Avukat Turgut Kazan, Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan aramalar ve gözaltına alma yöntemlerinin darbe dönemlerini çağrıştırdığını belirterek, “Darbelere karşıyım ama sivil olanına da karşıyım” dedi. Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Ergenekon soruşturmasının 12’inci dalgasını NTV'de Can Dündar’ın hazırladığı “Canlı Gaste” programında değerlendirdi. Avukat Kazan, şunları söyledi: "Hocalarımız bize böyle öğretti; Ceza Kanunları suçlar için, Usul Kanunları ise masum insanları korumak içindir. Biz de Ceza Muhakemeleri Kanunu’nu yaptık. Orada diyor ki, ‘Davetiyeyle çağırın’. Arama, demokratik ve hukuksal bir önlemdir, bir karardır. Kaçacağı konusunda ciddi bir kuşku varsa tabii ki... Ama iddianamede bu isimleri zaten yazmışsınız. Sanık olmadığı halde asla yazamayacağınız bu isimleri yazmışsınız. Bu insanlar orada duruyor. Ya üniversitesinin başında ya evinde ya da işinde duruyor. Adalet Bakanı'na mektup İki darbe görmüşüm. İkisinde de sanık olmuşum. Birinde 15 yıl mahkum olmuş ve 3,5 yıl hapis yatmışım. İkincisinde de büyük acılar yaşadım. Büyük davalarda korka korka müdafillik yaptım. Adalet Bakanı’na bir mektup yazdım. ‘Biz büro komşusu olarak, 12 Eylül’de büyük acılar yaşadık. Bilesin ki, insanların duyduğu dehşet ve korku o günleri aşmıştır’ diye. Cevap gelmedi, dava açtım. Kurallar çiğnendiği için Adalet Bakanı’na soruşturma açılmasını istemiştik. Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtık. Duruşması yapıldı, bir karar verilecek. Usul medeniyettir. Yani Muhakeme Hukuku medeniyettir. Ne kadar medeni olduğunuzu ve demokrasiyi ne kadar uyguladığınızı gösterir. Arama nasıl olacak? AİHM kararını okuyayım; Belçika’yla ilgili Erst kararı... Arama kararları geniş terimlerle ifade edilmiştir. Başvurucular herhangi bir somut bir suçla suçlanmamıştır. Soruşturulmaya girilecek yerde nelere el konulacağı belirtilmemiştir. 8’inci kararı ihlal edilmiştir. Böyle arama varsa, demokrasi yokturGece yarısı asla arama yapılamaz. Arama kararında hiçbir şeyle suçlanmıyorlar. Arama kararı, kanuna taban tabana zıttır ve açıkça karşıdır. Eğer, insanlar bu arama kararıyla aranacaksa, o ülkede demokrasi ve hukuk yoktur. Arama kararı, böyle oluyorsa kimsenin Türkiye’de güvenliği yoktur. Fiil gösterilmeliDiyorlar ki, ‘Kimsenin dokunulmazlığı yoktur’. Anayasa’da iki dokunulmazlık vardır, herkes için dokunulmazlık. Bir, konut; iki kişi dokunulmazlığıdır. Ceza Muhakemeleri Kanunu’na uygun dokunacaksın. Ümraniye bombaları, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay saldırısı; bunlar 2006-2007 yıllarındaki eylemler için... Kanun diyor ki; ‘Fiili göster’. İyi de bu, bu insanların fiili mi? Bu fiili göstermek yetmez, bu insanlar için ne gösteriyorsun? Türkan hanım için acı duydum1,5 aydır Türkan Hanım’a gitmek ve Nasılsınız’ demek istiyordum. Fakat rahatsız olur diye buna cesaret edemiyordum. İnanılmaz acı duydum, bu acıyı duymayanları da anlayamıyorum. Kendisini dirençli gördüm, bunun için de sevindim. Onun darbeye ve şeriata karşı olduğunu yakından biliyorum. Dehşet ortamı yaratılıyorEvine gitmek ve arama yapmak için makul bir şüphe göstereceksin. Neyi arayacağını da göstereceksin. ÇYDD’den burs alan öğrencilerin listeleri, burs veren insanların isimleri götürüldü. Yarın bu öğrenciler nasıl burs alacak? İnsanlar nasıl burs verecek. Bu çağdaş eğitim çabasının bir biçimde belini kurmak mıdır? Onları götüremezsiniz, arama kararı veremezsiniz. Ümraniye’den başlıyorsunuz. Ümraniye bombalarıyla ilgili belgeleri alabilirsiniz ama burs listesini alamazsınız. Bu usul hatası değil, dehşet ortamı yaratmaktır. Suçla ilgisi olmayanların iadesi gerekir. Suçla ilgili baştan belli şeylerin de götürülmemesi gerekir. Savunma hakkı gaspa uğradı Bilgisayarın kayıtlarının ancak kopyasını götürebilirsiniz. Arama emri kanuna açıkça aykırıdır. Alıp götüremezsiniz. 134’üncü maddeninin ikinci fıkrasına göre; eğer şifresi varsa, kilitliyse ve girilemiyorsa bir kopyasını alıp, aslını iade edersiniz. Polis diyor ki ‘Benim bu kadar işim var’. İnsanların en doğal hakkı olan savunma hakkı gaspa uğramıştır. Son derece yanlış ve hukuka aykırıdır. Darbenin siviline de karşıyım46 yıldır ne yazık ki, Türkiye’de her zaman her şey olabilir diye bir sonucu öğrendim. Hukukçu olarak da bundan mahçubiyet duyuyorum. Darbeye güvenli bir toplumda yaşayabilmek için karşıyım. Ama ‘Darbeye karşıyıyız’ diyenlerin köşe bucak saklandığı dönemlerde iki darbenin ortasında görev yapan bir insan olarak, darbeye karşıyım ama sivil olanına da karşıyım."