AKP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, merhum Alparslan Türkeş’in kurduğu Ülkü Ocakları’nın bugün içine düştüğü durumun üzüntü verici olduğunu savundu. "Çakır keyf saatlerinde atılan tweetlerle hiçbir şey elde edilemeyeceğini en iyi bilmesi gerekenler Ülkücü Hareket olmalıdır" diyen Türkeş, kendisini "davayı satmakla" suçlayan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz hakkında "Ülke meselelerini iki adet çakaralmaz ile çözeceğini zanneden zavallıların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin cesametini ve gücünü bilmedikleri veya azımsadıkları aşikardır. Kendilerine yapılan bir ağabey uyarısından ders almak yerine, havlamak bir Bozkurt’un yapacağı iş değildir" ifadesini kullandı.
Referandum kampanyası sırasında eleştirdiği Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz’un 'davayı satmakla' suçladığı Tuğrul Türkeş yazılı açıklama yaptı. Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre, "ülkücü hareketin, Türk insanının ülkesini tanıması ve sevmesi esaslı başlatıldığını, yarının büyük ve müreffeh Türkiye’si idealine ulaşmanın hedeflediğini" belirten Tuğrul Türkeş, şöyle dedi:
"Merhum Türkeş’in işaret ettiği bu ülkü doğrultusunda çalışan ve çabalayana da ülkücü denir. Bu hedefi şaşıran, bu doğrultuda çabalamayan insanların, içinde veya başında bulunduğu kurum ve kuruluşların adı ne olursa olsun orası merhum Alparslan Türkeş’in kurduğu ülkü ocakları değildir. Nefsini ve şahsi çıkarlarını her şeyin üstünde tutarak, Türkeş ailesine saldıracak kadar gözü dönenlere de ülkücü demek mümkün değildir. Çıkar odaklı çeteleşerek, bir kişi ya da bir kuruluşun güvenlik görevlisi gibi hareket etmek bir Bozkurt’un yapacağı iş değil, olsa olsa çakalların ya da başka mahlukatın işi olsa gerektir. Güzel Türkçemiz ile söylemeye çalıştıkları herzeleri kuş ciklemesinde (yani 160 karakter’de) dahi beceremeyen; ne imlası, ne de sözcükleri ile Türkçeyi kullanamayanların ülkücülükten bahsetmeleri söz konusu bile değildir."
AKP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, 15 Temmuz darbe girişiminde sessiz çoğunlukların, darbeye karşı bedenlerini siper ettikleri yerde; bir yere saklanıp sonuca göre şekil almak üzere sabahı bekleyenlerden ülkücü olmayacağını ifade etti.
Türkeş, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Türkiye ve Türk dünyası ile ilgili meselelere ilgisiz onların önceliği yapamayanların gereksiz gürültüleri beyhudedir. Kırım’ın işgalinde sessiz, Tayland’daki Uygur Türklerine ilgisiz, Kerkük Türklerinin paçavraya karşı (bayrak) kavgasında hareketsiz duranların; koruma ve güvenlik sağlama iddia ettikleri firmalar nezdinde karizmalarının çizildiğini düşünüp, salyalı ağızlarıyla bağırmaları yakışıksız davranıştan öteye bir şey değildir."
Ülkücünün, ’Türkiye’nin nerede olduğunu ve nereye doğru gittiğini bilen adam/adamlar demek’ olduğunu belirten Tuğrul Türkeş, sözlerine şöyle devam etti:
"İngilizin önerdiği Cumhurbaşkanı adayını arz edenlerin, Okyanus ötesinin talimatlarıyla koalisyonların kurulmasına engel olunduğu safhada, Türkiye kaosa sürüklenirken yanlış tarafta duranların, kişisel korumasını öncelikleyen şahsiyetlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti yönetimi ve yöneticileri hakkında tek bir söz söyleme hakları bulunmamaktadır. Demokrasi ve hukuk içinde yarının büyük Türkiye’sini kurma gayretlerinde, sadece fren görevi görenlerin ne işe yaradıklarını artık görmeleri gerekir. Bir liderleri varsa onu dinlemeden hareket edenlerin veya (ihtimal vermemekle birlikte) liderlerinin talimatı ile yapıyorlar ise bu yaptıklarının yakışıksız olduğunu idrak etme zamanları gelmiş ve geçmektedir. Çakır keyf saatlerinde atılan tweetlerle hiçbir şey elde edilemeyeceğini en iyi bilmesi gerekenler Ülkücü Hareket olmalıdır. Ülke meselelerini iki adet çakaralmaz ile çözeceğini zanneden zavallıların Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin cesametini ve gücünü bilmedikleri veya azımsadıkları aşikardır. Kendilerine yapılan bir ağabey uyarısından ders almak yerine, havlamak bir Bozkurt’un yapacağı iş değildir. Liderim dedikleri şahsiyete eleştiriler yapıldığında aynı duyarlılığı göstermeyenlerin kendi nefisleri söz konusu olduğunda kurumları bu kadar hoyratça kullanmaları kabul edilemez."
Tuğrul Türkeş açıklamasının devamında, "Merhum Türkeş’e bağlı olduğunu iddia edenlerin, Türkeş’in fikirleri, dünya görüşü ve ideolojisi doğrultusunda kendi oğlunu bile yetiştiremediğini söylemeleri ve bu beyanları ile; kendilerinin sıfırlandığını idrak etmemeleri de zavallılıklarının ayrı bir göstergesidir. Son günlerde yapılan sorumsuz sözler ve açıklamalar nedeniyle yukarıda belirttiğim görüşlerimi 50 yıllık şanlı geçmişin her safhasında yer alan ülkücü camia ile, Türk milliyetçileri ile ve Türk milleti ile paylaşmayı uygun buldum" dedi.