleri de ekleyerek itiraz edip cezanın kaldırılmasını istedi: “Oy kullanırken uyarılmadım. Seçme ve seçilme hakkı anayasal bir haktır. Seçimde yargıç yetkilidir. Usulsüz düzenlenmiş tutanakla ceza verilemez. Din ve vicdan özgürlüğü anayasal bir haktır ve bu hakkın kullanılması kısıtlanamaz.” 'Laikliğe aykırı'TBB, baronun ceza kararını onaylayıp itirazı reddetti. TBB Disiplin Kurulu itirazı ret kararını şu gerekçelere dayandırıldı: “Demokratik bir toplumda, başörtüsü veya türban kullanarak bir dinin gereklerini açıkça sergileyebilme özgürlüğünün, başkalarının haklarının korunabilmesi için kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması ve kamusal hizmetlerin yürütülmesi amacıyla yasaklanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı Anayasa Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın konuya ilişkin kararlarıyla saptanmıştır. Bu nedenle, adaletin yerine getirilmesiyle görevli avukatların, bu hizmeti sunarken veya avukatlık sıfatını kullanarak iş ve işlem yaptıklarında laik hukuk düzeninin gereklerine aykırı davranışlarda bulunmaları kabul edilemez. Kamu hizmeti gören ve bağlı olduğu kamu kurumu niteliğindeki baroya bağlı bir avukatın, bu sıfatından kaynaklanan Baro Genel Kurulu’nda oy verme görevi sırasında, başını türbanla örtmek suretiyle dinsel inançlarını, hatta siyasal nitelikteki bu tavrını ortaya koymasına izin verilemez.”