Tunceli'de Seyit Rıza ve arkadaşları için sessiz protesto

Tunceli'de Seyit Rıza ve arkadaşları için sessiz protesto

FERİT DEMİR/TUNCELİ, (DHA) - ELAZIĞ\'da 1938 yılında idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşları, Tunceli\'de düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. Seyit Rıza Meydanı\'nda bir araya gelen grup, ellerinde Seyit Rıza ve arkadaşlarının fotoğraflarını tutarak, sessiz protesto eylemi düzenledi.Tunceli CHP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen ilk anma etkinliği Seyit Rıza heykeli önünde yapıldı. Seyit Rıza Meydanı\'nda toplanan 20 kişilik CHP\'li grup adına basın açıklaması yapan CHP İl Başkanı Ali Rıza Güder, devletin 1938 yılında Dersim’in kapısında insanlığından, vicdanından, aklından ve mantığından soyunduğunu belirterek, \"1938 Dersim, Türkiye Cumhuriyeti’nin cinnetidir. Tanıklarımız aynı zamanda bu zulmün müsebbibleridir. İnsanoğlunun en zalim kılıç darbesiyle bu dünyadan göçüp gitmiş atalarımızdan bir nebze hürmetin ve merhametin esirgenmesi duygularımızı incitmektedir. Sözümüz haklılığımızı ispat için değildir. Ne olursa olsun umudumuzu ve inancımızı korumakta kararlıyız\" dedi. Akşam saatlerinde ise Dersim Araştırmalar Merkezi ve Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu tarafından Seyit Rıza heykeli önünde anma töreni düzenledi. Törene HDP milletvekilleri Alican Önlü ve Müslüm Doğan ile sanatçı Ferhat Tunç ve çok sayıda kişi katıldı. 1938 yılındaki Dersim olayları sırasında çekilmiş fotoğrafları taşıyan grup, yaklaşık yarım saatlik sessizlik eylemi yaptı. Dersim Araştırmalar Merkezi adına bir konuşma yapan sanatçı Ferhat Tunç, Seyit Rıza\'nın idam edilmeden son sözünün sorulduğunu, ancak isteğinin yerine getirilmediğini belirterek, \"15 Kasım 1937 Dersim için vahşetin başlangıç tarihidir. Elazığ\'da kurulan göstermelik bir mahkemede yargılandılar ve haklarındaki iddialarda ne olduğunu bilmeden idama mahkum edildiler. Zaten anlamadıkları bir dilde iddianame hazırlanmış ve çarptırıldıkları idam kararı okunmuştu. 75 yaşında olan Seyit Rıza\'nın idamın kanunlara uygun olması için yaşı küçültülürken, küçük olan oğlunun yaşı ise büyütülmüştü. Karar yüzlerine okunurken birbirlerine sorular yöneltip henüz neticeyi anlamaya gayret ediyorlardı. Savunma yapma hakları yoktu. Onları savunacak avukatları yoktu. Türkçe bilmiyor olmaları da sorun teşkil etmiyordu\" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI