Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün bitirilmesi sürecine ilişkin "Bu can bu bedende olduğu müddetçe bu acıları dindirmek, bu terörü bitirmek hem kanı hem gözyaşını durdurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiç kimse yanımızda olmasa da anneler için bu mücadeleye devam edeceğiz. Tahriklere rağmen sabotajlara, engellere rağmen tüm kadınlar için, tüm anneler için, tüm eşler için, tüm çocuklar için bu çabayı sürdüreceğiz. Biz artık ülkemizde yüreği tedirgin şekilde asker yolu gözleyen, her akşam yavrusuna dua ederek uyuyan, her sabah yavrusunun hayali ile uyanan tedirgin, korkulu anneler görmek istemiyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan, Büyük Anadolu Otel'de gerçekleştirilen Türk Metal Sendikası 18. Kadın Kurultayı'na katıldı. Burada kadınlara seslenen Erdoğan, "Sizlerden özellikle rica ediyorum kuzeyde ya da güneyde tüm kadınlarından rica ediyorum; hayır dualarınızı bu süreçte bizden eksik etmeyin. Bir çözüm sürecin içerisindeyiz. Türkiye'yi büyütmek için çıktığımız bu yolda hayır dualarınız bizden esirgemeyin" dedi. Başbakan Erdoğan, kadına yönelik şiddete müsamaha göstermeyeceklerini ifade ederken, "Geçmişte görülmeyen, bilinmeyen şiddet şu anda görünür, duyulur, fark edilir hale geldi. Şiddet gerek yasal düzenlemeler sayesinde, gerek duyarlılık sayesinde azalmaya başladı" ifadelerini kullandı. Erdoğan, tüm kadınların teröre "dur" demesi durumunda bu terörün biteceğini vurgularken, "Tüm kadınlarımız evlat acısına son derse bu haberler biter. Anneler evlatlarına sahip çıkarsa, evlatlarını terörün elinden alırsa bu kan biter, annelerin ağladığı hiçbir ülke mutlu olamaz" diye konuştu.
Ulusalcılık adı altında topluma kaygı pompaladığını belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu nasıl milliyetçiliktir, bu nasıl ulusalcılıktır. Sizin ecdat kadar cesaretiniz yok. Bizim ecdadımız korkmadı, biz de korkmayacağız. Bizim ecdadımız ürkek olmadı, biz de ürkek olmayacağız. Bizim ecdadımız, kendine güvensizlik içinde olmadı, biz de özgüven içinde olacağız. 'Türkiye, bölünecek, parçalanacak' diye etrafa korku salan korkaklara ve komploculara inat, biz tıpkı ecdadımız gibi cesur olacak, cesaretle geleceğe yürüyeceğiz. Biz, 780 bin kilometrekare vatan topraklarında asla ameliyat yaptırmayız, asla operasyona müsaade etmeyiz. Bugüne kadar etmediğimiz gibi. Türkiye, binlerce yıllık bu topraklardaki birliğimiz, beraberliğimiz kadar büyüktür. Korkaklara, kendine güvenemeyenlere rağmen yolumuzda kararlı şekilde ilerleyeceğiz. Bu ülkenin ayağından prangaları sökecek, özgüven içinde, dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna yükselteceğiz''
Ayrımcılığın her türlüsüne karşı olduklarını yineleyen Erdoğan, etnik kökenler, inançlar ve cinsiyetler arasındaki ayrımcılığa karşı olduklarını ifade etti.
Başbakan Erdoğan, ''Yola çıkarken tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Fakat bunu sadece Batı'da değil, Doğu'da da dedik. Her yerde dedik. Bir yere git söyle, bir yere git söyleme yok. Birileri Hakkari'de bir tane Türk bayrağı sallayamadı. Batı'ya gel Türk bayrağını salla, Hakkari'de sallama. Böyle mi ulusalcılığınız sizin? Sevsinler ulusalcılığınızı'' diye konuştu.
Erkeğin kadına baskısına ve zulmüne asla göz yummadıkları ifade eden Erdoğan, erkek-kadın eşitliğini vurgulamanın yanı sıra kadınların ayrımcılık nedeniyle oluşan kayıplarını gidermek için ayrıca imtiyazlar sağladıklarını söyledi. Anayasa değişikliği ile kadınlara pozitif ayrımcılığın önünü açtıklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Kimi hedef alırsa alsın her türlü şiddeti kınıyor, lanetliyoruz. Kadına, çocuğa yönelik şiddet bize yapılmış, bizim değerlerimize, bizim inançlarımıza, medeniyetimize yapılmış bir saldırıdır. Çocuğunun gözü önünde, savunmasız bir kadına, anneye el uzatmak, onu bıçaklamak, ona saldırmak, onu katletmek vicdan dışıdır, insanlık dışıdır, vahşetin ta kendisidir. Kadına yönelik şiddete müsamaha göstermeyiz. Geçtiğimiz yıl Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın girişimleriyle, şiddetin önüne geçmek, şiddeti en ağır şekilde cezalandırmak için bir yasa çıkardık. Kamuoyu ve medya kadına yönelik şiddete daha duyarlı hale geldi. Şiddet gerek yasal düzenlemeler, gerek duyarlılık sayesinde azalmaya başladı. Bu duyarlılık devam ettikçe kadına elini kaldıran her vahşi, toplum tarafından kınanacak aynı zamanda hukuk çerçevesinde cezasını çekecektir.''