Tuncay Güney: Solda öldürecek adam kalmadı şimdi sağa geçecekler

Tuncay Güney: Solda öldürecek adam kalmadı şimdi sağa geçecekler

Ergenekon davasının temelini oluşturan belgeler evinde bulunan, uzun süre Fethullah Gülen ile birlikte çalışan Tuncay Güney, “Fethullah Gülen ve örgütü, parti çatısı altında toplanmaya karar verdi. Partinin adı olarak Hür ve Laikler Partisi seçildi” dedi.

Gülen Cemaati’nin devletin her kanadında örgütlendiğini savunan Güney,  “Fethullah Gülen ve örgütünün tek örgütlenemediği yer MİT’ti” ifadesini kullandı. Güney, bazı önemli  kişilere suikastlar düzenleneceği iddiası ile ilgili olarak, “Solda öldürülecek adam kalmadı, en son Hrant Dink. Şimdi sağa geçecekler” şeklinde konuştu.

Fethullah Gülen Cemaati’nin yasa dışı dinleme yaptığı iddiaları ile ilgili olarak Takvim gazetesine konuşan Tuncay Güney, “Cemaat kendinden olmayan hiç kimseye güvenmez. Bu nedenle herkesin hayatını kaydedip arşivlerler, paralel istihbaratı 30 yıl önce kuruldu.” şeklinde konuştu. Güney, “Fethullah Gülen’in 1,5 ay önce Kanada’ya iltica etmek istediğini ancak kabul edilmediğini” iddia etti.

Tuncay Güney’in Takvim gazetesinde yer alan söyleşinden satır başları şöyle:

Türkiye'de Gülen'i keşfetmek gibi bir kavram türedi. Oysa Gülen'in ilk diriliş hareketi 1980'lere dayanır. Cemal Madanoğlu, Cemal Gürsel ve Alparslan Türkeş'in de içinde olduğu bir hareket 1980'de Gülen cemaatiyle hareket etmeye başladı. Cunta, eğitimli ya da eğitilecek kadrolarını, eski ülkücüleri ya da milliyetçi gençleri ve hocanın vaazlarını dinleyenleri cemaate yönlerdirdi. Yani askerler Gülen'e 'ordu içinde örgütlenelim" dedi.

Ama asıl örgütlenme polisteydi. Bu da Anavatan dönemine dayanır. Cemaat 1984-1986 yılları arasında eski ülkücüler sayesinde poliste güçlendi. Bugün cemaate bakarsanız ya Devlet Planlama Teşkilatı'ndan, ya devlet kadrolarında çalışmış ülkücü hareketten ya da komando kamplarından gelmiş olan kimselerle karşılaşırsınız.

Özal döneminde Milli Güvenlik Kurulu'nun gizli kararı vardı. Ki o dönem Gülen aranıyordu ama aslında aranmıyordu. Bu bir Milli Güvenlik Kurumu projesiydi. Bugün devlet, cemaatin her şeyini biliyor ve dosyalıyor. Eğer bir cemaate bir operasyon yapılacaksa bir gazetecinin veyahutta cemaatten ayrılmış birisinin konuşmasına gerek yok.

 

‘Fethullah Hoca İslam postunda İsrailiyatçılık yapıyor’

 

Şimdi birileri çıkıp cemaat okullarının nasıl açıldığını paraların nasıl döndüğünü anlatıyor. Buna himmet ya da bağış diyorlar. Böyle bir şey yok. Cemaatin paraları Yahudi sermayesinin bankaları tarafından değerlendiriliyordu. Son 15 yıldır ise paralar Dubai üzerinden değerlendiriliyor. 28 şubat döneminde ise zarar görmeyen tek finans kuruluşu Asya Finans'tır.

Türkiyede üst düzey bir iş adamı Yahudi bankasından kredi çekerek fon aldı. Kağıtla oynanarak bu borç ödendi. Hoca İstanbul'da Altunizade'deyken bu karar alındı. Bank Asya işte böyle kuruldu.

Fetullah Hoca İslam postunda İsrailiyatçılık yapıyor. Bunu 30 yıldır yapıyor. Bütün islamı tarikat cemaat ve grupları hoca için "İçimizdeki Yahudi" ifadesini kullanır. İsrail ile cemaati yan yana getiren kurum ya da işadamları, bu irtibatları çok uzun yıllar önce sağlamıştı. Gülen'in İsrail'e ve ABD'ye açılmasına ön ayak olmuş kişiler küresel sermayenin Türkiye'deki sahipleridir. Hocanın İsrail ve ABD'ye açılmasını sağlayan bu kişilerden birisi sağ.

Cemaat Doğu'da rahat hareket edemiyordu. O dönemde bölgede devlet yok bürokratik engeli aşmak için il jandarma alay komutanlığına gitmeye gerek yok. Bunun için PKK ile görüştük. Böylece Zaman gazetesinin dağıtılması için izin aldık. PKK'lılara "Eğer Zaman'ın dağıtılmasını engellerseniz Avrupa ve Amerika üzerinden örgüte gelen paralara el koyarız" dedik.

Samanyolu televizyonu ilk kez FEM dershanesinin Çemberlitaş'taki yerinde kuruldu. LIONS Klübü'nün onursal başkanı Ali Müezzinoğlu, Çemberlitaş'a geldi. Onlarla Orta Asya'daki çalışmalar için anlaşma imzalandı. Masonlar'la bir görüşme de Altunizade'de yapıldı. İşadamı statüsündeki Masonlar'ın hocayı ziyaret ettiğini biliyorum.

Evet imam olayı var. ABD'den Çin'e kadar her ülkenin imamı var. Ayrıca Türkiye'de tüm meslek gruplarının imamları var. Bütün bölgelerin bölge imamı var. Ancak eski imamlar, Ankara'dan gelen yeni imamlardan çok rahatsız oldu.

Cemaat kendinden olmayan hiç kimseye güvenmez. Bu nedenle herkesin hayatını kaydedip arşivlerler. Sizi polisteki dosyanızdan yargılandığımız mahkemedeki bilgilerinize kadar her şeyinize sahiptirler. Poliste sorgulanmışsanız, bunun hemen kaydını alırlar. Bu arada İngilizler, Gülen'e Hoca Fethullah diyor. Ben de o yüzden bu ifadeyi kullanıyorum.

 

‘Fethullah Gülen Parti kuracak’

 

Pensilvanya'dan paralel hareketi yürüten Gülen, siyasete resmen atılmak üzere kolları sıvadı! Fethullah Gülen ve örgütü, parti çatısı altında toplanmaya karar verdi. Partinin adı olarak Hür ve Laikler Partisi seçildi. Partinin tüzük ve amblem çalışması için düğmeye basıldı.

Cemal Gürsel döneminden beri Türkiye de Risale-i Nur basmak yasaktı. Peki Türkiye'ye Risale-i Nur nereden ve nasıl geliyordu! Risale-i Nur Amerika'da bir petrol firması tarafından basılıyordu. Cemaat, kitabı Türkiye'ye kaçak yollarla sokarken Arslanlı Lojistik firmasının sahibi Kemal Keçer'den rica etti Ama o kabul etmedi. Bunun üzerine İhsan Kalkavan, gemileriyle Risale-i Nur'u Türkiye'ye taşıdı.

Gülen'in birkaç tane Devlet Planlama Teşkilatı'ndan gelen danışmanı vardır. Bunlar derin devlet kadrolarındandır. 30 yıldır da birlikteler. Hiç kimsenin karşısında Hoca Efendi ayağa kalkmamışken bu kişilerin karşısında ayağa kalkmış ve ceketinin önünü iliklemiştir. Ben buna şahit oldum. Bu ekip 5 yıl önce de Türkiye'de büyük bir operasyon için düğmeye bastı.

17 Aralık Operasyonu başarılı olsaydı, bugün birçok iş adamının mal varlıklarına el konulacaktı. Fethullah Gülen, bütün Türkiye'yi yönetmek istiyor. Artık kendilerinden birinin Türkiye'yi yönetmesi gerektiğine inanıyorlar. Kendilerinin istediklerini birini başbakan yapmak istiyorlar. Ancak diğer İslami gruplar bundan çok rahatsızdı.

 

‘Gülen, Kanada'ya iltica talep etti’

 

Fethullah Gülen, 1.5 ay önce Kanada'ya iltica talebinde bulundu. Ancak Kanada bunu kabul etmedi. Hoca yeni bir ülke arayışına girdi. Amerikalı yetkililer ise "Biz sizi göndermiyeceğiz. Zaten oturum hakkınız var" dedi. Bu arada Gülen cemaati, terör listesinde sanılıyor. Ama herkes kendini kandırıyor. Gülen ve grubu, ikinci dereceden tehlikeli İslamcı grup olarak fişlenmişlerdir.

 

‘Cemaat, Hakan Fidan’dan rahatsız’

 

Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan, Türk İstihbaratını globalleştirmeye çalışıyor. Ancak bu bazılarını çok rahatsız ediyor. Çünkü hiçbiri Hakan Fidan'ın çizgisini bilmiyor. İşte bu bilinmemezlik Gülen örgütünü ve yabancı servisleri çıldırtıyor. Gülen, Turgut Özal zamanında parmakla sayılacak kadar çok az insanı MİT'e sokabilmişti. MİT biliyorsunuz yüz yüze görüşme de yapıyor. Sizinle ve çok ince araştırma yaptıklarından dolayı içeriye sızmak biraz zor oluyor tabi. Bu nedenle Fethullah Gülen ve örgütünün tek örgütlenemediği yer MİT'ti. Zaten MİT'i yönetirseniz MİT'in başında sizden birisi olursa siz Türkiye'yi yönetirsiniz. Yani istihbarat her şeye hakimdir...

Belçika'dan Ahmet bey diye biri terör örgütü DHKP-C'ye geldi. Bu örgüt o zamanlarda çok güçlü. Önüne gelen herkesi durmadan tehdit ediyor. İşin en kötü tarafı, bunlardan biri de Fethullah Gülen cemaatinin 5 kasasından birisi... Herkesten yardım istedik. Sonuç alamadık. Ardından "Ekimciler" diye bir örgüt bulduk. Onların aracılığıyla DHKP-C ile görüştük. Birkaç görüşmeden sonra yüklü bir ödeme yaptık. Böylece 5 kasadan biri olan o abinin canını kurtardık.

 

‘Eskiden beri dinleme var’

 

Cemaat paralel istihbaratı 30 yıl önce kurmuştu. Bu kapsamda pilot bölgeler seçiliyordu. Ancak Kırşehir'de ev açmak imkansızdı. Çünkü vali çok ters biri. Valinin zayıf noktasının kadınlar olduğunu öğrendik. Oradaki bir mafya babasının yardımıyla valiye Rus kadın gönderdik. Böylece Kırşehir'de okulu açtık.

Cemaatte dinleme çok eskiden beri var. Cemaatteki bütün ağabeyler yani üst düzeydekilerin hepsi dinleniyor. Son dönemde polis istihbarat şubesini ele geçirdikten sonra dinlemeler globalleşti. Bundan önce mekân dinlemeleri vardı. Mesela bir toplantı oluyor. Mekana bizden önce birisi gidiyor ve dinleme cihazını yerleştiriyor. Sonra da ortam dinlemeleri yapıyorlar. Eskiden dinlemeler küçük kameralar ve Çin'den getirilen kravat iğneli kameralar ile yapılıyordu.

 

‘Solda öldürülecek adaml kalmadı’

 

Solda öldürülecek adam kalmadı, en son Hrant Dink. Şimdi sağa geçecekler.

Pensilvanya'da güvenliği arttırarak "Sağda ölümleri başlatın" diyorlar. Bundan 1 yıl sonraki genel seçimlerde yapılmak istenen şu. CHP-MHP ittifakı için Türkiye'de faili meçhul cinayetler, yürüyüşler, olaylar oluşsun. Mısır'daki gibi ordu duruma el koysun. Demokrasi ve insan hakları olmasın. Yani kaos olsun. Tüm istedikleri bu. Bunlar Türkiye'nin büyümesini

Gazeteci Nazlı Ilıcak'ı ve CHP'lileri Fethullah Gülen'e götüren benim. Kapıda karşılayan ve davet eden bizzat benim. Gelelim Twitter meselesine... Twitter, Türkiye'yi Muz Cumhuriyeti olarak görüyor. Bu nedenle Türkiye'nin aleyhine çalışıyor.

SİZ Türkiye'de adı Robert olan, Simon olan, David olan MOSSAD ajanı arıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Türkiye'de MOSSAD ve CIA ajanı olanlarının adı Hacı Murat abi, Sofi Kemal abi, Derviş Kemal gibidir. Bunların hepsi de Türkiye'de doğmuş ajanlardır.