Tuncay Güney’in 2001 yılında Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanırken çekilen görüntülerde tarih çelişkisi göze çarpıyor. Güney’in bir olayı anlatırken tarihini “2005’lerde” şeklinde vermesi ise sorgunun daha yakın bir zamanda yapıldığı şüphesini doğuruyor. CHP, Güney'i konuşturan TRT'ye dava açıyor'Güney maaşını Küçük'ün talimatıyla Davutpaşa Kışlası'ndan alıyordu'Güney'i davaya sokan cip Özbek General Dostum'unVatan gazetesinin haberine göre çarşamba günü, Ergenekon davası avukatları Tuncay Güney’in 2001 yılındaki sorgu kasetlerini gazetecilere dağıtmış ve TV’ler de kasetleri denetimsiz biçimde günboyu yayınlamıştı. Milyonlarca izleyici Güney’in poliste verdiği görüntülü ifadeyi izledi... İşte aynı gece TRT de hedefteki adam Tuncay Güney’le temasa geçerek Kanada’nın Toronto kentinden canlı yayına çıkarma kararı aldı. Ve önceki akşam TRT 2’de İbrahim Gürkan Sarı’nın sunduğu “Büyüteç” programına Güney Toronto’dan katıldı. İzleyenleri şaşırtan ve büyük tepki çeken programda stüdyo konukları ise TBMM eski Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, Mehmet Elkatmış ve gazeteci Şamil Tayyar’dı. Davanın firari şüphelisi Güney, program boyunca başta CHP ve lideri Deniz Baykal olmak üzere pek çok kurum ve kişiye ağır suçlamalar yöneltti. Programın sunucusu Sarı, yayın boyunca Güney’e “Sayın” diye hitap etmesi ve “Efendim” diye seslenmesi herkesi şaşırttı. Ancak unutulan bir şey vardı... Tuncay Güney, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından henüz sorgulanmamış ama ortaya attığı ididalar ile “Lobi” ve “Devletin Yeniden Yapılandırılması” adlı şahsi belgeleri davanın omurgası olarak iddianameye alınmıştı. Güney’in adı iddianamenin 887’nci sayfasında “firari şüpheli” olarak geçiyordu. Yani firardaydı ve aranıyordu. Hakkındaki “yakalama emri” oturduğu evin muhtarlığına kadar ulaşmıştı, ancak kendisi Kanada’daydı. Hakkında uluslararası yakalama ve tevkif müzekkeresi ise çıkarılmamıştı. Mahkemedeki yargılamalar sırasında bu konu çok sık tartışıldı. Sanık avukatları, ısrarla “Tuncay Güney’in davadaki hukuki yeri nedir? Savcılık’tan sorulsun” diye talepte bulundular. Ve Mahkeme bu konuda Savcılık’tan bilgi istedi. Ancak Savcılık mahkemeye gönderdiği yazıda, “Hazırlık soruşturması 2008/1756 nolu dosyayla gizlilikle sürdürülüyor, bu nedenle mahkemenize gönderilememiştir” ifadesini kullanmıştı. Mahkeme bu yazıya büyük tepki gösterip, “Gizlilik kararlarını mahkemeler alır, yazınızı iade ediyoruz. Güney’in durumu hakkında ayrıntılı bilgi verin” diye yazı yazılmıştı. Kendisi bile şaşırdı İşte, hakkındaki soruşturmayla ilgili bilgilerin mahkeme heyetinden bile saklandığı Tuncay Güney, önceki akşam TRT 2’de, bir bilirkişi edasıyla gövde gösterisi yaptı. CHP’ye, tekrar etmemiz halinde suç işleme ihtimali olan ağır suçlamalarda bulundu, Deniz Baykal’ın “ajan” olabileceğini ima etti. Diğer parti ve kişilere de çok ağır suçlamalar yöneltti. Yayın sırasında, Güney’e sürekli “Sayın” diye hitap edildi. Altyazıda “Güney hakkındaki iddiaları yanıtlıyor” ifadesi kullanıldı. Güney bile şaşkındı, “TRT bir tabuyu yıkıyor, beni ekrana çıkarıyor. TRT’ye çıkmak çok önemlidir. Burası da eskiden devlet sırrıydı” gibi ifadeler kullandı. Program sunucusu, gece yarısı bitmesi gereken canlı yayını, kulağına yapılan uyarıyla bir saat uzattı ve yayın 01.00’e kadar sürdü. Cevap hakkı kullanmak isteyenler için telefon duyurusu yapıldı ancak, İşçi Partisi avukatı bağlandığında sözü kesildi. 2005’te de ifade verdi mi? Güney’in ifadelerinde ortaya çıkan 3 çelişki, 2001’deki sorgunun dışında 2005’ten sonra da ikinci kez ifadesinin alındığı izlenimi doğurdu. Şöyle ki... 1. Çelişki: Güney, bir arkadaşından bahsederken “Benden 3 yaş küçük. Şimdi 33 yaşında” diyor. Güney, 1972 doğumlu. Kendinden 3 yaş küçük biri 33 yaşındaysa, Güney 2001’de 36 yaşında olmalı! 2. Çelişki: Bu Veli Küçük tarafından yaptırılan Topal Osman Heykeli ile ilgili anlatımlarında gizli. Güney, bu konuyu aktarırken 2005’e gönderme yapıyor: “Mesele Topal Osman değil. Tarih 1999’da 2005’lerde...” 3. Çelişki: Tuncay Güney, Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır’dan bahsederken “Şimdi Amerikalar’da kebap yapıyor” diyor. Eğer kasdettiği Çakır’ın VATAN Washington temsilciliği ise, yazarımız o tarihte bu göreve atanmış değildi. Dil sürçmesi değilse, bu da sorgu tarihi konusundaki kafa karışıklığını artırıyor. Güney 2001’de konuştuysa 3-4 yıl sonrasını söylemiş olamaz. Ruşen Çakır da “Eğer 2005 sonrası alınmış ifade ise benim olayımla örtüşüyor. Çünkü o anda Amerika’da olduğumu ifade ediyor. Ben 2001’de Amerika’da değildim” dedi. TRT’nin tartışılan haberleri Kanadoğlu, TRT-2’den öğrendi: Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, evinde otururken gözaltına alındığı haberini TRT 2’den öğrendi. Dalan’ın kasası: ABD’de bulunan ve hakkında arama kararı çıkartılan İstanbul eski Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın vakıf yönetim binasında bulunan kilitli çelik kasasının açıldığı ve içinden 5 silahının çıktığı haberini de TRT verdi. Kazılar: Sincan Yenikent Mahallesi’nde başlatılan kazılarda ele geçirilen mühimmatı görüntüleyen tek TV kanalı TRT oldu. Savcı kazılarda ele geçirilen mühimmatı sadece TRT kameralarının görüntülemesine izin verdi. TRT Genel Müdürü: Habercilik başarısı TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Yargıtay Cumhuriyet Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evine yapılan baskın, Bedrettin Dalan’ın kasasından çıkan silah haberleri ve Yenikent’teki kazıya dair haber ve görüntülerinin ilk önce TRT’den verilmesinin altında başka bir şey aranmaması gerektiğini de vurgulayarak, bu yayınları “habercilik başarısı” olarak görmek gerektiğini ifade etti. Ve şöyle dedi: “TRT’ye uzman muhabir kavramını getirmeye çalışıyoruz. Yargı ve emniyet muhabirlerimiz geçmişte olduğu gibi memur olarak değil, gazeteci olarak çalışıyor. Tuncay Güney, son ana kadar haber dairesine çıkıp çıkmayacağına dair bilgi vermedi. Son gün çıkacağı belli oldu. Bu yüzden de tanıtım fragramları son saatlerde yayınlandı. Haber Dairesi yayınlarda söz hakkı düşen karşıt görüşlü insanlara söz hakkı vermek için sürekli telefon numaralarını bildirdi. Perinçek’in avukatı iki kere canlı yayına katıldı. Sunucumuz herkesin takdir ettiği gibi tarafsız kaldı. TRT ekranlarında haber refkleksi artmıştır. Kimse şaşırmasın. Kar yağışını da Ergenekon kazılarını da aynı habercilik ciddiyetiyle veriyoruz.” Sağlar: Bu adam uçuk TRT’de Tuncay Güney ile 4 saat canlı yayına katılan eski Bakan ve Meclis Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, Gazeteteport’a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Susurluk olayında gerçeklerin ortaya çıkması için 13 yıldır mücadele ediyorum. Bildiklerini de hergün paylaşıyorum. Kod Adı Susurluk adlı bir kitap yazıp perde arkası olayları da anlattım. Tuncay Güney bizim komisyonun bir ansiklopedi bıraktığını söyledi. Ansiklopedi dediği ciddi bir rapordur. TRT’deki programda 4 saat karşı karşıyaydık. Güney’in ruh hali bana normal gelmedi. Bazı kesimlerce kullanılmış, bazı olaylardan bilgi sahibi olmuş ama birin yanına 10 ekleyerek anlatıyor. Bu adam uçuk.” Güney’i sorgulayan Emniyet Amiri: Gülen sorulunca terledi Tuncay Güney’i 2001 yılında sorgulayan eski emniyet amiri Ahmet İhtiyaroğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede şimdiye kadar 23-24 bin kişiyi sorguladığını ancak Tuncay Güney gibi birine rastlamadığını söyledi. İhtiyaroğlu, dilekçesinde “Bu kadar çok şey bilen tek adam, bu kadar kolay anlatan ve bu kadar evrak bulunduran bir adam bana uygun gelmedi. Bu adamın anlattıklarına inanmıyorum” dedi. İhtiyaroğlu, Güney’in Gülen’e ilişkin sorular üzerine terleyip tedirgin olduğuna dikkat çekti: “Fethullah Gülen yapılanmasının 1970’li yıllarda Ergenekon oluşumunun bir alt yapılanması olduğunu, Turgut Özallı yıllarda güçlenip boynuz kulağı geçer misali Ergenekon oluşumunu geçtiğini, özellikle emniyet içinde çok güçlendiğini söyledi. 28 Şubat sonrası Ergenekon’un Fethullah Gülen oluşumunu tasviye kararı aldığını anlattı. Kendisinin Fethullah Gülen oluşumu içinde yer aldığını ve bu oluşum tarafından Ergenekon yapılanması içerisine yerleştirildiğini, Ergenekon yapılanmasının basın işlerinden sorumlu olduğunu söyledi. Şimdi Ergenekon yapılanması ile Fethullah Gülen arasında çatışma olduğunu beyan etmişti.”