Tunç Soyer: Dilerim ülkemiz, İklim Devrimi’ni ıskalamaz, yeşil mutabakat kuralları karşısında ezilmez

Tunç Soyer: Dilerim ülkemiz, İklim Devrimi’ni ıskalamaz, yeşil mutabakat kuralları karşısında ezilmez

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 5. Ege Ekonomik Forumu’nun açılışında, "Dilerim ülkemiz, bu büyük değişimi, İklim Devrimi’ni ıskalamaz. Beyin göçü vermeye devam etmez. Yeşil Mutabakat kuralları karşısında ezilmez” diyerek; yaşam kalitesi yüksek bir İzmir bırakmak istediğini belirtti. 

Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteği, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) ve Özgencil Grup iş birliği ve çok sayıda oda, borsa ve sivil toplum kuruluşunun katkılarıyla bu yıl beşinci kez düzenlenen Ege Ekonomik Forumu’na katıldı.

“Yeşil Bir Gelecek İçin: Şimdi” başlığıyla çevrim içi yapılan forumun açılış bölümünde, Başkan Tunç Soyer’in yanı sıra İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam, Özgencil Grup Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Özgencil ve iş dünyasının çok sayıda temsilcisi yer aldı.

"Doğayla uyumlu bir uygarlık insanlığın en temel konusudur"

Başkan Tunç Soyer, sözlerine, İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'ndaki (COP26) notlarını aktararak başladı. Başkan Soyer, “İnsanlığın iklim kriziyle mücadelesini daha da büyütmek için dünya liderlerinin, yerel yönetimlerin, özel sektör ve sivil toplumun buluştuğu COP26, belki de insanlık tarihinin en önemli buluşmalarından biri. Glasgow’da şunu gördüm; insanlık, artık iklim krizini kırıntılar vererek çözemeyeceğini anlamış durumda. Doğayla ilgili meseleler, yakın bir zaman öncesine kadar onlarca konudan herhangi biri, belki de en önemsiziydi. COP26’da da açık bir şekilde gözlemlediğim üzere, bu durum tümüyle tersine döndü. Doğayla uyumlu bir uygarlık kurmak, artık insanlığın en temel konusudur” diye konuştu.

"Umarım Türkiye, iklim devrimini ıskalamaz"

Başkan Soyer, “Ekonomi de ticaret de siyaset de bundan sonra dünya genelinde iklim kriziyle birlikte ele alınacak. Türkiye’nin ve İzmir’in bu değişimin gerisinde kalma şansı yok. Tersine, bu soruna karşı gelişen küresel çözümlerin ne kadar hızlı ve ne kadar fazla parçası olursak o kadar iyi. Şimdi insanlık, İklim Devrimi’ni yapmaya hazırlanıyor. Dilerim ülkemiz, bu büyük değişimi, İklim Devrimi’ni ıskalamaz. Beyin göçü vermeye devam etmez. Yeşil Mutabakat kuralları karşısında ezilmez” dedi.

"Yaşam kalitesi yüksek bir İzmir bırakmak istiyorum"

İklim krizinin çözümünde yerel yönetimlerin sorumluluğundan söz eden Soyer, “Hepinizin bildiği gibi, ben de seçim beyannamemden başlayarak İzmirlilere doğayla uyumlu ve iklim krizine dirençli bir şehir vaat ediyorum. Bunu nasıl başaracağımızı, geçtiğimiz nisan ayında lansmanını yaptığımız İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’nde adım adım anlatıyoruz. Avrupa Kalkınma Bankası’nın hibe desteğiyle hazırladığımız ve uluslararası normlarla uyumlu iki eylem planı, İklim ve Yeşil Şehir eylem planlarımız bu stratejinin temelini oluşturuyor. Belediye meclisimizin bir yıl önce onayladığı bu eylem planları, bugün COP26’da tartışılan birçok yenilikçi projeyi kapsıyor. Yaptığımız çalışmalar, İzmir’in iklim kriziyle mücadelede daha şimdiden dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer almasını sağlıyor. Görev yaptığım sürece bu konudaki kararlılığımı artırarak sürdüreceğimi bir kere daha ifade etmek isterim. Çünkü bir belediye başkanının asla unutmaması gereken şey, yönettiği şehri gelecek nesillerden emanet aldığıdır. Ben, gelecek nesillere yaz günlerinde kavrulan beton sokaklar veya en küçük yağmurda su basan caddeler değil, yaşam kalitesi yüksek bir İzmir bırakmak istiyorum. Bu nedenle gündelik projelere değil, zor da olsa, bilimsel temelleri olan kalıcı çözümlere yatırım yapıyorum” diye konuştu.

"İklim krizine en az etki eden şehirlerden birisiyiz"

İzmir Valisi Yavuz Selim Koşger ise “Medeniyet dediğimiz şey, insanla doğa arasındaki mücadeleden ibaret. İnsan, ne zaman galip geldiğini düşünse aslında kaybetti. İklim krizi dediğimiz şey de budur. İnsanoğlunun şapkayı önüne alıp düşünmesi gereken noktadayız. Dünya, Yeşil Mutabakat, Paris Antlaşması gibi yollarla bu krizin üstesinden gelmeye çalışıyor. Türkiye de bu konuda inisiyatif alan ülkelerden birisi. Biz, iklim krizine en az etki eden şehirlerden birisiyiz. İzmir’de yapacağımız yatırımları, sanayiyle, tarımla, turizmle ve kentleşmeyle ilgili bütün çalışmaları iklim krizi gerçeğini göz önünde alarak planlamalıyız” dedi.

"İzmir, iklim değişikliğine uyum inisiyatifi kuracağız"

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener de oda olarak, ‘İzmir İklim Değişikliğine Uyum İnisiyatifi’ni kuracaklarını söyledi. Özgener, “İzmir İklim Değişikliğine Uyum İnisiyatifi, iklim değişikliğiyle ilgili riskleri ve kırılganlıkları değerlendirmekten, strateji ve eylem planı tasarlamaya ve bunların sonuçlarını izleme ve değerlendirmeye kadar pek çok konuda çalışma yürütecek. Bu doğrultuda yeni yatırımlarda iklim körü kararlardan kaçınılmasını sağlamak, döngüsel ekonomi yaklaşımının benimsenmesini sağlamak ve enerji vatandaşlığı kavramını yerleştirmek gibi pek çok başlık var” diye konuştu.

"Yenilenebilir enerji yatırımcıları caydırılmamalı"

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “İklim değişikliğinin önüne geçmek ve yeşil bir dünya için enerji ihtiyacımızı yenilenebilir enerjiden sağlamak durumundayız. Ege Bölgesi, yenilenebilir enerji ve yenilenebilir enerji ekipmanları üretimi konusunda Türkiye’nin lideri konumunda. Yenilenebilir enerji yatırımları için yasal mevzuat sadeleştirilmeli ve yatırımcıyı caydıracak bir unsur olmamalı. Ege İhracatçı Birlikleri olarak Türkiye’de ilk defa Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçı Birliği’ni kurmak için çalışmalara başladık” dedi.

EGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam ise şöyle konuştu:

“Biz, Türkiye’nin imzaladığı Paris İklim Antlaşması’nın Türkiye adına sivil toplum yüzü ve temsilcisi olmaya hazırız. Ege’nin, bunu yerine getirebilecek bir bölge olduğuna yürekten inanıyoruz.” dedi.