Tuncay Özkan: Nazlıcan’ı da üç kez eğilip öksürtüyorlar

Tuncay Özkan: Nazlıcan’ı da üç kez eğilip öksürtüyorlar

Hülya Karabağlı / Ankara

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, üyesi olduğu TBMM İnsan Hakları İnceleme  Komisyonu’nu olarak Silivri Cezaevi’nde inceleme yaptıklarını, emekli Orgeneral İlker  Başbuğ’dan, Doğu Perinçek’e, Yalçın Küçük’ten, gazeteci Tuncay Özkan’a kadar çok sayıda isimle yüz yüze görüştüklerini söyledi. Ağbaba, son dönemde cemaat karşıtı açıklamalarıyla dikkat çeken Hanefi Avcı, lüks koğuşuyla gündeme gelen Sedat Peker, KCK Davası’ndan yargılanan Cesim Soylu, Deniz Zarakolu, Abdulkadir Ak, Celalettin Delibaş, Mustafa Avcı ile görüşme yaptıklarını anlattı. Ağbaba, İzlenim ve gözlemlerini bir değerlendirme raporu yaparak şunlara dikkat çekti.

 

‘Nazlıcan’ı üç kez eğilip öksürtüyorlar’

 

Gazeteci- yazar Tuncay Özkan,  cezaevine girerken 14 yaşında olan kızı Nazlıcan’ın 21 yaşına girdiğini anlatırken ‘ince aramayı’ gündeme getirdi. Özkan, “Nazlıcan’ı da üç kez  eğilip öksürtüyorlar.  Sutyenin kopçası dahi çıkarılıyor.  60 yaşındaki teyzeyi üç kez eğiltip öksürtüyorlar. Tamam anladık bize yapıyorsunuz, bari ailelerimize, eşimize, çocuklarımıza yapmayın” dedi.

 

İlker Başbuğ:  Sadece biz değil aileler de mağdur

 

“The Rise of Islamic Capitalism” ve Arend Lijphart’ın  (Demokrasi Modelleri Otuz Altı Ülkede Yönetim Biçimleri ve Performansları)  kitaplarını okuyan Başbuğ, “ ÖYM’lerdeki rezalet kabul edildi. Eğer bu rezalet kabul edildiyse, hâkimlerin cezalandırdığı insanları ne kadar içeride tutacaksınız? Kumpası “Ayarlanmış yargıçlar/Savcılar” yaptıysa bu mahkemeler yolu ile mahkûm edilenler daha ne kadar içeride kalacak. Hangi dediğiniz doğru onu sormak gerek” dedi. Başbuğ’un, “Sadece biz değil ailelerde mağdur” sözleri dikkat çekti.

 

Hanefi Avcı: Cemaatte çok bilgi var

 

Cezaevinden cemaat karşıtı açıklamalarını sürdüren Hanefi Avcı, “Devlet bir guruba, cemaate bırakılamaz. Ortada olan görülmemiş çok önemli bir olay. Dünyada en büyük güç bilgidir. Cemaatte çok büyük bilgi var. Bu gücün onlarda olduğunu düşünüyorum. Hala kendilerine güveniyorlar. Hala dik duruyorlar. Cemaatin çok ciddi bir bilgi birikimi var. Devlete hakim. Kendi yandaşlarını istediği gibi kullanıyor. Emniyet, yargı, MİT anında birbirine bilgi sağlıyor. Kadroları harcanırken AKP buna göz yumdu” dedi.

 

Yalçın Küçük: Burası tam bir köpek hane

 

Silivri Cezaevi için Yalçın Küçük, “Yemekleri almak için kullandığımız kapılardaki delikler köpekler için. Burası tam bir köpek hane. Burada bize insan gibi davranmıyorlar. Birbirimizle görüşmemiz engelleniyor. Cezaevinde yürürken karşılaştığımızda birbirimize selam vermemize izin vermiyorlar. Sohbet hakkımız engelleniyor”

 

Doğu Perinçek: PKK silah bıraksın. Genel Af çıksın

 

Perinçek de, “Hukuki düzenlemeler kişiye özel çıkartılamaz. Apo çıkmasın diyemezsiniz. Silah bırakılacak, eşitlik, özgürlük için birlikte mücadele edilecek. PKK silah bıraksın. Genel af çıksın” dedi.

 

‘Biz burada rehineyiz’

 

KCK Davası’ndan yargılanan Cesim Soylu,  Deniz Zarakolu,  Abdulkadir Ak, Celalettin Delibaş, Mustafa Avcı de, “  AKP-Cemaat çatışması ve işbirliğiyle buradayız.  Cezaevinde olmamız hem insani hem de hukuki açıdan facia. Bu dava siyasi bir dava. Bülent Arınç’ın, Başbakan’ın bugün söylediklerini biz mahkeme de söyledik. Bu yüzden bu davanın çözüm yeri Meclis’dir. Biz burada rehineyiz. Kameralar ortak alanları sürekli izliyor. Her yerde kamera var. Odalara bakıyor. Bu kameraların güvenlik ile ilgisi yok. Açlık Grevi yaptığımız için disiplin cezası aldık. Kapıları tıklattığımız için disiplin cezası aldık. Bu disiplin cezaları yüzünden bir yıldan beri ailemi göremiyorum”.

 

Sedat Peker: Şanımdan 10 yıl verdiler

 

“Herkese üyelikten 5-6 yıl verdiler, gazetecilere 15-20 yıl verdiler. Bana da, Sedat Peker’e de şanımdan ünümden dolayı ayıp olması diye 10 yıl verdiler” dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun Silivri Cezaevlerine yapmış olduğu ziyaretlere katılan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağba’nın değerlendirmesi şöyle.

 

Mimari yapı kameraların gözetlemesi üzerine yapılmış

 

Silivri Cezaevlerinde sadece Ergenekon Davası ve Balyoz mahpusları, birçok haktan mahrum bırakılıyor. Sohbet hakkından, spor ve etkinlik haklarından faydalandırılmıyorlar. Cezaevinde odalar ve genel mimari düzen kameralar ile gözetleme üzerine kurulmuş durumda. Cezaevinde sıcak/soğuk problemi mevcut değil.

 

Çiçek yetiştirmek için toprak yasak

 

Cezaevinde ciddi bir akustik problemi bulunuyor. Çamaşır makinesi bulunmadığı için çamaşır yıkamak problem. Telefon görüşmeleri için verilen süreler az. Hastane sevkleri problem. Diş hekimine sevk için 1-2 ay beklemek zorunda kalıyorlar. Özellikle dâhiliye Doktorunun sürekli olarak kelepçeli muayeneye zorladığı mahpuslar tarafından beyan ediliyor.

 

Pamuk içine konulan sarımsak toplatılmış

 

Çiçek yetiştirmek için bile toprak bulundurmaya izin verilmiyor. Pamuk içine sarımsak koyan mahpuslar bunun bile engellendiğini ve pamuğun ve sarımsağın alındığı söylüyorlar.

 

Silivri 1 No’lu Cezaevi E-2 Koğuşu

 

Doğu Perinçek, Oktay Yıldırım, M. Bedri Gültekin, Erkan Özsel, Turan Özlü’nün kaldığı koğuşta, duvara Türk Bayrağı ve andımız asılı ve bolca kitap bulunuyor. Koğuşta eski bir TV var. Masada su bidonları vardı. Bu su bidonlarına sopa eklenerek halter yapılmış. Ayrıca koğuşta kuru biber ve sarımsak asılı.

 

Veli Ağbaba’nın Silivri CEzaevi raporunun tam metni için tıklayınız