TTGV/Ultay: Türkiye'nin gerçek petrolü, mühendisleri, sosyologları ve genç girişimcileridir

TTGV/Ultay: Türkiye'nin gerçek petrolü, mühendisleri, sosyologları ve genç girişimcileridir

Hilal Sarı / İstanbul, 11 Nisan (DHA) - Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav “Türkiye’nin gerçek petrolü, mühendisleri, sosyologları, psikologları ve genç girişimcileridir” dedi.

\"Yarını İnşa Et\" teknoloji eğitim programı kapsamında TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav (Vestel Ventures Yönetim Kururlu Üyesi), Genel Sekreter Mete Çakmakcı ve vakıf yetkililerinin katıldığı yemekte TTGV, Türkiye’de genç girişimleri ve yüksek teknoloji üreten bir Türkiye’ye ulaşmak için kurum olarak yaptıklarını anlattı.

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, Türkiye’de KOBİ desteklerinin ötesinde bir platformu geliştirmek zorunda olduklarını vurguladı ve şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bugün dünyadaki tüm sistemlere baktığınızda – hastaneler, binalar - hepsi son 500 yıllık medeniyetin formüle ettiği ve belirlediği sistemler. Ama bu sistemler ancak üç milyar insanı memnun edebiliyor. Mevcut ulaşım altyapıları, taşıma sistemleri, nakliye yapıları, tedarik sistemleri ancak üç milyara yetiyor. Bunlarla devam edebilmek ve 7.5 milyara hizmet edebilmek maalesef mümkün değil. Dünya bunun çok iyi farkına vardı.

“500 yıllık dönemin son yüzyılı teknoloji dönemi deniyor. Ama son derece endo-termik, içine enerji yaratan sistemlerle dolu. Aynı bilgisarayı 10-15 defa satın aldı. Gittikçe katılaşan bir sistem var ve bir takım yorumlara göre kara deliğe doğru gidiyor. Bu durumlar distruption’ı (bozunmayı) da beraberinde getiriyor.

“Gençler dünyayı değiştirecek, çok daha verimli yapıların kurulması yolunda bir hareketlenme içinde.

“Türkiye’nin gerçek petrolü – mühendisleriyle, psikologlarıyla, sosyologlarıyla ve genç girişimcileridir. Gençlerin yaptıkları proje ve sistemlerle çok enteresan bir dinamizme girmeye başlıyor.

“Biz TTGV olarak gençlerle ve bu projelerle yakından görüşüyoruz ve inanılmaz projelere tanık oluyoruz.

“Özellikle bu dinamizmi hızlandıracak çerçeve konusunda çalışmalarımız var. Sihirli üçgen olarak formüle ettik çalışmaları. Gençlerin çalışmalarının sihirli üçgene düşmesi durumunda, Türkiye’de üretimin bir atlama yapabileceği konusunda çok büyük bir ümidimiz var. Data – Design – Digital  (Veri – Tasarım – Dijital) bu üçgenin içerisinde olmak çok önemli.

“1970’lerde başlayan yapay zeka konusundaki gelişmelerin tüm espirisi büyük veri kaynaklarının içerisinde doğru patternleri ve mekanizmaları tespit edip karar verme mekanizmalarının içine entegre edilmesi meselesi var.

“Türkiye’de de gençlerin bu büyük veriyi kullandıklarını görüyoruz. Insider CEO’su Hande Çilingir’in çalışanlarının bir kısmı mühendis, bir kısmı sosyolog – yapay zeka algoritmalarını kullanarak hizmet veriyor. Japonya’da on şirkete hizmet veriyor. Sequioa Capital’dan 11 milyon dolar yatırım aldı.

“Bugün insana dokunan ve mutlaka bir sorunun çözümünü içeren teknolojiler ortaya çıkıyor.

“Jeremy Riffkin gibi ABD danışmanlarının iddiası 50 milyara yakın akıllı cihaz – buradaki maliyetlerin sıfıra düşeceğini ve asıl maliyetlerin servis tarafında şekilleneceğini anlamak gerekiyor. Bu yüzden gençlerimiz bu üçgen içinde iş yapsınlar istiyoruz.

“İkinci bir üçgen ise – internet of logistics, internet of manufacturing ve internet of services. (lojistiğin, üretimin ve hizmetlerin interneti). Bu bir bütünsel yapı. Eğer biz bugün tekrar raylı sistemlerimizi, kanal yapılarını ve Türkiye’yi yeni ağlarla donatmayı hedefliyorsak, burada çok daha bütünsel bir yaklaşımı ele almakta fayda var.

“Elon Musk’ın Hyperloop firması dış dünyadaki açık sistemleri çok iyi kullanan birfirma. Dünyada 60 bin mühendis Hyperloop için çalışıyor. ‘Uçak yakıtının yüzde 80’ini kalkışta ve inişte kullanıyor, neden bunu yer yüzüne indirmiyorum? Sürtünmesiz bir ortam yaratabilirsem çok büyük bir yakıt tasarrufu yapabilirim’ diye düşünüyorlar. Sistemin yapısı ve algoritmaları açık. Prag’da, Slovakya’da, Abu Dhabi’de bunun için çalışan geliştiriciler var.

“Tarım altyapısındaki aracısızlaştırma ve paket paket bu yapıların büyük şehirlere ulaştırılması büyük bir zorlu görev. Biz hala eski sistemle naklettiğimiz zaman aracılara verilen para, yolda geçen problemler vs. oluyor. Ama şu an Hyperloop teknolojisiyle maliyetin beşte birine tarım konteynerlarından toplayıp büyük şehirlere aracısız nakletme, birçok kişinin üzerinde çalıştığı bir ulaştırma network altyapısı var. Kaydedilen olan ciddi aşamalar var.

“Gençlerimizin mutlaka sürtünmesiz akıllı tedarik zincirlerini çok iyi anlamaları ve Endüstri 4.0’ın karanlık fabrikaların ve robot laflarının ötesine geçip çok kökten değişiklik yapan bu teknolojileri radarlarına almalılar.

“İleri malzemeler devriminin çok yakınındayız. Bu devrim 2013-2014’te başladı. Higgs Bozon’u başladıktan sonra quarkların, netronların enerji seviyelerini herkes net biliyor.

“General Electric her biri 50 bin dolar olan jet motor pallerinin maliyetini 7 bin dolara indirdi. Şimdi bilgisayar üzerinde enerji seviyeleri daha iyi bilindiğinden hesaplar öncesinden yapılıyor.

“Gömülü enerji ve malzemenin haddi hesabı yok. Binalar bu kadar ağır mı olmalı? Yeni malzemelerle gömülü enerjiyi üçte birine indirmek ve yapım sürelerini azaltabilmek mümkün.

“Otomobilde elektrikli araba yapmak peşindeyiz ve 2025 yılında otonom olmayan araçlara bazı bölgeleri kapatan ülkeler var. Acaba doğru zarflar belirlenirse arabalar kartondan olabilir mi? Kaza yapmayacak kadar güvenli bir alanda ise araç, neden olmasın?

“Üçgenin birinci köşesi ileri malzemeler. İkinci köşe enerji verimliliği. Bugüne kadar enerjiyi har vurup harman savurduk. Asıl odaklanmak gereken noktalardan biri bu. Son köşe ise paylaşım ekonomisi. Bu kadar değerli kaynakları al bırak arabalar gibi yapacağımız her türlü nadir kaynak noktasında paylaşım ekonomisi için algoritmalarını oluşturduğumuz bir ortam var.

“Türkiye’de gençlerin korkunç hızlı bir şekilde bu üçgenlerin içine düşen işler yapmak konusunda geliştiklerini görüyorum. Proof of concept’leri ve pazarla buluşabilmeleri konusunda onları destekleyici programların içindeyiz ki Türkiye için katma değer yaratabilsinler.

Genel Sekreter Mete Çakmakcı ise TTGV’nin çalışmalarını şöyle özetledi:

“Özellikle savunma sanayinde motor konusu var. 150 yıldır motor üreten yabancı bir şirketin motorunu birkaç senede geliştirmeye çalışıyoruz.

“Bizim belki Türkiye olarak çaba harcamamız gereken konu ‘Biz bu süreyi verimli bir şekilde nasıl kısaltabiliriz? Saklı potansiyeli nasıl ortaya çıkartabiliriz?

“Özellikle girişim sermayesi konusu daha iyi bir noktaya getirilmeli.

“Türkiye 80 milyonluk bir ülke ve dünya ile bazı noktalarda çok ciddi bir iletişim içine giriyor. Ama reel dünya ile teknolojinin birleşmesi konusunda bazı eksiklikler olduğunu düşünüyoruz.

“Elektrikli araç konuşuyoruz ama sürdürülebilir su kaynağını konuştuğumuz bir alan yok.

“TTGV olarak dikkat çeken alanların dışında reel dünya ile teknolojinin değer yaratabildiği alanlarda neler yapabiliriz diye baktık ve sağlık, tarım, çevre sektörlerini belirledik.

“Türkiye’de ilk olarak Ceyhan havzasında endüstriyel simbiyoz çevresini yaptık. Sıfır atık bir sistem.

“Son konu ise, görünür rollerin ötesinde katalizör rol ve yetkinliklerin olması gerekiyor. Sosyal sermayenin geliştirilmesiyle ilgili de çalışmalar yapıyoruz.

“Türkiye’de çok konuşulmuyor ama yeni servet – teknoloji filantrofisi – konusu TTGV açısından yeni bir açı oluşturuldu. Biz filantrofi alanında nasıl dikkat çekebiliriz, bununla ilgili farklı neler yapabiliriz diye düşündük.

“Mars’a gidelim, bağış istiyoruz demek zor ama Sayısal yetenek ve teknoloji” konusunda bilinç oluşturulmasına ihtiyaç var. Intel ile bu anlamda yolumuz kesişti ve bu modeli yerelleştirdik. Bugün Intel tarafından örnek alınan bir model oldu.

“Bu işbirliğini, ağları ve sosyal sermayeyi oluşturmak konusunda en büyük eksik güven. TTGV’nin bir güven aracısı platform olabileceğini düşünüyoruz. Kar amacı gütmeyen bir kurumuz. Bir tarafta da kamusal misyonu göz ardı etmeyen hibrit bir yapıyız. Yeni modellerin yaygınlaşması konusunda TTGV olarak sağlayabileceğimizi düşünüyoruz ve görünür hale getirmeye çalışıyoruz.\"

TTGV  “Yarını İnşa Et”  dijital dönüşüm eğitim programıyla,  gençlerin geleceği şekillendirecek inovatif projeler üretmesine öncülük yapıyor.  Türkiye’deki 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen “Yarını İnşa Et” kapsamında, bugüne kadar 7 ilde, 81 farklı okuldan, 216 öğretmen ile 2 bin 120 öğrenciye ulaşıldı.  Finalistler arasında en başarılı bulunan 5 projeye ödülleri, 15 Nisan’da İstanbul’da düzenlenecek Yarını İnşa Et Ödül Töreni’nde verilecek. TTGV, kurum ve kuruluşlardan eğitim için teknolojiye bağış sağlayarak programı sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor. TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Ultav, “Bu yıl hedefimiz; 2 bin 500 öğretmenimiz ile 10 bin öğrenciye ve 2 bin 500 projeye ulaşmak. Bu hedefe ulaşmamız için desteğe  ve iş birliğinize ihtiyaç var. Sizleri teknoloji üreten Türkiye için yarını birlikte inşa etmeye davet ediyoruz” dedi. (Fotoğraflı)