Üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliğiyle ilgili kararını verirken, “Ya tek başına anayasayı değiştirme gücüne sahip olan bir parti TBMM’ye gelir ve rejimle ilgili anayasa değişiklikleri yaparsa” sorusuna yanıt arayan Anayasa Mahkemesi, “anayasayı koruma” görevi gereği bu tip değişikliklere karşı önlem alınması gerektiği sonucuna vardı. Yüksek Mahkeme, şekil denetiminin sadece aritmetik işlemlere göre değil, anayasanın değiştirilemez maddelerine uygunluğa göre de yapılması gerektiğini belirterek iptal kararını verdi. Anayasa Mahkemesi’nin tarihi içtihat kararı, bundan sonra yapılacak tüm anayasa değişiklikleri için de geçerli olacak. İki soruya yanıt Alınan bilgiye göre, 1982 Anayasası’nın yürürlüğe girdiği günden bu yana ilk kez bir anayasa değişikliğini, anayasada açıkça belirtilen şekil denetimi şartları dışında bir nedenle iptal eden Anayasa Mahkemesi, önceki günkü tarihi oturumunda kritik iki soruya yanıt aradı. Söz alan üyeler, “Seçim sonunda, bir parti TBMM’ye anayasayı tek başına değiştirecek çoğunlukla girer ve devletin kuruluş felsefesine aykırı anayasa değişiklikleri yaparsa ne olur?” ve “Bu tip bir anayasa değişikliği, denetim yoluyla engellenebilir mi?” sorularına verilecek yanıtların, türban değişikliğini de yakından ilgilendirdiğini ifade etti. Bazı üyeler de, “bu çoğunlukta bir partinin anayasa değişikliğiyle iktidar süresini 20 yıla çıkarması”, “kuvvetler ayrılığı ilkesini kaldırması halinde ne tip bir önlem alınabileceği” gibi radikal soruları ortaya attı. Yapılan tartışma sonunda, anayasayı korumak ve kollamakla yükümlü Anayasa Mahkemesi’nin bu nitelikteki anayasa değişikliklerine karşı önlem alma zorunluluğu bulunduğu savunuldu. Sayısal çoğunluğun hiçbir iktidara tek başına rejimle ilgili değişiklik hakkı tanımayacağına işaret eden üyeler, bu noktada anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Esasa dolaylı girdi Üyeler, buna göre şekil denetiminin sadece teklif ve oylama çoğunluğu, ivedilikle görüşme yasağı gibi aritmetik işlemlerle sınırlı tutulamayacağı sonucuna vardı. “Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerine aykırı bir teklif verilmesi halinde, şekil denetimi yetkisi kapsamında yapılan anayasa değişikliğinin iptal edilebileceği” görüşü oluştu. Yüksek Mahkeme, bu görüş doğrultusunda, türbanla ilgili anayasa değişikliği metnini ve değişikliğin gerekçesini inceledi. Böylece dolaylı biçimde dosyanın esasına girilmiş oldu. Üyeler, gerekçede yer alan ve değişikliğin türban yasağını kaldırmayı amaçladığını gösteren ifadelerin, Anayasa Mahkemesi’nin kamusal alanda türban takılmasının laiklik ilkesine aykırı olduğu konusundaki 1989 ve 1991 kararlarını etkisiz kıldığı sonucuna vardı. Üyeler, değişikliğin dolaylı biçimde Anayasa’nın 2. maddesindeki “laiklik” ilkesini işlevsiz kıldığı, bunun da laiklik ilkesinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğine yönelik 4. maddeye aykırı olduğu değerlendirmesini yaptı.