TÜPRAŞ'tan rekor cezaya Vehbi Koç'lu yanıt

TÜPRAŞ'tan rekor cezaya Vehbi Koç'lu yanıt

Rekabet Kurumu tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, 412 milyon TL para cezası verilen Koç Holding'in amiral gemisi sayılan TÜPRAŞ'ın web sitesinden merhum Vehbi Koç'un "Ülkem varsa ben de varım" sözü hatırlatılarak açıklama yapıldı. İdari para cezasına karşı tüm yasal hakların kullanacağını belirten TÜPRAŞ, açıklamada büyük ekonomik kriz nedeniyle pek çok rafineri şirketinin faaliyetini durdurduğu ve iflas ettiği dönemde 850 milyon TL zarar etmesine rağmen ülkenin akaryakıt temin güvenliğini ön plana alarak akaryakıt ikmalini zararına da olsa sürdürdüğü ifade edildi.

Açıklamada, uluslararası akaryakıt fiyatları ve döviz kuruna bağlı olarak hesaplanan rafineri satış fiyatına ek olarak, akaryakıt üzerinden alınan vergiler ve dağıtım şirketleriyle bayilerin masraf ve kar paylarının akaryakıt pompa fiyatlarının oluşmasında belirleyici olduğu hatırlatıldı, uygulanan bu para cezası ile ilgili tüm yasal hakların kullanılacağı duyuruldu. TÜPRAŞ'tan yazılı olarak yapılan ayrıca web sayfasında da yer verilen açıklamada şöyle denildi:

"Şirketimiz nezdinde Rekabet Kurumu tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, Kurul’ca Tüpraş’a 412 Milyon TL ceza verilmesi yönünde oy çokluğu ile verilen karar özeti, Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 17 Ocak 2014 tarihinde açıklanmıştır. Tüpraş’ın fiyatlandırma ve sözleşmelere ilişkin uygulamaları yoluyla hakim durumunu kötüye kullandığı, bu suretle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6’ncı maddesini ihlal ettiği iddia edilerek, bu çerçevede 2013 mali yılı sonunda oluşması beklenen cironun takdiren yüzde 1’i oranında olmak üzere 412 Milyon TL idari para cezası verilmesine karar verildiği belirtilmektedir. Henüz gerekçeli karar yazılmadığından konu iddia ve kararın ayrıntıları ile açık yasal dayanakları bilinmemekle birlikte verilen kısa karardan anlaşıldığı kadarıyla, söz konusu idari para cezasının esas olarak 5 yıllık inceleme süreci içinde bütün dünyada ekonomik ve finansal krizin en yoğun olarak yaşandığı 11 Ekim 2008-1 Ocak 2009 tarihleri arasındaki 2 ay 20 günlük dönemde aşırı fiyatlama yapıldığı iddiasıyla verildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle belirtmek isteriz ki, her ne kadar Tüpraş ülkemizde kurulu tek rafineri şirketi olsa da akaryakıt piyasası, 1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe giren Petrol Piyasası Kanunu ile tamamen serbestleştirilmiştir. Piyasa oyuncuları herhangi bir miktar sınırlaması olmaksızın Türkiye ’ye akaryakıt ithal edebilmektedirler. Bu nedenle akaryakıt dağıtım şirketleri ticari ve mali tercihlerine bağlı olarak istedikleri miktarda akaryakıtı Karadeniz Bölgesindeki 18 rafineri ve Akdeniz Bölgesindeki 53 rafineri başta olmak üzere dünyanın herhangi bir yerinden ithal edebilmektedirler. Buna bağlı olarak da TÜPRAŞ bölgede bulunan 71 adet rafineri başta olmak üzere tüm rafinerilerle tam bir rekabet içinde çalışmaktadır. Örneğin, Samsun veya Trabzon’a Ukrayna Sivastopol’dan ithalat yapmak, İzmit Rafinerisine göre, Mersin veya Antalya bölgesine İsrail’den ithalat yapmak, İzmir Rafinerisi’ne göre navlun olarak daha düşük maliyetlidir."

 

'Rafineri çıkış fiyatının 1.5 katı ÖTV'

 

TÜPRAŞ açıklamasında, kurumdan yapılan alımlarda rafineri çıkış fiyatının 1.5 katı tutarındaki ÖTV'nin baştan ödendiği, ithalatta ise, dağıtım şirketinin satış yaptığı anda tahakkuk ettiği de belirtilirken, bu durumun üretim yapan rafinerei şirketi (TÜPRAŞ) aleyhine ithalata büyük bir finansal avantaj sağladığı ifade edildi. Açıklamanın devamında şöyle denildi:

"Nitekim yılda yaklaşık 16.5 milyon ton tüketimi olan ülkemizin temel taşıma akaryakıtı motorinde (tüketim miktarı benzinin 9 katından fazladır) Türkiye pazarının sadece yaklaşık yüzde 34’ü Tüpraş üretimi ile karşılanmaktadır. Rekabet Kurumu tarafından yapılan 5 yıllık inceleme sonucunda, aşırı fiyatlama iddiasında bulunulan 11 Ekim 2008-1 Ocak 2009 tarihleri arasındaki 2 ay 20 günlük dönemin öncesinde ve sonrasında, yani 1998 yılından bugüne kadar, TÜPRAŞ, Otomatik Fiyatlama Kararnamesi olarak bilinen 98/10745 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na paralel fiyatlandırma yapmıştır. 1998 yılından itibaren temel alınan fiyatlandırma sistemi metodunun esasında ürünün Akdeniz Piyasa Fiyatı ile Dolar /TL döviz kuru iki önemli değişkendir. Akaryakıtın Akdeniz piyasasındaki CIF fiyatı ve Dolar/TL döviz kuru çarpılarak bulunan referans fiyatla, günlük referans fiyat arasındaki farklılık belirli bir yüzdeyi geçtiğinde, fiyat değişikliği artış veya düşüş yönünde piyasaya yansıtılmaktadır."

TÜPRAŞ açıklamasında, bu göstergeler ve işleyişle her yıl ürün bazında artış ve düşüş olarak ortalama 20-30 fiyat değişimi olduğu da belirtirekek, şu ifadelere yer verildi:

"1998 yılından beri kamu ve özel sektör yönetimlerindeki TÜPRAŞ tarafından uygulanan bu metot ilgili ve yetkili tüm kamu kurum ve kuruluşların da tercihi olmuştur. Piyasada düzen ve işlerliğin sağlanması, denetimlerin daha sağlıklı olarak gerçekleştirilebilmesi için günlük fiyat değişimi gerek ilgili kurumlar, gerekse siyasi makamlar olmak üzere otoriteler tarafından tercih edilmemiştir. Fiyatlandırma dönemsel olarak değerlendirildiğinde, 1998’den sonraki 15 yılın 2006 yılına kadar olan 7.5 yılı kamu dönemine aittir ve fiyatlama ile ilgili her hangi bir problem gündeme gelmemiştir.

2006–2008 yılları arasındaki dönemle ilgili olarak yine aşırı fiyat iddiasıyla yapılan incelemede 24 Temmuz 2008 tarihli Rekabet Kurumu Ön araştırma Raporuna göre soruşturma açılmaya dahi gerek duyulmamıştır. 1 Ocak 2009 tarihinden bugüne kadar geçen 5 yıl için de herhangi bir olumsuz tespit bulunmamaktadır."

 

Ekonomik kriz ve indirimler

 

TÜPRAŞ'ın açıklamasında döviz kuru ve hampetrol fiyatlarında karşılaşılan yüksek fiyat hareketlerinin piyasanın belirsizliğini arttırdığı, 2008 yılı Ekim ayındaki büyük ekonomik kaybın, 2008 yılı Kasım ayındaki tekrarı halinde hampetrol ve akaryakıt ürünleri ithalinde ortaya çıkabilecek sıkıntılarla ilgili olarak ilgili kurum ve bakanlıklar önceden bilgilendirildiği kaydedildi. Açıklamanın devamında şöyle denildi:

"2 ay 20 günlük bu dönemde şirketimizce benzin fiyatı 10 kez, motorin fiyatı ise 9 kez düşürülmüştür. Nitekim pompa fiyat değişimlerinin gösterildiği aşağıdaki grafik ve CIF fiyat karşılaştırması yapılan tablolardan da görüleceği üzere, ilgili dönemde dahi Tüpraş Avrupa ve bölgesindeki diğer ülke rafinerilerinden daha hızlı bir şekilde fiyat indirimlerini gerçekleştirmiştir. Yaşanan büyük ekonomik kriz nedeniyle pek çok rafineri şirketinin de faaliyetini durdurduğu ve iflas ettiği bu dönemde, şirketimiz de yaklaşık 850 Milyon TL (Ekim 517 Milyon, Kasım 207 Milyon, Aralık 126 Milyon TL) zarar etmiştir. Buna rağmen, ülkemizin akaryakıt temin güvenliğini ön plana alan şirketimiz, ülkemizin akaryakıt ikmalini zararına da olsa sürdürmüştür."

 

Vergiler ve kâr payları

 

TÜPRAŞ açıklamasında, uluslararası akaryakıt fiyatları ve döviz kuruna bağlı olarak hesaplanan rafineri satış fiyatına ek olarak, akaryakıt üzerinden alınan vergi ve dağıtım şirketleriyle bayilerin masraf ve kar payları akaryakıt pompa fiyatlarının oluşmasında belirleyici olduğu hatırlatıldı, şöyle denildi:

 

'Ülkem varsa ben de varım'

 

"Aşırı fiyatlama iddiasında bulunulan 11 Ekim 2008-1 Ocak 2009 tarihlerindeki akaryakıt pompa fiyat bileşenleri aşağıdaki grafiklerde karşılaştırmalı olarak yer almaktadır. Dönem başında benzin pompa fiyatının yüzde 25’ini oluşturan rafineri satış fiyatı yüzde 16’ya, motorinde ise yüzde 35’ten yüzde 26’ya gerilemiştir. Aynı dönemde vergi yükü ise benzinde yüzde 63’ten yüzde 70’e, motorinde yüzde 51’den, yüzde 58’e yükselmiştir. Bu çerçevede, şirketimizin rafineri satış fiyatlarını indirdiği bu dönemde, pompa fiyatlarındaki vergi etkisi açıkça görülmektedir. Koç Holding tarafından 26 Ocak 2006’da 13 konsorsiyumun katıldığı ihalede yüzde 51 hissesi 4 Milyar 140 Milyon Amerikan Doları bedelle devralınan Tüpraş, merhum Vehbi Koç’un 'Ülkem varsa, ben de varım' felsefesi ile devam eden yatırımlarının tamamlanması ile 2015 yılı itibarıyla toplam 5.5 milyar Amerikan doları tutarındaki yatırımı hayata geçirmiş olacaktır. Şirketimiz ülkemizin akaryakıt ihtiyacını en üst kalitede ve güven ile sağlamak üzere geçmişte olduğu gibi bugün de tüm mevzuat ve düzenlemeleri esas alarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmek üzere her koşulda üretimini sürdürmeye ve yatırım yapmaya devam edecektir."

 

'Kendi kararlarına da aykırı'

 

TÜPRAŞ'ın tüm yasal hakların kullanılacağının da duyudulduğu açıklamanın son bölümü ise şöyle:

"Rekabet Hukuku ve Rekabet Kurulu’nun “bugüne kadar" istikrar kazanmış uygulama ve kararlarında zarar edilen dönemler için aşırı fiyat iddiasında bulunulmamasına rağmen, fiyatlarını rakip rafinerilerden daha hızlı indiren ve ülkemizin akaryakıt ikmal güvenliğini ön plana aldığı için Ekim-Aralık 2008 döneminde 850 Milyon TL zararı göze alarak faaliyetlerini basiret ve istikrarla sürdüren Tüpraş için, yukarıdaki açıklamalarımızın tamamı dikkate alındığında, aşırı fiyatlama iddiasıyla ceza kesilmesi konu ile ilgili ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğu gibi Rekabet Kurumunun içtihat haline gelmiş kendi kararlarına da aykırıdır. Bu nedenle de söz konusu idari para cezası ile ilgili olarak tarafımızca tüm yasal haklarımızın kullanılacağı hususunu kamuoyunun bilgilerine sunarız. Saygılarımızla"