Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, CNN Türk’te Taha Akyol’un "Eğrisi Doğrusu" programında, AKP’ye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirileri, hükümet kanadında ve AKP'ye yakın medya organlarında da tartışma konusu oldu. Tartışmaya katılan eski manken Tuğçe Kazaz, Arınç'a yazdığı mektupta kendisine hürmet duyduğunu belirtirken "Siz ki bir dönem başbakan yardımcılığı yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam kaygısından ötürü müydü onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi?” diye sordu.
Kazaz'ın Arınç'a yazdığı ve "Sayın Bülent Arınç'a samimi sorularımdır" başlığıyla yazdığı mesaj şöyle:
"Malum kahkaha açıklamasınının ertesi günü, dönemin Başbakan yardımcısı Sayın Bülent Arınç beyfendi beni aradı ve büyük bir nezaketle teşekkürlerini bildirdi. Aynı telefon görüşmesinde, beni makamına davet etti ki ilerleyen zamanlarda, Ankara seyahatim sırasında kendilerinden randevu talep ederek davetlerine icabet ettim. Büyük bir nezaket ve beyefendilikle beni ağırladılar. Hatta önceden oynadığım filmlerden bir tanesi olan Uzun Hikaye filmini de izlemişti. Bir Başbakan yardımcısının bu denli nezaketli olması, Ak Parti'ye yönelik kalan olumsuz algımı da bu vesileyle yok etmişti. Sonrasında evladını kaybetmiş olması, beni ayrıca derinden etkilemiştir Bülent Bey benim nazarımda bir siyasetçiden öte, sıcak, sevecen ve samimi bir abi imgesi taşır. Ancak, bu son günlerde yapmış olduğu açıklamaları hayret ve şaşkınlıkla izliyorum ve tanımış olduğum Bülent beyden ırak çizdiği bu yeni görüntü beni ziyadesiyle üzüyor.
"Sınırlarımız dışında bu kadar olay cereyan ederken, hem de ülkemiz terör olaylarıyla bu denli çetin bir mücadele içerisinde, analar ise şehit evlatlarının tabutunun yanı başında ciğerlerinden kopan gözyaşlarını ülkenin can damarlarına akıtıyorken, sayın Arınç'ın bu denli siyasi polemiklere giriyor olması, hedef göstermesi, beni ve benim gibi düşünenleri ziyadesiyle üzmüştür. Milletimiz artık bu ve benzeri siyasi polemiklerden çok yoruldu. Aynı şekilde bu millet, terörden ve ‘paralel’ unsurlardan da çok yoruldu. Bilfiil milletin belli makamlara getirdiği insanların, o makamlardaki görevlerinin sona ermesini takiben bu denli siyasi polemiklere girmeleri biz vatandaşları ziyadesiyle üzmektedir.
"Sayın Arınç açıklamasının en can alıcı noktasında Sayın Cumhurbaşkanımıza, "nefsinize uyarak samimiyetsiz kişilerin tahriki ile hareket etmeyin diyordu." Ben de bir vatandaş olarak, büyük saygı duyduğum ve adeta bir aile ferdi gibi gördüğüm Sayın Bülent Arınç beyefendiye diyorum ki, sizde nefsinize uyarak, varsa yanınızda samimiyetsiz kişilerin, paralel oluşumların tahriklerine gelmemenizdir. Bu millet sizi seviyor ve bu millet çok zor günlerden geçiyor. Bizim aile ferdi ve büyüğü olarak gördüğümüz, Bülent abimizden beklentimiz, bu zor günlerin atlatılmasına destek olmasıdır. Aktif siyaset hayatında yaşamış olduğunuz zorlukları bir kenara bırakarak, hiç kimse için değil, yalnızca bu toprakların menfaati, bu topraklarda yaşayan aziz milletimizin namusu için bunu yapmanızı dilerim. Ayrıca vefa borcunun farklı oluşumlara değil, ancak Allah'a ödenmesi gerektiğine inanıyorum. Kanımca, yıllarca bu toprakların ar damarını sömüren batıl devletlere destek mahiyetinde PARALEL açıklamalar yapmaktan şiddetle sakınılmalıdır. Böyle spekülasyonlara vesile olmak, hiç kimseye fayda getirmeyeceği gibi, tam da sinelerimizin yıprandığı şu günlerde, sinelerimize ağır bir darbe indirmektedir.
"Ayrıca, size şu soruları sorma hakkımız doğmuş olmaz mı? Siz ki bir dönem Başbakan yardımcılığı yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam kaygısından ötürü müydü onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi? Millet için sustuysanız eğer, makam cüppesini üzerinizden atar atmaz nasıl olur da bir dönem görev yaptığınız bu devletin iç politikalarına dair bu denli mühim konuları, hala görevde olan sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstererek bu şekilde dile getirirsiniz? Üstelik devlet erkini aşılamış bir jenerasyonun ferdi ve büyüğümüz olarak, hem de böylesi zor bir dönemden geçtiğimiz ve karanlıktan aydınlığa ancak el ele vererek çıkabileceğimiz şu günlerde?
"Dolmabahçe olayı bahsedildiği şekilde olmuş da olabilir olmamış da. Bizim kesinlikle bildiğimiz bir gerçek varsa o da gerek Gezi Parkı olayının, gerekse 17 ve 25 Aralık olaylarının, ve daha sonrasında bu güne kadar gelişen olayların, ülkemizin ve mazlum milletlerin geleceği için bir değere sahip olan, Sn. Cumhurbaşkanımızı tasfiye girişimleri olduğudur. Size soruyorum Sayın Arınç, yaptığınız bu açıklamalar ile neyi hedeflemektesiniz ve gerçekte neye vesile olduğunuzun farkında mısınız? Neden tam da bu günlerde böylesi açıklamalarda bulunma gereği duydunuz? Zamanlamanız manidar değil midir?
"Edebali Hazretlerinin Osman Gazi’ye olan öğüdüyle ayakta duran bir devlet mazisine sahip bu halkın gözü önünde devlet erkanını neden yalancı durumuna düşürmeye çalışırsınız? Varsa Şahsi hesaplaşmalarınızı Allah için sonraya ya da şehitlerimiz için öbür dünyaya bırakamaz mıydınız?
"Sizi seven ve saygı duyan bir vatandaş ve kardeşiniz olarak, kırmızı çizgilerimizin, milli menfaatimiz uğruna en üst düzeyde muhafaza edilmesi gerektiği şu günlerde yapmış olduğunuz söz konusu açıklamaları şahsen doğru bulmuyorum. Bir büyüğümüz olarak aslında sizden duymak istediğimiz, daima daha birleştirici, milletimizi itidale davet eden ve milli menfaatlerimizi her ne koşulda olursa olsun, tüm kişisel hesapların üzerinde tutan bir söylem biçimi içinde olmanızdır. Umarım yapmış ve yapacak olduğunuz açıklamalarınızın, toplum nezdinde nasıl yankılanmakta olduğunu tez zamanda hatırlar ve sizden duymayı ümit ettiğimiz yapıcı üslubu bizlerin büyüğü ve Bülent abisi olarak düstur edinirsiniz ki size yakışanda budur. Tüm samimiyetimle merak ettiğim için, bunları dile getirdiğimi bilmenizi isterim.
Saygılarımla."
Not: Yazım hataları Tuğçe Kazaz'ın kendisine aittir.