Tunuslu gençler radikallerin kıskacında

Tunuslu gençler radikallerin kıskacında

Başkent Tunus'a 130 kilometre mesafedeki Silyana kentindeyiz. 40 bin nüfuslu kentte otomotiv sektörü için kablo üreten Alman Dräxlmaier fabrikası da bulunuyor. Fabrikada üç bin kişi istihdam ediliyor. Yani en az bu kadar insanın düzenli bir geliri var. Ama yetmiyor. Çünkü gençler arasında işsizlik korkunç boyutlara tırmanmış durumda.

Silyana'da yaşayan Boujemaa Ayari'nin daveti üzerine evine gidiyoruz. Mütevazı bir evde ailesiyle yaşıyor. Ama mutsuz. Oğullarından birini başkente üniversite eğitimi için göndermiş. Ancak gelişmeler umdukları gibi olmamış. Oğlu eğitimini yarıda bırakmış ve iş aramaya başlamış. Baba Ayari uzun bir süre ondan hiç haber alamamış. Daha sonra Libya'da bulunduğunu öğrenmiş. Oğlu Libya'dan arayıp, bu ülkede iş bulduğunu anlatmış. Bu konuşmadan sonra da irtibatları kopmuş. Ayari uzun bir süre sonra gelen bir telefondan oğlunun Esad birliklerine karşı savaşmak üzere Suriye'ye gittiğini, orada da esir alındığını öğrenmiş.

Duyduğu bu haber karşısında şoke olduğunu anlatan Ayari, “Bu bir şoktu. Bizler savaşçı değiliz. Ailemizde şiddet yabancı bir terimdir. Üç yıldır oğlum Suriye'de hapiste. Ne Suriye ne de Tunus hükümetleri oğlumun serbest kalması için destek veriyorlar” diye konuşuyor.

İşsizlik ve çaresizlik

Ayari'nin diğer oğlu Ghaiet de sohbete katılıyor. Silyana'daki birçok gencin işsiz olduğunu anlatıyor. Ghaiet'e göre gençler arasındaki işsizlik oranının yüksek olması aşırı İslamcı terör gruplarının iştahını kabartıyor. Ghaiet yaşadıkları ortamı, “Burası küçük bir şehir ve herkes birbirini tanır. İnternet kafelere bazen birileri gelir ve aşırıların sitelerine bakmak istediğini söylerler. Yani cihatçıların yaşamlarının anlatıldığı sitelere... Bu kişilerin mantıklı bir iş için savaştıklarını ve karşılığında da para kazandıklarını anlatıyorlar. Silyana'daki gençler gibi boş oturmayıp, işe yaradıklarını anlatıyorlar” sözleriyle betimliyor.

İşsiz, parasız, umutsuz bir gençlik. İşte tam da radikallerin hedefindeki bir kesim. Mevcut Tunus hükümeti de bu durumun farkında. Başbakan Habib Essid özellikle işsizliğin büyük sorun olduğunu ve radikallerin bu durumdaki gençleri etkilemeye çabaladıklarını vurguluyor.

Bir türlü önüne geçilemeyen işsizlik, engellenemeyen yolsuzluklar, gerekli reformların yapılamaması, siyasi çalkantılar Tunuslu gençleri radikal İslamcıların kucağına itiyor. Tüm bu gelişmeler radikal içerikli mesajlara karşı gençlerde daha fazla hassasiyet oluşmasına yol açıyor.

Söz konusu radikalleşmenin acı etkileri de görülüyor. Bardo Müzesi'nde gerçekleştirilen terör saldırısının izleri halen silinmedi. İki saldırgan müzedeki 20 turisti öldürmüştü. Bu olaydan üç ay sonra Susa'da bir otelin kumsalındaki 39 kişi yine terör saldırısının kurbanı olmuştu. Son olarak geçtiğimiz kasım ayında başkentte bir otobüsteki 12 kişi terörist saldırı sonucu öldürülmüştü.

Gençlere perspektif sunulmuyor

Tüm bu saldırıların hedefi Tunus'ta istikrarın sağlanmasını engellemek. Hükümet terör saldırılarını önlemek amacıyla baskınlar düzenliyor, kuşkuluları tutukluyor, askeri tedbirleri artırıyor. Ama gençlere perspektif sunmada bir türlü başarılı olamıyor.

İşte bu nedenle radikal İslamcılar Silyana gibi kentlerde gençleri kendi saflarına çekebilmek için zemin bulabiliyorlar.

Zira işsizlik onlar için bulunmaz fırsat.

Ghaiet Ayari'ye nasıl iş aradığını soruyoruz. "Unutun" diye yanıt veriyor. "Burada iş bulmak mümkün değil. Kahvehanelerde garson olarak bile çalışamazsınız" diye ekliyor.