TÜİK, "İstatistiklerle Çocuk" raporunu yayımladı

TÜİK, "İstatistiklerle Çocuk" raporunu yayımladı
Türkiye İstatistik Kurumu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde çocuk nüfusa özel olarak çıkarılan, "İstatistiklerle Çocuk" raporunu yayımladı. Rapor, çocuk nüfusun mevcut ve gelecekteki demografik yapısı, sağlık, eğitim ve iş gücü gibi sosyo-ekonomik özelliklerine dair veriler içeriyor.
 
Raporda, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; 2018 yıl sonu itibariyle, Türkiye nüfusu 82 milyon 3 bin 882 olduğu zaman, bunun 22 milyon 920 bin 422'sini çocuk nüfus oluşturdu. Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında Türkiye'de toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2018 yılında yüzde 28 oldu. 
Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2040 yılında yüzde 23,3, 2060 yılında yüzde 20,4 ve 2080 yılında yüzde 19 olacağı öngörüldü. 
 

Çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 1935-2080
Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinde 2018 yılında çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki oranı incelendiğinde; AB-28 üye ülkelerinin çocuk nüfuslarının toplam nüfus içindeki oranı yüzde 18,7 oldu. AB-28 üye ülkeleri içerisinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip olan ülkelerin sırasıyla; yüzde 24,8 ile İrlanda, yüzde 21,9 ile Fransa ve yüzde 21,1 ile Birleşik Krallık olduğu görüldü. Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla; yüzde 16,2 ile İtalya, yüzde 16,4 ile Almanya ve yüzde 16,6 ile Malta oldu.
Çocuk nüfus oranı

Çocuk bağımlılık oranı yüzde 34,5 oldu

Bir ülkede 15-64 yaş grubundaki çalışma çağındaki her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 ile 65 ve üzeri yaş grubundaki kişi sayısı olarak tanımlanan toplam yaş bağımlılık oranı, ADNKS sonuçlarına göre; 2018 yılında yüzde 47,4 oldu. Yaş grubu 15-64 olan her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı ise yüzde 34,5 olarak gerçekleşti.Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk bağımlılık oranının 2023 yılında yüzde 33,5, 2050 yılında yüzde 28,7 ve 2080 yılında yüzde 26,7'ye gerileyeceği öngörüldü. 

İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı yüzde 91,5 oldu

Milli eğitim istatistiklerine göre; ilkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2017/2018 öğretim yılında yüzde 91,5 oldu. Net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, cinsiyetler arasında önemli bir farklılığın olmadığı görüldü.

Eğitim hizmetlerinde en fazla sorun eğitim masraflarında görüldü

Yaşam memnuniyeti araştırması sonuçlarına göre; eğitim hizmetleriyle ilgili yaşanan en büyük sorun eğitim masrafları konusunda oldu. Eğitim masraflarında sorun görenlerin oranı 2018 yılında devlet okullarında yüzde 44,2 iken özel okullarda yüzde 60,4 oldu.Eğitim hizmetleriyle ilgili 2018 yılında en az sorunun okulların ısınma, temizlik vb. koşullarında yaşandığı görüldü. Bu oran, devlet okullarında yüzde 8,8, özel okullarda ise yüzde 1,3 oldu. 

Eğitim hizmetlerinde yaşanan sorunlar, 2017, 2018

Resmi kız çocuk evlilikleri azaldı

Evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2014 yılında %5,8 iken bu oran 2018 yılında %3,8'e düştü.Bu oran, illere göre incelendiğinde; 2018 yılında Ağrı ilinin %14,8 ile kız çocuk evlenmelerinde en üst sırada yer aldığı görüldü. Bu ili, %14,1 ile Muş ve %12,5 ile Bitlis izledi. Kız çocuk evlenmelerinin toplam evlenmeler içindeki oranının en düşük olduğu iller ise %0,7 ile Bolu, %0,9 ile Trabzon ve Artvin oldu.

Yaş grubu 15-17 olan çocuklarda iş gücüne katılma oranı yüzde 21,1 oldu

Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre; 2017 yılında 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 20,3 iken bu oran 2018 yılında yüzde 21,1 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranlarına cinsiyet bazında bakıldığında; 2017 yılında iş gücüne katılma oranı erkek çocuklarında yüzde 28,5 iken aynı oran kız çocuklarında yüzde 11,8 oldu. Bu oran, 2018 yılında ise erkek çocuklarında yüzde 30 iken kız çocuklarında yüzde 11,8 oldu. 

Çocuklar en fazla dışsal yaralanma ve zehirlenmeler sonucu hayatını kaybetti

Ölüm nedeni istatistiklerine göre; 2017 yılında 1-17 yaş grubunda en fazla çocuk ölümleri, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Söz konusu nedenle hayatını kaybeden, 1-17 yaş grubundaki çocuk ölüm sayısı 2016 yılında 2.270 iken 2017 yılında 1.846 kişiye düştü. Sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları ise 1-17 yaş grubundaki çocuklarda ikinci en yüksek ölüm nedeni oldu. Bu yaş grubunda, 2016 yılında 1.085 çocuk, 2017 yılında ise 992 çocuk sinir sistemi ve duyu organları hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti.