Referandum sürecine girildikten sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun kullandığı sistem gündeme geldi.
TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Abdullah Çavuşoğlu dinlendi. Çavuşoğlu, TÜBİTAK’ta Meclis’teki konuşmaların otomatik olarak yazıya dökülmesini sağlayan bir proje yapıldığını söyledi. Şu anda YÖK üyesi olarak görev yapan Çavuşoğlu, söz konusu projenin TÜBİTAK’ta ‘FETÖ’den ihraç edilen kişiler tarafından yapıldığını işaret etti ve “Şu anda kullanılıyor mu bilmiyorum” dedi.
Komisyonda kasım ayında dinlenen YÖK Üyesi Abdullah Çavuşoğlu’nun tutanaklara yansıyan konuşması şöyle:
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU: Doğrusu bilişimle ilgisinin ben TÜBİTAK’a başlayıncaya kadar farkında değildim. TÜBİTAK’a başladıktan sonra anladım bilişimle bu kadar ilgili olduklarını. TÜBİTAK’ta birazcık bu işlerle uğraştığımız vakit şöyle ilginç bir şey çıktı. Bir gün şey yaparken, Trabzon’da yapılacak uluslararası bir konferansa TÜBİTAK’ta bir kişinin bir sunum yolladığını gördüm, bir makale göndermiş. Konu ne? Konu ses değiştirme. Bu ilgimi çekince o kişinin geçmişe yönelik bütün şeylerine baktım, yani ne tür konular çalışmış ve ses değiştirmeyle ilgili bu kişinin ve TÜBİTAK’ta bir grubun 1996 yılından beri çalıştığını fark ettik. Bu çok önemli, yani ses değiştirme konusu çok Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) önemli. Niye derseniz, mesela ses değiştirmeyle bir erkeğin sesini bayana, bayanın sesini erkeğe dönüştürebilirsiniz. Ses değiştirmeyle bir kişinin ses özelliklerini öğretip bir sisteme, siz konuşup sanki o kişi konuşuyormuş gibi konuşturabilirsiniz. Yani bilişimle ilgili olduklarını bu tarz makaleleri vesaireleri falan yazmaları vasıtasıyla tespit ettik. Orada mesela yeri gelmişken şunu da söyleyebilirim: Biliyorsunuz Cumhurbaşkanımızın bir konuşması İnternet’e düşmüştü. İşte oğluyla bir konuşma var, işte birazcık kısık sesli, birazcık yüksek sesli kısımları, vesaireleri falan var. Bu, TÜBİTAK’ta incelendi. O inceleyen grubun içerisinde ben de vardım mesleğim itibarıyla. Gerçi idareci olduğum için ben imza atmadım ama bizzat o süreci gözlemledim. Orada incelediğimiz vakit şöyle ilginç bir durum ortaya çıktı. Değişik telefon konuşmalarından alınmış kısımlar var ve bu kısımları bir araya getirmişler fakat…
BAŞKAN – Orada ilginç bir şey söylediniz tabii Sayın Çavuşoğlu. Tırnak içinde o “Tamamen sıfırlandı mı?” söylemini yapılan bu incelemede “kes-kopyala-yapıştır” mı diyelim, yani o metot…
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Dışarıdan, telefon görüşmesi dahi değil, yani normal, dışarıdan yapılan bir konuşmanın şeyi. Yani mesela diğerleri dört-beş konuşmanın kesilip yapıştırılmasıyla oluşturulmuş ama o “Tamamen sıfırlandı mı?” ibaresi dışarıdaki herhangi bir konuşmada işte Cumhurbaşkanımız “Tam” derken “Ta-ma-men sı-fır-lan-dı-mı” ibarelerinin… Artık mitingde mi söylemiştir… Ha şöyle bir şey de var: TÜBİTAK’ın Mecliste, onunla ilgili de ilginç bir şey fark ettim. TÜTİBAK, Mecliste konuşmaların otomatik olarak yazıya dökülmesine dair bir proje yapmış. Yani ne demek? Diyelim ki siz konuşuyorsunuz…
BAŞKAN – Telefonlarda var, dikte programı, onun gibi mi? Konuşuyoruz, yazıyor.
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Evet, onun gibi. Konuşuluyor, yazıyor. Öyle bir proje yapılmış Mecliste. Şu anda kullanılıyor mu, bilmiyorum. Yani TÜBİTAK’taki o bahsettiğim elemanların yaptığı bir proje. Dolayısıyla şey arşivi sıkıntılı değil.
BAŞKAN – Meclis arşivi ellerinde yani.
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Ellerinde. Yani o örneklemeler alınmıştır veyahut da miting meydanından alın, televizyondan alın, nereden alırsanız alın ama şey farklı.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Şimdi, pekâlâ bu kadar basit kriptolu cihazları Başbakanlık, Genelkurmay gibi devletin en önemli noktalarına alımını yapan kim? Yani niye bu dünyadaki başka kriptolu telefonlar dinlenmiyor da bizimki dinleniyor? Bunları kim almış, nasıl almış, nereden almış?
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Şimdi, şöyle bir durum var. Yani hani bunları alımdan ziyade şöyle düşünün: Yani Meclis. Meclisin içerisinde işte diyelim ki çalışan bilişimciler var. Siz bilişimcilere diyorsunuz ki: “Ya, çocuklar, bize bir program yazın, bu programda biz mesela günlük randevularımızı takip edelim, işte gelen gidenleri onun üzerinden şey yapalım, randevu verelim, işte günlük işlerimizi, notlarımızı oraya alalım.” Ve bu sizin bilişimci kişi böyle bir program yapsa, bu programı da öyle bir akortlasa ki sizin bütün randevularınız, bütün görüşmeleriniz aynı zamanda işte dışarıda filancaya gönderilse ne yapacaksınız?
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Pensilvanya’ya da…
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Devlet, bir devlet kurumuna demiş ki: “Bize şöyle sağlam bir şey yap yani bize bir silah yap.” Silah yapmış ama bir bakıyorsunuz, silah sizi vuruyor. Yani şey bu.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) – Yani bunu yapanlarla ilgili savcılık soruşturması dışında bir idari soruşturma yapıldı mı? Bu adamlar hâlihazırda şimdi…
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Hayır, idari soruşturma yapılmadı, onları biz derhâl savcılığa bildirdik. Yani idari soruşturma yapılmadı. İdari soruşturma yapmak, o işlemi geciktirir.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Hocam, teşekkür ederiz, bize açıklamalarda bulundunuz.FETÖ grubu sizinle de çok uğraşmış, Zaman gazetesinde manşetler atmış, sonra siz açıklamalar yapmışsınız, ben bunların hepsini okudum. Birkaç şapkanız var, TÜBİTAK var, ÖSYM var, YÖK var.
Benim sorularım üçüyle de bağlantılı. Biraz evvel dediniz ki: “TÜBİTAK üzerine vazife olmamasına rağmen sistem kurularak devlet kurumlarına yazılım yapmış.” Yüksek Seçim Kuruluna da yazılım yaptılar mı? Yaptıkları bu yazılımdan dolayı herhangi bir sıkıntı, mağduriyet, usulsüzlük vesaire, bu YÖK, 15 Temmuzdan sonra tespit edildi mi? Bununla ilgili bir bilginiz var mı, bunu öğrenmek istiyorum.
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Ondan haberim yok, öyle bir yazılım…
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Yüksek Seçim Kuruluna yaptı mı, onu da bilmiyorsunuz.
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Bilmiyorum, yok.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Hâlâ yazılım yapmaya devam ediyor mu TÜBİTAK?
YÖK ÜYESİ ABDULLAH ÇAVUŞOĞLU – Yani yürüttükleri bazı yazılım projeleri var.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) – Ama oradaki zaten bürokratların yani elemanların çoğu değişti.