CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Salı akşamı yaptığı açıklamada Ensar Vakfı ve TÜRGEV'in, ABD'deki "paravan bir vakfa" toplamda 1 milyar lira transfer ettiğini söylemişti. Bu vakfın, Ensar ve TÜRGEV'in ortak kurduğu Turken Foundation Inc olduğu anlaşılmıştı.
Açıklamanın ardından TÜRGEV ve Ensar Vakfı'nın bu kadar büyük meblağda bir parayı nasıl elde ettiği soru işaretlerine neden olmuş, gözler bu vakıflara yurtiçinden yapılan bağışlara çevrilmişti.
Peki iki vakıf Türkiye'de nasıl denetleniyor, faaliyetleri ne gibi düzenlemelere tabi?
Türkiye'de vakıfların yurtiçinden aldığı ya da yurtdışına gönderdiği bağışların Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bildirilmesi gerekiyor. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu'nun bu kuruluşları denetleme yetkisi var. İçişleri Bakanlığı'nın özellikle yardım toplama gibi alanlarda yetkisi bulunurken, Devlet Denetleme Kurulu vakıfların, derneklerin ve bunların iştiraklerinin denetimini yapma, bunlarla ilgili idari soruşturma yürütme görevine sahip.
DW Türkçe'ye konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan, sivil toplum kuruluşlarının bütün dünyada yolsuzluk için bir araç olarak kullanılabildiğine dikkat çekerek, bu nedenle bu alanda sıkı bir denetime ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Bu denetimlerin de hem iç denetim olarak hem de bağımsız kurumlar ve yetkili kuruluşlar tarafından yapılması gerektiğine işaret ediyor.
İzinsiz yardım toplayabiliyorlar
TÜRGEV ve Ensar Vakfı, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün "İzin Almadan Yardım Toplama Hakkına Sahip Kuruluşlar" listesinde bulunuyor.
Ensar Vakfı'na izinsiz yardım toplama yetkisi 30 Temmuz 2021'de verildi. Aynı izni TÜRGEV 2018'de aldı.
Vakıf ve derneklere izinsiz yardım toplama hakkı daha önce İçişleri Bakanlığı'nın önerisi ve Bakanlar Kurulu Kararı ile veriliyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte izinsiz yardım toplama hakkı için Cumhurbaşkanı'nın kararı yeterli sayıldı. Kanunun bu hakkı düzenleyen maddesi, "Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak, kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir" şeklinde değiştirildi.
Vergiden muaflar
Ensar Vakfı, Bakanlar Kurulu'nun 16 Ağustos 2012 tarihli kararıyla kamu yararına çalışan ve vergiden muaf bir vakıf olarak tescil ettirildi. TÜRGEV'e Bakanlar Kurulu Kararı'yla vergi muafiyeti tanınma tarihi ise 26 Eylül 2011.
Gelir Vergisi Kanunu'na göre kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin yüzde 5'ini (kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 10'u) aşmamak üzere makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indiriliyor. Kurumlar Vergisi Kanunu'na göre ise kamu menfaatlerine yararlı sayılan dernek ve vakıflara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının yüzde 5'ine kadar olan kısmı kurum kazancından indirim konusu yapılabiliyor.
Türkiye'de vakıf ve derneklere yapılan bağışların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılma zorunluluğu yok. Bağışlarla ilgili bilgiler sadece devlet kurumlarında yer alıyor.
Vergi muafiyeti tanınan firmalara bağış yapmak ise bu bağışları gider olarak gösterdikleri için iş dünyasına avantaj sağlıyor.
Oya Özarslan, bağış yapılan vakıfların siyasi açıdan önemli kişilerle bağlantıları olması halinde bu bağışların kamu ihalesi almak gibi farklı yararlar da sağlayabileceğine dikkat çekiyor.
"TÜRGEV ve Ensar Vakfı'nın adının geçtiği skandalda en önemli hususlardan biri de Türkiye'deki şeffaflık eksikliği" diyen Özarslan, "Çünkü bu paraların nereden geldiğini aslında biz bilmiyoruz, kamuoyu bilmiyor. Bu yüzden burada da bir soru işareti var. Nasıl bu kadar büyük paralara sahip oluyor bu kurumlar? Kimler veriyor bunları? Ve bunun karşılığında da bu bağışları verenler herhangi bir yarar elde ediyorlar mı? Kendilerine herhangi özel bir çıkar avantaj sağlıyorlar mı? Bunların hepsinin açıkça araştırılması, konuşulması, ortalığa dökülmesi gerek. Çünkü çok ciddi miktarlardan bahsediyoruz" ifadelerini kullanıyor.
TÜRGEV'in 2018-2019 faaliyet raporuna göre vakıf söz konusu iki yılda 94,1 milyon lira genel bağış topladı. Aynı dönemde mal ya da hizmet yoluyla yapılan ayni bağışların değeri ise 85,5 milyon lirayı buldu.
Bakanlar Kurulu'nun Temmuz 2006 tarihli kararına göre genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinden, kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve benzeri teşekküllere bağış yapılabiliyor.
Bu yardımların yapılması, kullanılması, izlenmesi, denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin esas ve usuller Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirleniyor.
Belediyelerin vakıflarla yaptığı protokoller de mevcut. Belediye Kanunu'nda yapılan düzenlemelere göre; belediye meclisinin kararı üzerine belediyeler kamu yararına çalışan dernekler ve Cumhurbaşkanı'nca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebiliyor.
TÜRGEV ve Ensar Vakfı'nın adı da sık sık kullanımlarına bedelsiz tahsis edilen kamu arazileri ve binalarla gündeme geliyor. Belediyelerin yanı sıra Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) gibi kamu kurumları da bu vakıflara emlak tahsisinde öne çıkıyor.
2019'da kamuoyuna açıklanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait, 'STK-Okul-Yurt 2018' adlı faaliyet raporunda, iki vakfın 2018 öncesinde İBB'den aldığı yardımlar gündeme getirilmişti.
Rapora göre TÜRGEV 51 milyon 593 bin 44 lira ile İBB'den en fazla yardım alan ikinci vakıftı. Ensar Vakfı'na ise aynı dönemde 29 milyon 797 bin 240 lira yardım yapılmıştı.
İBB, Ağustos 2019'da iki vakıfla yapılan protokolleri iptal etti. Ensar Vakfı ve TÜRGEV kararla ilgili açtığı davayı kaybetti.
TÜRGEV ile İBB arasında 2015'te imzalanan protokol kapsamında ise İBB'ye ait dört ayrı taşınmaz, yurt hizmetlerinde kullanılmak üzere TÜRGEV'e verilmişti. İBB Başkanlığı, 23 Ağustos 2019'da süresinin dolduğunu söyleyerek protokolü feshetti ve TÜRGEV'den yurt olarak faaliyet gösteren binaların verilen tefrişat malzemeleriyle iade edilmesini istedi. Ancak İstanbul 14. İdare Mahkemesi, Mayıs 2021'de İBB'nin "sözleşmenin feshedilmesi" karanını iptal etti.
1996 yılında İSEGEV adıyla kurulan TÜRGEV'in kurucuları arasında Bilal Erdoğan yer alıyor. Vakıf, vergi muafiyetinin ardından 2012'de adını TÜRGEV olarak değiştirdi. TÜRGEV'in bugünkü yönetim kurulundaysa aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı ve eski Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın eşi olan Esra Albayrak yer alıyor. TÜRGEV Yönetim Kurulu Başkanı ise Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un eşi Fatmanur Altun. Altun ayrıca Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Üyesi.
ÜRGEV'in yönetim kurulunda ayrıca İBB eski başkanı Mevlüt Uysal, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bakan Yardımcısı Kübra Güran Yiğitbaşı, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Murat Şeker, Star Medya Grubu İcra Kurulu Üyesi ve Kartal Anadolu İHL Mezunları ve Mensupları Derneği'nin yönetim kurulu üyesi Ahmet Bayraktutar gibi isimler var.
Ensar Vakfı'nın adı ise ilk kez Karaman'daki kayıt dışı yurtta çocuk istismarıyla gündeme gelmişti. 2018'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın vakıfla beş yıllık eğitim, seminer, gezi ve proje protokolü imzalaması da tepki çekmişti. Ensar Vakfı'nın geçen yıl kamuoyuyla paylaşılan TÜGVA belgelerinde de adı geçiyordu. Belgelere göre Şener Ağaç'ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu Ensar Vakfı, ülke genelindeki 85 kapatılan yurdun kendisine devredilmesini istedi. Odatv'nin haberine göre vakıf, bu yurtların yedi tanesini devraldı.
Kurucuları arasında Türkiye'ye medreseleri ve sübyan mekteplerini geri getiren AKP'li eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve AKP'li eski İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın yer aldığı Ensar Vakfı'nın yönetiminde ise AKP eski milletvekili Feyzullah Kıyıklık, AKP'nin eski Bağcılar Belediye Başkan Yardımcısı Recep Çalık gibi isimler var.
Ensar Vakfı'nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre vakıf, 37 kız ve 25 erkek yurdu ile toplamda 62 yurtta 6 binden fazla öğrenciye hizmet veriyor. Vakfın ayrıca burs, proje, seminer, sosyal sorumluluk ve yayın faaliyetleri bulunuyor. Vakfın aldığı bağış miktarına ilişkin bilgiler kamuya açık kaynaklarda yer almıyor.
Oya Özarslan, yolsuzluk için kullanılan mekanizmalarda genelde siyasi nüfuz sahibi birilerinin bir sivil toplum kuruluşu kurduğunu ifade ediyor. Özarslan, "O sivil toplum kuruluşunun da çeşitli yönetim görevlerine yakınlarından biri getirilir ve buralara para aktarımı olur, buralardan paralar çıkar. Yönetime dahil olanlara huzur hakkı verilmesi ya da mal ve hizmet alımlarının yakın kişilere verilmesi, ihalelerin verilmesi gibi değişik yollar kullanılarak bu yapılır" diyor.
Pelin Ünker